Yapay Zeka ve Radyo Erişim Ağı Telekomu Değiştirecek

Öğrenme yetisi olan ve talep veya belirli senaryolar doğrultusunda dinamik olarak adapte olan bir ağ hayal edin. Kullanıcı deneyimlerini yeniden tanımlama ve çığır açan uygulamalar için bir platform sunma yeteneğine sahip bir ağdan söz ediyorum. AI-RAN olarak da bilinen, yapay zeka ile Radyo Erişim Ağlarının (RAN) birleşimi, geleceğin bu ağını görselleştirmeyi mümkün hale getiriyor.

Yazan: Nokia Türkiye Mobil Şebekeler Müşteri Ekip Başkanı Şenol Evren

Yapay zeka ve RAN teknolojisinin entegrasyonu, telekomünikasyon sektöründe inovasyon ve dönüşüm için muazzam bir potansiyel sunuyor. AI ve RAN teknolojisinin birlikteliği, birbirlerini karşılıklı olarak geliştirerek ve yeni performans seviyeleri açığa çıkararak, adeta bir simbiyoz durumu (ortaklaşa var olma) yaratmaya yakın görünüyor.

AI-RAN yolculuğunun henüz nispeten erken bir aşamasındayız ve birçok boyutu henüz tanımlanmadı. Bu teknolojiyi olgunlaştırmak için sektör genelinde bir çaba gerekecek. Bu nedenle Nokia, AI-RAN Alliance kurucu üyesi olarak Mobil Ağ Operatörleri (MNO), teknoloji satıcıları ve akademisyenlerle birlikte çalışmaya karar verdi.

AI-RAN inovasyonunun üç ayağı

İttifak birlikte AI-RAN’ın geliştirilmesi için üç sütunlu bir temel oluşturmuştur. Öncelikle, yapay zeka uygulamalarının RAN ile nasıl zenginleştirilebileceğini keşfetmek istiyoruz. Birçok mobil uygulama halihazırda yapay zeka kullanarak zaten oldukça büyük miktarda veri trafiği üretiyor. Çoğu durumda, bu veriler yalnızca ağdan geçiyor. Bulut tabanlı modern RAN sistemlerinin yetenekleri, bu verileri zeka ile zenginleştirerek, tüketici ve kurumsal yapay zeka hizmetlerinde henüz keşfedilmemiş bir potansiyel yaratmak anlamına geliyor.

Ayrıca, yapay zekanın yeni nesil RAN sistemlerini nasıl iyileştirebileceğini de inceliyoruz. Yapay zeka, mobil operatörler tarafından, halihazırda otomasyon, ağ tasarımı ve ağ yönetimi amaçlı olarak yaygın şekilde kullanılıyor. Bu sayede, ticari LTE ve 5G ağlarında daha yüksek verimlilik ve performans seviyelerine ulaşıldı. Yapay zekanın daha geniş özelliklerinden yararlanmak doğal bir ilerleme, ancak bunu kolaylaştırmak için baz istasyonlarındaki işlem gücünün önemli ölçüde artırılması gerekecek. Tüm sektör, bunu mümkün kılmanın ekonomik bir yolunu bulmak için uğraşacak.

Son olarak, yapay zeka ve RAN birleşmesinin platformlar üzerindeki potansiyel sinerjisini anlamak istiyoruz. RAN ve yapay zeka iş yüklerinin uç noktalara taşınması ile, kaynaklar ve altyapının her iki alanda da performansı optimize edecek ve inovasyonu yönlendirecek şekilde verimli bir şekilde paylaşılmasını sağlayacak fırsatlar ortaya çıkıyor. Bu sinerjilerden yararlanmak, yapay zeka destekli uygulamalar için yeni verimlilik, ölçeklenebilirlik ve maliyet etkinliği seviyelerinin kilidini açacaktır. Yapay zeka ve RAN’a ayrı kavramlar şeklinde bakmaya devam etsek, bu mümkün olmazdı.

6G’ye giden bir yolu inşa etmek

AI-RAN Alliance’ın çalışmaları, 6G standardının geliştirilmesine doğru önemli bir adım. 6G, yapay zekanın yerleşik şekilde kullanımı için tasarlanan ilk mobil nesil olacak, yani her özellik ve yetenek en başından itibaren yapay zeka düşünülerek tasarlanarak belirlenecek.

Ticari 6G ağları için bu gelişme henüz biraz uzakta ancak temel teknolojisi şu anda inşa ediliyor. Bunların başında, bir cihaz ile ağ arasındaki bağlantıyı sağlayan yapay zeka yerleşik hava arayüzü geliyor. Nokia, sektördeki ortaklarıyla işbirliği yaparak bu teknolojinin ilk prototipini geliştirdi ve 6G’yi gerçekleştirme yolunda önemli bir adım attı.

Ulaşılması gereken daha çok kilometre taşı olsa da AI-RAN Alliance yalnızca 6G için değil, aynı zamanda günümüzün 5G ağları için de, radyo inovasyonunu ilerletmeye odaklanıyor.
AI-RAN’ın bağlanabilirlik teknolojisini nasıl dönüştüreceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için buradaki sunuş belgesini okuyun.

 

Sizin de bu konuda söyleyecekleriniz mi var?