Hayatta hepimizin aklına sık sık işle ilgili parlak fikirlerin geldiği olmuştur. Peki akla gelen bunca fikrin arasından işe yarayanlar nasıl belirlenir, nasıl geliştirilir, gerçeğe dönüştürmek için neler yapılır?
Karmaşık hayat döngüsü içinde yolunuzu bulmaya çalışırken gerek iş hayatında, gerek kendinize ayırdığınız zamanlarda hayatı kolaylaştırmak ve daha keyifli hale getirmek için kafa yorduğunuz olmuştur. Kimi zaman da bu düşünceler oldukça ilginç taraflara doğru dallanır, bir anda yepyeni bir ürüne veya iş fikrine dönüşüverir. Fikir doğru yerinden yakalandıysa, doğru talep noktasına hitap ediyorsa ve doğru şekilde işlenirse milyarlarca dolar değerindeki iş modellerine bile dönüşebilir.
Özetle iyi bir fikir, sahibinin hayatını değiştirecek güce sahip sihirli bir değnek gibidir. Fakat bir fikre sahip olmak, bu yolun sadece başlangıcıdır. İyi bir fikri diğerlerinden nasıl ayıracağınızı bilmiyorsanız, nasıl geliştireceğinizi ve kimlere hitap edeceğini planlamadıysanız, nasıl hayata geçeceği konusunda düşünceniz yoksa fikir kafanızın içinde dönüp durmaya, hatta zaman içinde sönüp gitmeye mahkum olur. Fikri gerçeğe dönüştürebilmek için fikrin size geldiği noktada, sizin de fikre gitmeniz gerekir.
Ancak bu noktada ne yapması gerektiğini de çoğu kişi tam olarak bilemez. Oysa fikir geliştirirken bazı temel gerçeklerin farkında olmak ve süreçlerin nasıl işlediğini bilmek hem sizi olası boşuna çabalardan kurtaracak, hem de gerçekten işe yarar fikirlerinizin hak ettiği değeri görmesini kolaylaştıracaktır.
İşte biz de bu noktada hangi yöne gideceğini bilmeyenler için bir başlangıç kılavuzu hazırlama niyetiyle yola çıktık. Umuyoruz ki burada yazılanlarla, bir gün aklınıza gelen güzel bir fikrin sadece fikir olarak kalmaması için neler yapmanız gerektiği konusunda aklınızda yeni bir “fikir” oluşturmayı başarırız.
Birinci aşama: İşe Yarayacak Fikir Nasıl Oluşturulur?
Çoğu fikir insanın aklına bir anda gelir. Fakat gündelik yaşam akışı içinde rastgele fikirlerden yanında, amaca odaklı fikirlerin üretilmesine de ihtiyaç vardır. Bu odak hayatı kolaylaştırmaya yönelik özel bir çaba da olabilir, işlerin daha verimli olmasını sağlayacak bir inovasyona duyulan ihtiyaçla da körüklenebilir.
Bu noktada sağlam bir fikrin üzerine gitmek, veya yaygın olarak bilinen adıyla girişimcilik, bir hedeften öte bir yolculuğa benzer. Bu yolculuğun yol haritası ise doğru fikir, doğru takım, doğru pazar analizi, doğru iş modeli, doğru yol haritası ve doğru sermaye yapısından oluşur.
Öncelikle her şey doğru fikirle başlar. Bir fikrin ilgi çekebilmesi için bulunduğu sektördeki konumlanmasıyla fark yaratabilmesi, veya bir müşteri ihtiyacını giderebilmesi gerekir. Doğru fikri bulduktan sonra yapmanız gereken en önemli şey, bu işi başarıyla hayata geçirebilecek takımı oluşturabilmektir. Fikrin hayata geçmesi için yetkin olmadığınız durumlarda, bu ihtiyacı nerelerden temin edebileceğinizi net bir şekilde belirlemeniz şarttır.
Bundan sonraki adım, pazarı ve rakipleri etraflıca incelemekten geçer. Bu adım fikrin stratejisini ortaya koymak açısından son derece önemlidir. Detaylı pazar analizi aşaması, sonrasında yerini aynı detayda bir iş modeli oluşturma çabasına bırakır. Hangi ürünlerin ve hizmetlerin kime, nasıl ve ne kadara verileceğinden tutun da, personelin maaşlarına kadar fikrin iskeleti bu aşamada çizilir.
En iyi fikir bile, doğru stratejilerle oluşturulmuş bir yol haritası olmadıkça başarılı olamaz. Ayrıca iyi kurgulanmamış bir sermaye yapısı bir girişimciyi her zaman huzursuz eden bir durumdur. Burada en önemli şey girişimciyi huzursuz etmeyen, başarma motivasyonu yaratan sermaye yapıları kurgulamaktır.
Ortaya konan fikrin var olan hangi problemi çözdüğünü, yada henüz ortada olmayan bir gereksinimi nasıl yaratacağını iyi belirlemek gerekir. Herhangi bir sektördeki katma değerin nerede yaratıldığını ve bu katma değerin nasıl paylaşıldığını anlamak, yeni fikrin bu zincirde nasıl yer alacağını, bu zinciri nasıl değiştireceğini ya da bu zinciri ortadan kaldırıp nasıl yeni bir katma değer zinciri yaratacağını anlamaya çalışmak gerekir. Eğer fikir bu temel soruya anlamlı bir yanıt vermekte zorlanırsa diğer aşamalarda problem çıkar.
Diğer bir deyimle, başarılı, elle tutulur fayda sağlayan bir fikrin oluşması için o alandaki ihtiyacı veya boşluğu çok iyi analiz etmek gerekir. Eğer herhangi bir konu üzerinde uzun süredir çalışıyorsanız, farkında olmadan da bu araştırmayı yapmış bile olabilirsiniz. Zira aynı sektöre dışarıdan bakan gözlerin bu eksikliği anlamaları bu kadar kolay olmaz.
Birden kafanıza armut düşmesiyle yer çekimini bulmanız mümkün değildir. Fakat armudun neden düştüğü konusuna zaman ayırırsanız, bu olay size çok şey anlatabilir.
İkinci Aşama: Fikir Nasıl Korunur?
Fikri oluşturduktan sonraki en önemli süreçlerden biri fikri koruma altına almaktır. İyi bir fikri hayata geçirmek için atılan adımlarda, çoğu zaman farklı görüşlere ve desteğe ihtiyaç duyulur. Bu sürecin herhangi bir yerinde fikri çaldırmak, fikir sahiplerinin en çok korktuğu şeydir.
Peki bir fikri paylaşmadan önce güvenceye almak için neler yapılabilir? Öncelikle düşünce aşamasındaki bir fikrin patentinin olamayacağını bilmeniz gerekir. Bu nedenle birçok girişimci tüm düşüncelerini kendilerine saklamayı tercih eder.
Peki fikri korumak ne yapabilirsiniz? Öncelikle fikri güvendiğiniz ve sizden önce yapmayacağını düşündüğünüz yakın çevrenizle paylaşabilirsiniz. Fakat bunun da bir kötü yanı var: Yakın çevreniz bu tür fikirlere açık değilse motivasyonunuzu köreltir, hevesinizi kırar. Bu sonuçtan kurtulmak için sektörde yakın tanıdıklarınıza veya sektörde bilinen kişilerden görüşlerini almak ikinci seçenek olabilir.
Şu cümleyi asla unutmayın: Bir fikri korumanın en iyi yolu, onu hızla hayata geçirmektir.
Fikrinizi önce yakın çevrenize değil de size bu konuda yardımcı olacak profesyonellerle paylaşmayı düşünüyorsanız, bir takım sözleşmelerin devreye girmesi de kendiliğinden gündeme gelecektir. Çünkü olur da fikir başarılı bir iş modeline dönüşürse sadece fikir sahibinin değil, yatırımcının da kollanması gerekir. Yatırımcılar bunun için sözleşmelerle kendilerini güvenceye alır. Böyle bir protokol imzalanması iki taraf açısından da sağlıklı bir sürecin başlamasını sağlar.
Bazı dernek ve yatırımcılar, fikir sahipleriyle yaptıkları sözleşmelerde üyelerin iş fikirlerini kendi çıkarları için kullanmayacaklarına dair gizlilik anlaşmalarını devreye sokmayı tercih ederler. Bu da fikrin korunması açısından pozitif bir adım olarak değerlendirilebilir.
İş bu noktaya geldiğinde şu gerçeği de atlamamak lazım: Bazı yatırımcılar, başkası tarafından kolayca kopyalanabilecek iş fikirlerine yatırım yapmayı özellikle tercih etmezler. Yine bu noktada kurumlarla muhatap olmak, bireylerle muhatap olmaktan daha güvenli bir seçenek olarak görülebilir.
Üçüncü Aşama: Fikir Nasıl Sunulur?
Bir fikri sunarken genellikle yapılan en büyük hata, fikrin tüm detaylarını ortaya koyayım derken sunumun alabildiğine uzatılması ve asıl odaktan uzaklaşmasıdır. Oysa fikrin kabul edilme aşamasında yapılacak iyi bir sunum, fikrin özünü bir bakışta ortaya koymayı hedeflemelidir.
Bundan sonraki bilgiler genellikle fikrin fizibilite çalışmaları sonucunda ortaya koyulan, destekleyici nitelikte içeriklerdir. Destekleyici içerik fikrin hazırlıklı olduğunu göstermesi açısından elbette ki önemlidir. Fakat bu detayların fikrin özünü kapatmasının önüne geçilmelidir.
Sunumun çarpıcı ve temel yeniliği anlatması gerekir. Eğer bir internet girişiminin fakir aşamasından çıkarak yatırımcıya sunumundan bahsediliyorsa, bu sunum oldukça kısa tutulmalıdır. Yatırımcıya yapılacak sunumların 5-7 dakikayı ve 3-5 sayfayı geçmeyeni en iyisidir. İlk sunumda kesinlikle detaylara yer verilmemeli, sadece fikrin ve iş modelinin ana hatlarından bahsedilmelidir. Eğer yatırımcı konuya ilgi duyarsa zaten detaylı iş planını okuyacaktır.
Tabii sunumda fikri önde tutarken, detayları tamamen yok saymak da doğru bir yaklaşım değildir. Fikir sunumunun yanında, sunumu yapan kişi yeterli miktarda detayı her an sunabilmek üzere el altında tutmalıdır. Çünkü ilgi eşiğin ötesine geçildikten sonra ne kadar çok bilgi toplanırsa karar verme süreci o kadar hızlanır.
Burada önemli bir diğer konu, girişimcinin fikri hayata geçirecek nitelikleri taşıdığını net bir şekilde belli edebilmesidir. Bu da kaynaklardan veya teknik birikimden öte, doğru yaklaşıma ve kendine güvene ihtiyaç duyar.
Dördüncü Aşama: Fikir Nasıl Hayata Geçirilir?
Fikrin iyi bir fikir olduğuna karar verdikten sonra sıra fikri hayata geçirmeye gelir. Bu aşamada iş fikrinin çeşitli yönlerden (teknolojik yön, yönetimsel, pazarlama vb) puanlanması, iş fikri sahibi ve bu fikri hayata geçirecek ekibin bir araya getirilmesi, işbirliği sözleşmelerinin oluşturulması, detaylı iş planının ortaya koyulması gibi süreçler devreye girer. Bu aşama aynı zamanda ortak iş planlarının masaya yatırıldığı, ortaklık paylarının belirlendiği, pazarlıkların yapıldığı ve hukuksal süreçlerin belirlendiği aşamadır.
Unutmayın ki fikrin iyi bir fikir olduğuna karar vermek tamamen girişimcinin elindedir. Buna dışardan bakan gözler karar veremezler, sadece kendi tecrübelerine göre tavsiyelerde bulunabilirler. Kötü bir fikir iyi girişimcinin ellerinde başarıya doğru şekillenebilir. Aynı şekilde kötü bir girişimci, iyi bir fikri başarısızlığa sürükleyebilir.
Peki fikrini kendi başına hayata geçirmek isteyenler ne yapmalı?
Öncelikle önünüze çıkan hiçbir engelden yılmayın ve mümkünse profesyonel destek alın. İş fikrinin nasıl ve hangi iş modeliyle uygulandığı da çok önemlidir. Çok parlak bir fikir, iyi yönetilmediğinde başarısızlıkla sonuçlanabilir Mümkünse kendi kaynaklarınızla fikrin bir prototipini veya ön modelini hazırlayın. Gerçek kullanıcı deneyimleri konusunda fikir edinmeye çalışın. Büyük düşünüp küçük başlayın. Zihninizde kendi önünüze engeller koymayın. Fikir saçma bile gelse üzerine gidin ve geliştirin.
Alabiliyorsanız fikri mülkiyetinizi koruma altına aldıktan sonra kurumsal yatırımcılarla görüşün. Çünkü kurumsal yatırımcılar girişimciye sadece kaynak değil, aynı zamanda iş bilgisi, pazar bilgisi, yönetimsel yardım ve doğru bağlantıları da sağlarlar.
İyi Bir Fikir İçin İnovasyonun 3 Şartını Öğrenin
İnovasyon işletme içi uygulamalarda, işyeri organizasyonunda veya dış ilişkilerde yeni veya önemli derecede iyileştirilmiş bir ürün veya süreç, yeni bir pazarlama yöntemi ya da yeni bir organizasyonel yöntem ortaya koymak olarak tanımlanır. Özetle inovasyon işe yarayacak, fark yaratacak beceriler ortaya koyabilme yetisidir.
Konumuz fikirlerin değerlendirilmesi olduğuna göre, ortaya koyulacak her fikrin bir değer yaratmak için yola çıkması gerektiğini söylemek mümkün. Bu durumda fikirlerle haşır neşir olanların inovasyonun 3 temel kuralını bilmelerinde fayda var.
1. İnovasyonun önündeki engelleri kaldırın. Günümüzde şirketlerin gelişimi için kilit öneme sahip olan fikir geliştirme ve inovasyonun desteklenmesi için, öncelikle bu konudaki engellerin ortadan kaldırılması gerekir. Bu engeller genellikle fikrin oluşmasından öte, fikrin hayata geçmesiyle ilgili engeller olarak ortaya çıkar. Bu engeller şirket içi bürokrasi, yönetim kademelerindeki çalışanların yenilik anlayışı veya kuruma zarar verecek ölçüde sivrilmiş kişisel rekaber şeklinde ortaya çıkabilir. Şirket, yenilikçiliğe açık bir çalışma ortamı için bu tarz riskleri değerlendirmeli ve çalışanlarını cesaretlendirecek önlemleri almalıdır.
2. Fikrin derinlerine dalın. Bir fikri ortaya koyduktan sonra, fikri geliştirmek ve farklı yönlerini ortaya koymak da çok önemlidir. Bu aşamada beyin fırtınaları düzenlenerek ve temsili modeller ortaya koyularak fikrin sağladığı faydaların ve ideal uygulama biçiminin ortaya çıkması amaçlanır. Fikrin özünü oluşturan inovasyonun ortaya koyulması, müşteri ihtiyaçlarıyla örtüştüğü noktaların belirlenmesi, bu fikre bağlı olarak ortaya çıkacak yol ayrımlarının değerlendirilmesi, mümkünse fiziksel bir model oluşturulması ve bu fiziksel model üzerinde karşılaşılabilecek zorlukların göz önüne alınması bu aşamada gerçekleştirilmelidir.
3. İnovasyon becerinizi artırın. İnovasyona yatkın kişiler genellikle kişisel sorumluluğa büyük önem veren, yeniliklere hevesli, empati duygusu gelişmiş, serbest düşünceli ve sorgulayıcı yönleriyle ortaya çıkarlar. Ayrıca genellikle paradokslarla ve belirsizliklerle gayet iyi başa çıkabilme özelliğine sahiptirler. Kısacası yaratıcılığa ve inovasyona eğilimli olan bireylerde kendi öz niteliklerinin farkında ve gelişime açık olmak temel birer özellik olarak yer alır. İnovatif bireyler sadece güçlü oldukları tarafları bilmekle kalmaz, aynı zamanda bunu geliştirmek için uğraşırlar. Bu nitelikleri kişiliğinizin bir parçası haline getirebilirseniz, siz de bir inovasyon ve fikir fabrikası haline dönüşebilirsiniz.
9 Adımda Yenilikçi İş Fikirleri Nasıl Değerlendirilir?
Özellikle yeni bir ürüne veya yenilikçi bir iş modeline dair fikir ortaya çıktığında, insanı ilk düşündüren şey bunun gerçekten işe yarayacak bir fikir olup olmadığıdır. Bunu anlayabilmek için bazı sorular eşliğinde fikrin gücünü ve gerçeğe dönüşebilme potansiyelini ortaya koymak gerekir. İşte size bu konuda yardımcı olacak 10 soru:
1. Fikir pazardaki mevcut bir boşluğu doldurabiliyor veya yeni bir talep yaratabiliyor mu? Çoğu iş fikrinin başarısız olmasının arkasında yatan en temel neden, ortaya koyulan ürün veya servisler için yeterli bir talebin oluşmamasıdır. Bu yüzden fikri hayata geçirmeden önce, ortaya koyulan ürün veya servisin kimden ve ne ölçüde bir taleple karşılanacağını değerlendirmek gerekir. Bu noktada temel kural, bir talep noktası bulmak ve o talebi doldurmaktır. Fakat bunu yaparken de, eğer yeterince paranız ve sabrınız yoksa insanların neden satın almaları gerektiğini kolayca anlayamayacağı kadar yeni ve alışılmadık bir ürünle ortaya çıkarken dikkatli olmak gerekir. Geçmiş, vaktinden önce ortaya koyulduğu için talep ortaya koyamayıp istenilen sonucu elde edemeyen fikirlerle doludur.
2. Fikir ne kadar özgün? Bir ürün veya servis fikri oluştururken amaç bunun rakiplerinden daha farklı, hatta daha üstün bir çözüm olduğunu açıkça ortaya koyabilmektir. Dünyadaki her ürün veya servis farklı bakış açılarıyla pazarlanabilir, fakat fikrin özünü oluşturan düşüncedeki farklılığı açıkça ortaya koymak size bir adım önde başlama fırsatı verecektir.
3. Pazarda oluşturduğu ilgiyi sürdürebilecek mi? Herhangi bir fikir ilk başta büyük talep görse de, yeterli pazar payına ulaşamadan modasının geçmesi beğenilerin ve trendlerin hızla değiştiği günümüzde her zaman bir risk unsurudur. Bu yüzden fikir ya kısa bir zamanda da olsa yüksek bir gelir ortaya koyabilecek, ya da değişen zamana ayak uydurabilecek ve varlığını koruyabilecek bir fikir olmalıdır. Bir diğer nokta da fikre konu olan ürün veya servisin sadece sizin bölgenizde mi, yoksa küresel ölçekte mi uygulanabilir olduğudur.
4. Nasıl bir rekabetle karşılaşacak? Fikri geliştirirken ortaya koyacağınız sonucun bölgesel, hatta küresel anlamda nasıl bir rekabetle karşılaşacağını değerlendirin. Genellikle bir pazarda rekabetin sıkı olması, ilgili ürün veya servise talebin yoğun olduğu anlamına gelir. Rekabet yoksa ya talep yoktur, yada fikir gerçekten daha önce düşünülmemiştir. Rekabetçi sayısının çok düşük olduğu alanlar ise genellikle kar etmenin zor olduğu alanları simgeler.
5. Fiyat doğru belirlendi mi? Bir iş modelinin genel olarak kabul görebilmesi için fiyatının hitap edeceği tüketicilere göre doğru belirlenmiş olması gerekir. Fiyatlandırma kararında önde tutulması gereken ekonomik olarak verimli olmasıdır. İdeal bir fiyatlandırma üç şartı yerine getirmelidir: Rekabetin gereksinimine uygun olmalı, potansiyel alıcılar için cezbedici olmalı ve işin sahibine para kazandırmalı.
6. Fikri gerçeğe dönüştürmek ne ölçüde kolay? Bir iş modeli fikri ortaya koyarken ürünün ne kadar zamanda ortaya koyulabileceği, nasıl bir süreç gerektiği, kaç kişiye ihtiyaç duyulacağı ve hangi yoldan pazarlanacağı gibi kıstasların değerlendirilmesi gerekir. Mükemmel bir fikriniz varsa, fakat gerçeğe dönüştürmek için altından kalkamayacağınız bir yatırım gerektiriyorsa fikrinizi sunmak için melek yatırımcılarla veya risk sermayesi kuruluşlarıyla iletişime geçebilirsiniz.
7. Fikrin büyüme ve çeşitlenme potansiyeli nedir? Ortaya koyduğunuz fikrin hangi yönlere doğru büyüyebileceğini veya genişleyebileceğini değerlendirme listesine alın. Değişen ekonomik şartlarda ortaya koyacağınız ürün veya servis farklı açılımlara izin verecek mi? Herhangi bir teknolojinin veya hammaddenin yokluğunda iş devam edebilecek mi?
8. Ortaya çıkan ürün veya servis güvenli mi? Fikir sonucu ortaya çıkacak servis veya ürünün güvenilir oluşu son dönemde tüketicilerin önem verdiği konular arasında yer almaya başladı. Bu nedenle bu konuda potansiyel müşterilerin akıllarında soru işareti bırakmamak önemlidir.
9. Fikir yalın ve yaratıcı şekillerde anlatılmaya müsait mi? İnsanlar duygularına hitap eden fikirlerden hoşlanırlar. Ortaya koyduğunuz ürün ne kadar basit, keyifli ve kullanışlıysa, reklamını yapmak da o kadar kolay olacaktır.