Türkiye’nin Dijitalleşme Karnesini Açıklandı

TÜBİSAD’ın Türkiye’nin Dijital Dönüşüm 2025 Endeksi, Türkiye’nin dijital teknolojilerin kullanımında güçlü bir kapasiteye sahip olduğunu ancak bu gücün sürdürülebilir ve hızlanan bir dönüşüme evrilebilmesi için ekosistemi güçlendirecek bütüncül adımlara ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyuyor.

Bu yılki Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi, 5 üzerinden 3,13 olarak hesaplandı. Endeks, bir önceki yıla kıyasla sınırlı bir artış göstererek yeniden yükseliş eğilimine girerken; mevcut tablo, doğru politika setleri ve ekosistemi güçlendirecek adımlarla daha güçlü bir ivmenin mümkün olduğuna işaret ediyor. Buna karşın endeks değeri, henüz 2021 yılında ulaşılan seviyeye erişebilmiş değil ve bu durum önümüzdeki dönem için önemli bir gelişim alanını ortaya koyuyor.

Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi, son beş yılda sırasıyla 2,90 – 2,99 – 3,19 – 3,09 – 3,09 – 3,13 olarak hesaplandı. 2019–2021 döneminde istikrarlı bir yükseliş gösteren endeks, 2022 yılında geriledi; 2023 yılında yatay seyretti; 2024 yılında ise sınırlı da olsa yeniden yükseldi.

Dijital kullanım güçlü, katma değer için ekosistem belirleyici

Uluslararası karşılaştırılabilir veriler ile kamu, özel sektör ve akademiden yöneticilerin niteliksel değerlendirmelerine dayanan endeks; Ekosistem, Yeterlilik, Kullanım ve Dönüşüm olmak üzere dört ana bileşen altında, toplam 61 gösterge üzerinden Türkiye’nin dijitalleşme performansını ölçüyor.

Endeksin alt göstergelerinin 30’unda iyileşme8’inde değişim olmaması23’ünde ise gerileme gözlemlendi. Kullanım bileşeni3,34’lük endeks değeriyle Türkiye’nin en güçlü olduğu alan olmaya devam ederken; Ekosistem bileşeni 2,68 ile endeks değeriyle en zayıf alan olarak öne çıkıyor.

Bu tablo, Türkiye’nin dijital teknolojileri bireysel, ticari ve kamusal alanlarda etkin biçimde kullandığını ancak bu kullanımın teknoloji üretimine, katma değere ve ihracata yeterince dönüşemediğini gösteriyor.

Ekosistem, dijital dönüşümün hızını belirliyor

Çalışmaya göre Türkiye’nin dijital dönüşüm performansını sınırlayan temel unsur, uzun yıllardır değişmeyen şekilde ekosistem bileşeni olmaya devam ediyor. Yenilik ve yatırım ortamı, üniversite-sanayi iş birlikleri, nitelikli insan kaynağı, hukuki öngörülebilirlik ve finansmana erişim gibi başlıklar, dijital dönüşümün sürdürülebilirliği açısından kritik rol oynuyor.

Son beş yıllık endekse bakıldığında, ekosistem bileşeni, pandeminin etkisiyle kısa süreli bir yükseliş gösterse de son üç yılda yeniden gerileyerek Türkiye’nin genel dijital dönüşüm performansını aşağı çeken ana alan haline geldi.

Dijital dönüşüm ortak bir yolculuk

Çalışma, dijital dönüşümün yalnızca teknoloji sektörüne ait bir konu olmadığını; sanayiden finansa, eğitimden kamu hizmetlerine kadar tüm sektörleri yatayda kesen bir dönüşüm alanı olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Bu nedenle dijital dönüşümde kalıcı ilerleme, yalnızca tekil projelerle değil; kamu, özel sektör, akademi ve sivil toplumun eşgüdümüyle mümkün olabiliyor.

TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Tombalak, çalışmaya ilişkin değerlendirmesinde şu çağrıyı yaptı: “Türkiye, dijital teknolojilerin kullanımında güçlü bir zemine sahip. Ancak bu gücü teknoloji üretimine, katma değere, ihracata ve kalıcı bir rekabet avantajına dönüştürmek için ekosistemi bütüncül bir yaklaşımla ele almamız gerekiyor. Ekonomik istikrar, öngörülebilir düzenlemeler, yatırım ortamının güçlendirilmesi ve beceri odaklı eğitim politikaları, dijital dönüşümün kesintisiz ilerlemesi açısından kritik. Dijital dönüşüm tek bir aktörün değil, tüm ekosistemin ortak sorumluluğudur.”

TÜBİSAD Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Urçar, çalışmaya ilişkin görüşlerini şu şekilde paylaştı: “TÜBİSAD olarak Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi’ni beş yıldır düzenli olarak yayımlıyor; bu çalışmayı dijital toplum ve dijital ekonomiye dönüşümün hızını ve derinliğini izleyen önemli bir referans olarak konumlandırıyoruz. Bu yıl çalışma kapsamında ele alınan yapay zekâ gündemi, dijital dönüşüm üzerindeki etkileri ilerleyen dönemde daha derinlikli analiz edebilmek ve gelecekte geliştirilebilecek bir Yapay Zekâ Endeksi’ne zemin hazırlamak amacıyla çalışmaya dâhil edildi. Bu başlığa ilişkin değerlendirmeleri önümüzdeki dönemlerde ayrıca kamuoyuyla paylaşmayı planlıyoruz. Bu yaklaşımın, Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecine daha bütüncül ve ileriye dönük bir perspektif kazandıracağına inanıyoruz.”

Öne Çıkan Bulgular

  • Genel endeks değerini oluşturan 61 alt göstergenin 30’unda iyileşme23’ünde gerileme olduğu8’inde ise değişim olmadığı gözlemlendi. Bu tablo, ilerleme potansiyeline rağmen ivmenin henüz dengeli ve kalıcı hale gelemediğini gösteriyor.
  • Dört ana bileşenden Dönüşüm bileşeni yükseliş gösteren tek alan olurken; Ekosistem, Yeterlilik ve Kullanım bileşenlerinde sınırlı gerilemeler yaşandı.
  • Ekosistem bileşeni, son beş yılda Türkiye’nin dijitalleşme notunu aşağı çeken en kritik alan olmaya devam etti. 2019’da 2,60 olan değer, 2021’de 2,85’e yükseldi; 2024 değeri ise 2,77 olarak hesaplandı.
  • Kullanım bileşeni, bu yılki endekse en olumlu katkıyı sağlayan alan oldu. Türkiye, bireysel, iş dünyası ve kamu kullanımında BİT’ten etkin biçimde yararlanan ülkeler arasında yer alıyor.
  • Yeterlilik bileşeni, altyapı boyutunda gelişim ihtiyacı sürerken; beceriler alanında görece daha olumlu bir tabloya işaret ediyor.
  • Bu yılki endekste yasal zemin ve işleyiş, yenilik ve yatırım ortamı, altyapı, satın alınabilirlik, bireysel kullanım ve kamu kullanımı başlıklarında gerilemeler yaşandı.
  • Elektrik üretimi, uluslararası internet bant genişliği, patent başvuruları, BİT alanında istihdam ve BİT hizmetleri ihracatı, acil eylem gerektiren alanlar arasında öne çıktı.
  • Hukuki altyapıya ilişkin göstergelerde uzun süredir ilerleme sağlanamaması, dijital ekosistemin gelişimini doğrudan sınırlıyor.
  • Yenilik ve yatırım ortamında; risk sermayesine erişim, Ar-Ge harcamaları ve üniversite-sanayi iş birlikleri gibi alanlarda ilerleme kaydedilemedi.
  • Beceriler alanında; eğitim sisteminin BİT becerisi kazandırma kapasitesi, matematik ve fen eğitiminin kalitesi ile STEM mezun sayısının artırılması kritik öncelikler arasında yer alıyor.

Ortak hedef: Sürdürülebilir dijital rekabetçilik

TÜBİSAD, Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi’ni yalnızca bir durum tespiti değil; teknoloji üretimini, kullanımını ve ihracatını artırmaya yönelik ortak bir yol haritası olarak konumlandırıyor. Çalışmada ortaya koyulan bulgular, doğru ve eşgüdümlü adımlar atıldığında Türkiye’nin dijital rekabet gücünü hızla artırabilecek güçlü bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor.

Sizin de bu konuda söyleyecekleriniz mi var?