StartersHub Yönetici Direktörü Arda Aşkın, Türkiye gibi gelişmekte olan pazarlarda girişimcilik ekosisteminin önemini anlattı.
Girişimcilik kavramı, geçtiğimiz on yıl içerisinde neredeyse tüm dünyada hak ettiği ilgiyi görmeye başladı. Hayallerinin peşinden koşan girişimciler, yatırımcıların da desteğiyle fikirlerini hayata geçiriyor, girişimcilik ekosistemi her geçen gün biraz daha genişliyor. Problemleri ustalıkla çözen parlak fikirler, başarılı ürün veya hizmetlere dönüşerek, dünyanın dört bir yanındaki kullanıcılarla buluşarak sınırları aşıyor. Türkiye’de 2010 yılından bu yana hızlanarak artan yatırımlarla her yıl bir öncekine oranla daha da fazla genişleyen girişimcilik ekosistemi, aradan geçen kısa zaman içinde yılda 100 milyon doların üzerinde yatırım alan bir sektör haline geliyor. En çok yatırım alan sektörler ise finans teknolojileri, SaaS hizmetleri ve pazarlama olarak sıralanıyor.
Gelişmekte Olan Ülkeler, Girişimlerle Güçlenmek Zorunda
Girişimcilik, özellikle gelişmekte olan ülkeler için büyük önem taşıyor. Bu ülkeler, girişimcilik ekosistemlerinin ekonomileri için ne kadar önemli olduğunu iyi biliyor. Pazarı iyi okuyan ve fırsatları değerlendirmeyi iyi bilen her girişim, düşük sermayelerle hayata geçirilip sonunda büyük kazançlar elde edebiliyor. Ufak bir fikirden milyon dolarlık kazançlar sağlanırken, bundan hem girişim sahipleri hem de ülke faydalanıyor. Teknoloji, gelişmiş ülkelerle rekabeti de mümkün hale getiriyor. Bu durumun farkında olan Tunus gibi ülkelerde, çalışanlar devlet desteğiyle işlerinden 1 yıllık izin alabiliyor, eski işlerinden aldıkları maaşlar bir sene boyunca devlet tarafından karşılanıyor. Yılda ortalama 100 farklı girişime 59 milyon dolara varan yatırım yapılan Türkiye, Avrupa’da yatırım miktarı bakımından ne yazık ki 21. ülke konumunda bulunuyor. Kişi başına düşen yatırım miktarlarında ise listeye ancak 48. sıradan girerek Bulgaristan, Belarus, Romanya ve Ukrayna gibi ülkeleri geride bırakabiliyor.
Devletler Girişimcilerini Kaybetmek İstemiyor
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler, devlet destekli kuluçka merkezleri ve erken dönem yatırım programlarıyla girişimcilerine sahip çıkıyor. Tübitak tarafından geliştirilen 1512 BiGG (Bireysel Genç Girişim) Programı, 200 bin TL’ye varan hibe desteğiyle gençlere hayallerini gerçekleştirme fırsatı sunuyor. 2018 yılında yürürlülüğe giren 1514 Girişim Sermayesi Destekleme Programı ise erken aşama teknoloji şirketlerinin sermaye ihtiyaçlarına çözüm olmayı amaçlıyor. Girişimlerini yeteri kadar desteklemeyen ülkeler ise verdikleri beyin göçleriyle teknolojiden giderek uzaklaşıyor. Örneğin Afrika, her yıl 20.000 parlak beynini başka ülkelere kaptırıyor. Bu tip talihsizlikler yaşamak istemeyen devletlerin, sigorta, vergi ve proje finansmanı gibi önemli konularda girişimcilerin yanında olmaları ve teknokent içinde bulunma zorunluluğu gibi şartları daha esnek hale getirmeleri gerekiyor.
Erken Aşama Yatırım Fonları ve Hızlandırma Programları Girişimcilerin Yanında
Girişimcilere destek olanlar sadece devletler değil. Türkiye’de sayısı hızla artan özel erken aşama yatırım fonları ve hızlandırma destekleri, girişimcilik ekosistemine çok önemli faydalar sağlıyor. StartersHub gibi yatırım dışında girişimlerin ihtiyacı olan network, mentorluk ve yurt dışı açılım için gerekli destekleri sağlayan kurumlar sayesinde girişimciler pazar-ürün uyumunu yakalama ve büyüme süreçlerini daha hızlı geçiyorlar. Teknolojide daha güçlü bir Türkiye için, bu hareketin kararlı bir biçimde sürdürülmesi gerekiyor.
StartersHub, Girişimcilere Destekte Sınır Tanımıyor
2019’da 8 girişime toplam 2 milyon dolar yatırım yapmayı planlayan StartersHub, 2018 yılı içerisinde 19 yeni girişim için toplamda 720 bin dolar, portföyündeki 6 girişim için de 450 bin dolar devam yatırımı yaparak girişimcilerin yanında olduğunu gösterdi. Üç yıl önce kurulan ve kuruluşundan bu yana 3.5 milyon doların üzerinde yatırım yapan StartersHub, büyüme potansiyeli yüksek yurt dışına açılabilecek girişimlere elinden gelen desteği veriyor; onlara San Francisco ofisi üzerinden ABD pazarına açılım fırsatı sunuyor.