Siber zorbalığı durdurma ve siber zorbalığa karşı koyma stratejisi oluşturmak için, ebeveynlerin, eğitimcilerin, çocukların bir arada ve toplum olarak ortak bir çaba göstermesi gerekiyor. Siber güvenlik şirketi ESET, 16 Haziran Siber Zorbalığı Durdurma Günü kapsamında konuyu tüm boyutlarıyla mercek altına aldı.
Her türlü zorbalık, kurbanın sağlığını ve yaşamını altüst edecek bir etkiye sahip olabilir. Bireysel veya yüz yüze zorbalık olarak da bilinen fiziksel zorbalık okullarda devam eden bir sorun. Birçok araştırmacı, bu zorbalığın uzun vadede kurbanın davranış ve kişiliğinde değişikliklere yol açabilecek kötü sonuçlarının anlık etkilerinden daha kötü olabileceğini söylüyor. İnternetin ortaya çıkışıyla birlikte, zorbalık da genel iletişim gibi şekil değiştirdi. Günümüzde zorbalığı kişi kendi evinden rahatlıkla yapabilir ve kurban tacizcisini tanımıyor olabilir. Bununla birlikte, yöntemler ve yollar değişse de sonuç aynı derecede tehlikelidir. Aslında çoğu zaman yüz yüze zorbalıktan daha da kötüdür.
Siber zorbalık nedir?
Siber zorbalık, “bir kişi (örneğin bir öğrenci) hakkında kötü niyetli mesajların genellikle isimsiz olarak elektronik ortamda yayımlanması” anlamına geliyor. Siber zorbalık birçok farklı şekilde olabilir ve bu nedenle modern teknolojinin başka bir kişiyi taciz etmek, başkasına kötü davranmak ve başkasını hedef almak için kullanılmasını kapsar. Kurbanlar telefonlarında, sosyal medyada, bilgisayarlarında kendilerini utandıran ve kötü hissettiren küfürlü mesajlar, metinler, gönderiler veya yorumlar alır. Bu istismar neredeyse günün her saati gerçekleşebilir ve kurban, saldırganın agresif, nefret dolu ve kindar davranışlarından rahatsız olur. Özetle, birine zarar vermek için kullanılan her türlü çevrimiçi içeriktir. Ayrıca, kişinin cinsel yönelimi, görünüşü, yaşı, ırkı, etnik kökeni, dini inancı ve daha birçok değişik konu üzerinden sindirme yöntemi olabilir. Birçok ülkede siber zorbalık bir suçtur ve failleri birkaç yıl hapis cezasına çarptırılabilir.
Siber zorbalığın sonuçları
Çevrimiçi zorbalık çok zarar verebilir, özellikle de çoğu zaman anonim olduğu ve çevrimiçi olarak gönderilen zararlı mesajlar herkes tarafından okunabildiği için geniş bir etkiye sahip olabilir. Siber zorbalık, kişinin çaresiz hissetmesine neden olabilir, çünkü kişiler evleri ve mahremiyetleri ihlal edilmiş gibi hissedebilir. Bu durum kurbanın ruh hali üzerinde büyük bir etkiye sahiptir; stres ve genel duygusal durum değişikliği uyku düzenini, ruh halini ve yeme alışkanlıklarını etkileyebileceği gibi anksiyete ve depresyona da yol açarak istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Siber zorbalığın hedefinin genellikle çocuklar olduğu düşünüldüğünde, bu durum daha da endişe vericidir. Fail de sonuçlarla karşı karşıya kalabilir. Zorbalar hapis cezasının yanı sıra okulda ceza alabilir, işten çıkarılabilir ya da kendileri hedef haline gelebilir.
Zorbalık da dahil herkes ve her şeyde ilerleme
Siber zorbalıkla karşılaşılan alanlar yıllar içinde gelişti ve teknolojik yeniliklerin hızı arttıkça siber zorbalık için farklı ve çeşitli alanlar ortaya çıktı. İlk proto-siber zorbalık vakaları telefon görüşmeleri ya da nefret dolu kısa mesajlar olabilir ve bunlar çevrimiçi mesajlaşma platformları aracılığıyla farklı şeye dönüştü. Dikkat çeken ilk gerçek siber zorbalık vakası 2007 yılında ABD’de, 13 yaşındaki Megan Meier’in komşularının kendisini taciz etmek için sahte bir Myspace profili oluşturmasının ardından intihar etmesiyle yaşandı. Instagram, Snapchat, Discord, Reddit, Twitter ve Facebook gibi sosyal medya sitelerinin yaygınlığı nedeniyle insanlar siber zorbalık tehdidine giderek daha fazla maruz kalıyor. Tıpkı cep telefonu mesajlarından çevrimiçi mesajlara geçtiğimiz gibi, zorbalığın biçimleri de değişti; fotoğraflar ve videolar insanlara kötü davranmak için kullanılıyor, mahremiyet ve kişisel güvenlik alanları giderek azalıyor. 2018 yılında yapılan bir araştırma, siber zorbalığa maruz kalan gençlerin intihara teşebbüs etme ya da kendilerine zarar verme olasılıklarının, bu zorbalıkla karşılaşmayan akranlarına göre iki kat daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.
Okulda veya internette tolerans olmamalı
Çevrimiçi taciz ve zorbalığı hedef alan yasaların geliştirilmesinin de işaret ettiği gibi, bu tür davranışlara karşı sıfır tolerans vardır ve her zaman da olmalıdır.
Ne yapılabilir? ESET Türkiye Ürün ve Pazarlama Müdürü Can Erginkurban bu konu ile ilgili şu önerilerde bulundu:
Ebeveynler daha fazla destekleyici ve anlayışlı olmalı, çocuklarında herhangi bir rahatsızlık belirtisi veya davranış değişikliği fark ettiklerinde onlarla daha fazla iletişim kurmalıdır. Mümkün olduğunca çok kanıt toplamaya çalışmalı ve siber zorbalık olaylarını platform yöneticilerine, okul yöneticilerine (gerekirse) ve polise bildirmelidir. Ayrıca, ruhsal durumlarında uzun süren etkiler yaratabileceği için, siber zorbalıktan etkilenen kişiler için profesyonel yardım düşünülebilir.