Tayvan, dünya yarı iletken çiplerinin yüzde 68’ini üreterek küresel teknoloji sektöründe büyük payı elinde tutuyor. Ancak ada ülkesinin karşı karşıya olduğu enerji krizi, çip üretim sektörünü ve Tayvan’ın geleceğini tehdit ediyor.
Taipei’ye 80 kilometre uzaklıktaki Hsinchu Bilim Parkı, Tayvan’ın en başarılı teknoloji şirketlerine ev sahipliği yapıyor. Bu parkın en büyük şirketlerinden biri olan Taiwan Semiconductor Manufacturing Company (TSMC), dünya genelinde en gelişmiş çiplerin yüzde 90’ını üretiyor. Ancak TSMC gibi enerji yoğun şirketler, Tayvan’ın sınırlı enerji kaynakları üzerinde baskı oluşturuyor.
Tayvan’da elektrik tüketiminin yüzde %56’sı sanayi sektörüne gidiyor ve bu tüketimin büyük kısmı TSMC tarafından gerçekleştiriliyor. Greenpeace’e göre, 2030 yılına kadar Tayvan’ın yarı iletken üretim endüstrisinin enerji tüketiminin 2021 yılında Yeni Zelanda’nın toplam elektrik kullanımının iki katına ulaşması büyük olasılık. Üstelik yapay zekanın artan kullanımına bağlı olarak veri merkezlerinin yaygınlaşmasıyla enerji talebi daha da artacak.
Yenilenebilir Enerjide Güvenlik Endişeleri
Tayvan enerjisinin %90’ını ithal ettiği fosil yakıtlardan sağlıyor. Bu da adayı fiyat dalgalanmalarına ve Çin’in olası ablukasına karşı kırılgan kılıyor. Fosil yakıt fiyatlarındaki artış nedeniyle devlet destekleriyle tüketiciler korunmaya çalışılsa da, bu durum Tayvan Elektrik Güç Şirketi Taipower’i büyük borç yükü altına soktu. Hükümetin nükleer enerjiyi 2025 yılına kadar kapatma sözü vermesi enerji krizini derinleştiren bir diğer durum.
Tayvan, iklim değişikliği hedeflerine uygun yenilenebilir enerji gelişiminde istenen hıza ulaşabilmiş değil. Özellikle adanın dağlık coğrafyası güneş enerjisi toplamayı zorlaştırıyor. Tayvan Boğazı da önemli bir rüzgar enerjisi potansiyeline sahip olmasına rağmen, ülke yerli üretim ve iş gücüne öncelik vermesi nedeniyle rüzgar türbini inşasında yavaş ilerliyor.
“Silikon Kalkan” Kırılacak mı?
Bazı uzmanlar Tayvan’ın enerji güvenliği için özel sektöre daha fazla nükleer enerji yatırımı yapma fırsatı tanıması gerektiğini savunuyor. Örneğin küçük modüler nükleer reaktörlerin açık denizde konuşlandırılabileceği bir çözüm öneriliyor. Ancak Tayvan’daki enerji politikalarının güvenlik ve iklim riskleriyle uyumlu hale getirilmesi zorunluluğu bunu zorlaştırıyor.
Çin ile Tayvan arasındaki gerilim sürerken, Tayvan’ın teknoloji sektöründeki hakimiyeti adayı adeta silikon bir kalkan koruması altına almış durumda. Ancak ülkenin sektördeki varlığın sürdürülebilmesi, enerji güvenliği sağlanmasına bağlı ve bu durum acil çözüm gerektiriyor.