Yazar: Nokia Avrupa Bulut ve Ağ Hizmetleri Başkan Yardımcısı Erez Sverdlov
Su kıtlığı yaşanan kurak Kiyosaki köyünde, Ed ve Bill adlı iki girişimci bu değerli kaynağı sağlamak için anlaşmalar yaptı. Gelenekselci biri olan Ed, el emeğine inanıyor ve uzaktaki bir gölden kovalarla su taşıyordu. Bill ise ileri görüşlü bir yaklaşım benimsedi. Modern bir boru hattı inşa etti ve böylece daha temiz ve daha güvenilir suya maliyetinin çok altında ulaşılmasını sağladı. Köylüler Bill’in getirdiği yeniliği çabucak benimsedi ve Ed’in de fiyatları düşürmek ve faaliyetlerini genişletmek suretiyle uyum sağlamasına izin verdi. Bu hikaye, geleneksel ve ilerici yöntemler arasındaki tezatı vurgulayarak çevik olma ve uyum sağlama gerekliliğinin altını çiziyor.
Telekomünikasyon dünyası: Paradigmalar değişiyor
Telekomünikasyon sektörünün hızla geliştiği bir dönemde, Hizmet Olarak Yazılımın (SaaS) ezber bozan gücüyle beslenen derin bir dönüşüm yaşanıyor. Bu araştırmada, SaaS’ın maliyet yapılarını nasıl yeniden şekillendirdiğini, çevikliği nasıl artırdığını ve geleneksel şirket içi ve barındırılan (hosted) bulut çözümlerine kıyasla nasıl benzersiz operasyonel faydalar sağladığını çok yönlü olarak inceleyeceğiz.
Öncelikle Telekom SaaS’ın tanımını ve standart BT tanımından ne kadar farklı olduğunu inceleyelim.
Telekom SaaS, abonelik olarak satın alınan ve bulut tabanlı yazılıma dayanan bir iş sonucu sunan bir hizmet. Tüm operatör sınıfı şebekeler için tasarlanmış, tamamen dijitalleştirilmiş bir iş deneyimi ve tam otomatik bir hizmet yaşam döngüsü ile sunulur. Basitçe ifade etmek gerekirse, hizmet olarak yazılım modeliyle, iletişim hizmeti sağlayıcıları ihtiyaç duydukları yazılımı doğrudan satın almak yerine, genellikle aylık veya yıllık olarak satın alınan kullanıma dayalı bir abonelik yoluyla erişim sağlar.
Telekom iş yüklerinin yönetimindeki zorlukların üstesinden gelmek üzere tasarlanmış olmaları, BT ve Telekom SaaS tanımları arasındaki önemli bir fark olmadığı izlenimi verir. Bir BT SaaS iş yükü arızalandığında, bu hizmetin fiilen “şebeke dışı” kaldığını unutmayın. Buna karşılık, bir Telekom SaaS iş yükü arızalandığında, şebeke daha sonra risk altına girer çünkü İletişim SP’lerinin rolü şebekenin kendisini sağlamaktır. Dolayısıyla, görünüşte ufak bir fark gibi görünen şey aslında hiç de ufak değildir. Aksine, Telekom SaaS, operatör sınıfı kullanılabilirlik, ölçeklenebilirlik, esneklik, performans ve güvenliği desteklemek için gereken önemli derecede özel yetenekler içerir.
Maliyet yapıları yeniden tanımlanıyor
SaaS devriminin merkezinde, ilk kurulum aşamasındaki maliyet yapılarının temelden yeniden tasarlanması yatıyor. Geleneksel modeller genellikle sunucu tedariği ve yönetimi de dahil olmak üzere BT altyapısına önemli miktarda ön yatırım yapılmasını gerektirir. Ancak SaaS, yükü tedarikçilere kaydırarak bu normu yıkıyor. Bu tedarikçiler hem donanım hem de barındırma sorumluluğunu üstlenerek kuruluşların temel yetkinliklerine odaklanmalarına olanak tanır.
Hızlandırılmış uygulama yetenekleri
SaaS’ın sunduğu yeni çeviklik olağanüstü düzeydedir. Gerçek dünya örnekleri, değere ulaşma süresinde yüzde 69 ila yüzde 77 arasında değişen önemli azalmalar olduğunu göstermektedir. Bu nasıl mümkün oluyor? Her şey anında kullanılabilirlikle ilgili. SaaS, aboneliğin başlatılmasının ardından yazılıma anında erişim sağlayarak geleneksel modellerin gerektirdiği uzun kurulum sürelerini ortadan kaldırır.
Ölçeklenebilirlik ve esneklik
Telekom SaaS, şirketlerin operasyonlarını zahmetsizce ölçeklendirmelerini sağlar. Şirketler büyüdükçe ek donanım yatırımları gerektiren geleneksel altyapının aksine, SaaS sorunsuz bir şekilde genişlemeye olanak tanır. Telekom sağlayıcıları, ek hizmetlere abone olarak veya kullanımı artırarak, önemli ön maliyetler olmadan değişen taleplere hızla uyum sağlayabilir.
Sonuçlar her şeyi anlatıyor
NTT ve DOCOMO, Nokia’nın 5G Core SaaS çözümünü kullanarak 3GPP standartlarıyla uyumlu mobil çekirdek şebeke geliştirmek için işbirliği yaptı. Bu entegrasyon, Şebeke İçi Servis Hızlandırma Platformu’nun (ISAP) cihaz bağlantısı ve servis gereksinimlerine göre bilgi işlem kaynaklarını dinamik olarak tahsis etmedeki etkinliğini ortaya koydu. ISAP, akıllı gözlükler gibi cihazlarda sürükleyici metaverse deneyimlerini mümkün kılmak için 3D işleme gibi görevler için verimli bir şekilde GPU’lar sağladı. Ayrıca, GPU’ları ve DPU’ları gerektiği şekilde akıllıca tahsis ederek video işlemeyi optimize etti ve CPU üzerindeki yükü hafifletti. Hızlandırıcıların bu uyarlanmış kullanımı, iletişim ve hesaplamanın da şebeke altyapısına dahil edilmesinin önemini vurgulayarak daha fazla verimlilik ve performans vaat ediyor.
Sonuç
Telekomünikasyon dünyasının sürekli bir dönüşümden geçtiği bu dönemde, Telekom SaaS’ın benimsenmesi bir zorunluluk haline geldi. Telekom SaaS, kuruluşların çevikliğini korumasını, pazar dinamiklerine etkili bir şekilde yanıt vermesini ve son teknoloji hizmetler sunmasını sağlar. Bill’in boru hattının su dağıtımında devrim yaratmasına benzer şekilde, SaaS da abonelik yoluyla telekom verimliliğini yeniden şekillendiriyor.
Nokia gibi SaaS sağlayıcıları uzmanlığı ön plana çıkarıyor. Bu sağlayıcıların telekom sektörüne dair derin bilgileri, şirketleri inovasyon ve büyüme yolunda ilerlemeye sevk etmelerini sağlıyor. Telekom SaaS sağlayıcıları, operatör sınıfı kullanılabilirlik, ölçeklenebilirlik, esneklik, performans veya güvenlik sağlayarak sektörün gidişatını şekillendirmede önemli bir rol oynuyor.
Telekom SaaS’ın benimsenmesiyle şirketler iletişim giderlerini daha iyi kontrol edebilir, şebeke kullanımını optimize edebilir ve varlık kullanımını optimize ederek enerji tüketimini azaltabilir. Burada yola çıkarak telekomünikasyonda ilerlemeyi sağlayan itici güçlerin inovasyon ve uyum yeteneği olduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz.