Red Hat, 19 Eylül Yazılım Özgürlüğü Günü’nü kutladı. Her şey göz önünde bulundurulduğunda bilişimin yeni bir alanı olarak kabul edilebilen açık kaynak ve Özgür Yazılım, yazılım sektöründe artık birlikte anılıyor. Bilinen en eski “açık kaynak” inisiyatifine bakıldığında 1911’de Henry Ford’un Amerikalı araç üreticilerinin teknolojilerini herhangi bir maddi kâr amacı gütmeden paylaştığı bir grup oluşturduğu görülüyor. Aynı şekilde 1950’lerde Volvo da diğer araç üreticilerinin ücretsiz kullanabilmesi için üç noktalı emniyet kemeri tasarım patentini herkesin erişimine açmıştı.
Üniversitelerde, büyük şirketlerde ve kamu kuruluşlarında yazılım paylaşmak çok normaldi. Çünkü bilgisayarlar çok pahalıydı ve ancak belli bazı işleri yerine getirebiliyordu. Yazılımların büyük çoğunluğu da belirli sorunları çözebilmek için sıfırdan geliştiriliyordu. Yazılımın donanımdan ayrıştırılabilmesi için yıllar geçtikçe bilgisayarlar tek bir standartta buluşmaya başladı. Bunun bir sonucu olarak ortaya çıkan sadece yazılım geliştiren şirketler, ürünlerinin kaynak kodlarını korumaları gerektiğini düşündü. Böylece kapalı kaynak yazılımlar normal hale geldi.
Kapalı kaynak yazılımlar, şirketlere rekabet avantajı sağladı ancak aynı zamanda kaynak koda erişimi ortadan kaldırarak işbirliklerini de sonlandırdı. Özgür ve açık kaynak yazılımlar (FOSS), çok az kişinin katkı sunduğu niş bir alan haline geldi.
Birkaç önemli gelişme, özgür ve açık kaynak yazılım ruhunun büyümesine yardımcı oldu. Bunlardan birisi olan “GNU is not UNIX” için tekrarlamalı bir algoritma olan GNU projesi, ilk defa 1985’te geliştirilen bir FOSS işletim sistemi olarak öne çıkıyor. Bir zamanlar UNIX kapalı kaynak popüler bir işletim sistemiydi. Bu yüzden UNIX’le uyumlu ve herkesin erişimine ücretsiz bir şekilde açık olan bir işletim sistemi geliştirme hedefleniyordu.
Linus Torvalds ve Linux da FOSS tarihinde önemli bir yere sahip. Ancak geçtiğimiz 40 yılda açık kaynak yazılımları tekrar popülerleştiren birçok açık kaynak inovasyonu bulunuyor. Apache Web Server, Android İşletim Sistemi, PHP, MySQL, OpenJDK bunlardan sadece bazıları.
Günümüzde yapay zeka (AI), öğrenen makineler (ML), konteynerler ve Kubernetes gibi en inovatif teknoloji yenilikleri açık kaynak topluluklarından geliyor. Açık kaynak yazılımlarının lisanslaması, diğer yasal inovasyonların yanında Creative Commons Lisansı’nın oluşumunda da önemli bir etki yarattı.
Yüz yıldan uzun süredir paylaşmanın, fikir geliştirmenin, ürünlerin ve projelerin daha iyi teknolojilerin geliştirilmesinde bir rol oynadığını gösteren örnekler var. The State of Enterprise Open Source: A Red Hat Report’a göre şirketlerin yüzde 95’i açık kaynak teknolojilerinin şirketlerinin büyümesi için çok önemli olduğunu belirtiyor. Yüzde 77’lik bir kesimin de kurumsal açık kaynağın büyüyeceği konusunda hemfikir olduğu göz önünde bulundurulduğunda, şirketlerin açık kaynak kullanımının artacağı gözler önüne seriliyor.
Yazılım özgürlüğü daha önce hiç olmadığı kadar önemli
Dünyada Android gibi birçok kişinin tanıdığı ve Kubernetes gibi sadece teknoloji sektöründekilerin bildiği FOSS örnekleri var. İnsanların ve şirketlerin dünyanın en acil sorunlarını çözmek için göz önünde işbirliği yapabilmesi, açık kaynak yazılım geliştirmenin en önemli yönlerinden biri olarak öne çıkıyor.
Fikirleri daha güçlü hale getiren açık kaynak, teknolojinin dönüşmesine yardımcı olan basit ama güçlü bir yaklaşım. Örnek vermek gerekirse açık veri; geliştiricilerin, akademisyenlerin ve sanatçıların Şili’de habitatların ve mirasların korumasına yardımcı oluyor. Açık donanım da insanların önemli bilimsel keşifler yapmasına yardımcı oluyor ve öğrencilerin sınıflarında kendi besinlerini geliştirmesini sağlıyor.
Açık kaynak UNICEF’in dünyadaki tüm okulların haritasını çıkarmasına ve bağlantılarını gerçek zamanlı olarak göstermesine yardımcı oluyor. Açık kaynak aynı zamanda Greenpeace’in milyonlarca destekçisini önemsedikleri amaçlara bağlamaya yardımcı olacak tamamen yeni bir küresel etkileşim platformu tasarlamasına yardımcı oluyor.
Bunlar, insanların açık kaynakla ne yaptığını gösteren sadece birkaç örneği. Bu örnekleri başarılı kılan ortak nokta ise işbirliği ve paylaşım fikri.
Yazılım özgürlüğü nedir?
Kullanma özgürlüğü: İstenilen programı istenilen amaçla çalıştırma özgürlüğü
Çalışma özgürlüğü: Programın çalışma şeklini çalışma ve değiştirme özgürlüğü
Dağıtım özgürlüğü: Komşuya yardım edebilmek için kopyaları dağıtma özgürlüğü
Değiştirme özgürlüğü: Değiştirilmiş versiyonun kopyalarını başkasıyla paylaşma özgürlüğü
Erişim özgürlüğü: Yazılımın kaynak koduna erişme özgürlüğü
Yazılım özgürlüğü olmasaydı, dünyadaki tüm okulların haritasını çıkartmak mümkün olmazdı. Yazılımın kapalı kaynak olduğu ve erişimin ücret gerektirdiği bir dünyada bu yazılımlardan en çok faydalanabilecek kişilerin büyük çoğunluğu dışarıda kalıyor.
Teknolojinin ve yazılımın özgür olmasından ve ilgisi olan herkesin erişebilmesinden teknoloji uzmanları, geliştiriciler, sistem adminleri, BT direktörleri, CTO’lar, CEO’lar ve aralardaki olabilecek tüm rollerdeki kişiler sorumlu. Bunu da açık kaynak yazılım projelerine ve kuruluşlarına zaman, para ve kaynak ayırarak yapmak mümkün. GPL Initiative de bunu mümkün kılıyor. Aynı zamanda özgür ve açık kaynak yazılımın sesli destekçileri olunabiliyor.