Keenetic Titan KN-1812 ile PCVR’nin Engelini Nasıl Ortadan Kaldırdık?

Yenilenen teknolojik cihazlar, kablosuz bağlantının iyileşmesine yönelik yeni özellikleri standartları beraberinde getiriyor. Evdeki ağ altyapısını güncellemek yalnızca ufak tefek pürüzleri gidermekle kalmıyor, bazen düşündüğümüzden çok daha büyük bir dönüşümün kapısını aralıyor.

Evdeki çoğu aleti işini düzgün yaptığı sürece pek umursamıyoruz. Mesela buzdolabı on yıldan uzun süredir kendine düşen görevi sessiz sedasız yerine getiriyor. Çamaşır bulaşık makinesi içine attığımızı yıkayıp çıkarıyor.

Geçtiğimiz gün, her biri birer yüksek teknoloji bileşeni olan modem ve ona bağlı yönlendiricilerin de şaşırtıcı şekilde aynı duruma düştüğünü fark ettim. Kablo modem neredeyse 10 yıldır, evde interneti dağıtmak için kullandığım mesh sistemi yaklaşık 5 yıldır sessiz sedasız durup dinlenmeden işini yapmış. Gayet de iyi yapıyormuş ki, bugüne dek bir eksiklik hissetmemişim. Çalışmışız da, filmimizi de izlemişiz, oyunumuzu da oynamışız, sosyal medyamızı da kaydırmışız.

Ama evdeki internet altyapısı aynı kalsa da, onu çevreleyen cihazlar ve beklentiler sessizce evrim geçiriyor. Sonunda öyle bir an geliyor ki, bir yerde geçmişten kalan teknolojik mirasın sizi geleceğe götüren yolda paçanıza yapıştığını hissediyorsunuz.

Sanal Gerçekliğin Zayıf Halkası: Kablosuz Ağlar

Geçenlerde tam da böyle bir şey oldu. Elektronik mühendisliği öğrencisi olan oğluma, yapay zeka altyapılarını eğitmek için kullanacağı güçlü bir masaüstü bilgisayar aldım. Cihazdaki RTX4090 ekran kartı, hem eğitim hem de oyun tarafında beklentilerin ötesine geçti. Ama bu sırada benim aklıma başka bir şey geldi: Dolapta duran Meta Quest 3 sanal gerçeklik gözlüğü.

Bu gözlük, Virtual Desktop veya Meta Link gibi özelliklerle kablosuz olarak bilgisayara bağlanabiliyor. Böylece Steam arşivinizde olan, PCVR için tasarlanmış oyun kütüphanesine de erişebiliyorsunuz. Half-Life: Alyx gibi bazı oyunlar, yalnızca bu şekilde çalışabiliyor.

Burada en büyük ihtiyaç, PC tarafında her iki göz için stereo görüntüyü ayrı ayrı ve gerçek zamanlı üretebilecek kadar güçlü bir sistem donanımı gereksinimi. RTX4090 ile bunu çözmüş olduk, ama bu sefer de hiç düşünmediğim başka bir sorun çıktı karşıma: Bu kadar yoğun veriyi gerçek zamanlı olarak gözlüğe nasıl aktaracağız?

Eğer bu işi ensenizden 5 metrelik kablo sarkıtarak yapmak istemiyorsanız iki şeye ihtiyacınız var: Yüksek bant genişliği ve düşük gecikme süresi.

Bu canavardan gelen görüntüyü kayıpsız sanal gerçekliğe aktarmanın bir yolunu bulmam gerekiyor.

O gün, mevcut kablosuz internet altyapısının ikisi için de yeterli olmadığını fark ettim. Cihazların her ikisi de Wi-Fi 6 bağlantı protokolünü destekliyordu ama ağ altyapım desteklemiyordu. Oyunun görselleri ara ara bulanıklaşıyor, kareler donup kalıyor, istediğim keyfi bir türlü alamıyordum. Hatta bazı uygulamalar küçük bir değerlendirmenin ardından “Ağ altyapınızın performansı bu iş için yetersiz” gibi bir mesaj eşliğinde gerçeği suratıma vurmaktan çekinmiyordu.

Modern Teknolojinin Keyfi Bir Başka

Deneyimdeki zayıf noktanın kablosuz ağ altyapısı olduğuna ikna olduktan sonra bu işe bir el atmaya karar verdim. Üzerindeki düzinelerce kalın antenin gökyüzüne el açtığı birçok model arasında gezdikten sonra yeni çıkan Keenetic Titan KN-1812 BE7200 modeli ilgimi çekti.

Üzerinde dört, içinde altı, toplam on antenli Wi-Fi canavarı merkezdeki yerini aldı.

Dördü görünür altısı gizli antene sahip, iri gövdesiyle kutudan çıktığı anda dolu dolu olduğu hissi veren bu yönlendirici gayet ilginç özellikle donatılmış. Fiber bağlantı desteğine sahip modem olarak kullanılabiliyor, yeni Wi-Fi 7 standardını destekliyor (ki bu benim için bugün işimi görmenin ötesine geleceğe de hazır olduğu anlamına geliyor), 10 gigabite kadar çıkabilen kablolu bağlantı portlarına sahip, düz bakır yerine PCB devreleriyle örülmüş akıllı antenleri var, sinyal odaklama var, donanım yazılımı güncelleme koruması var, yük dengeleme için yapay zeka destekli KeeneticOS işletim sistemi var, var da var.

Dokümantasyonuna göz atarken yıldırım düşmesine karşı koruma bile gördüm, ilginç, yıllardır bu tarafa bakmıyorken neler olmuş meğer.

İşin teknik yönünü keşfetmeyi daha sonraya bırakıp, evin uzun koridorunda internet taşımak için kullandığım mesh sistemini söküp ortaya tek başına Keenetic’i yerleştirdim. Ardından mobil uygulamanın da yardımıyla kurulumu yaptım ve ana kablosuz ağ bileşeni olarak ayarladım. Meta Quest 3 ile masaüstü bilgisayarı aynı kablosuz ağ üzerinde buluşturdum, kullanmaya başladım ve…

Oh be dedim, İşte bu! Bir anda hem dünyam güzelleşti, hem kütüphanem genişledi. PCVR deneyimi yapsam mı, düzgün çalışır mı, yüksek çözünürlüklü görüntü gelir mi endişesinden pırıl pırıl bir dünyaya.

Bu belki çok bana özel bir senaryoydu, ama yakın gelecekte benzerlerinin hayatımıza girmemesi için hiçbir sebep yok. Teknolojinin çok hızlı geliştiği, 5 yıl sonrasını öngöremediğimiz bir çağda yaşıyoruz. Bazılarımızın evine gigabit internet giriyor, birkaç yıl sonra onlarca gigabitten konuşacağız belki de.

Bağlantı tüm bunların  belkemiğini oluşturuyor. O yüzden fırsat bulunca bugünden daha fazlasına sahip olmakta bir sorun yok.

Sonuç: Sadece Bugünü Satın Almak Değil, Geleceğe Uzanmak

İşte bu! Kaç zamandır aradığım performans sonunda gerçek oldu.

Peki ya diğer cihazlar? Cihazın anten konfigürasyonu ve muhtemelen sinyal optimizasyonuna dair sunduğu diğer teknolojiler evin uzun koridoruna mesh kurma ihtiyacımı ortadan kaldırdı. Tüm cihazlar eskiden olduğu gibi düzgün çalışıyor, cihaz yönetimine dair yeni yeteneklere kavuştum. Bunu biraz daha gözlemlemem lazım ama, evdeki herhangi bir cihazın indirme işine abanması nedeniyle diğer cihazlara bant genişliği bırakmama sorunu da dengelendi gibi.

Dahası cihaza her baktığımda yeni bir şey dikkatimi çekiyor. Taktığınız bellekleri bulut depolamaya dönüştüren USB yuvaları, ağ segmentasyonu, çoklu internet sağlayıcı yedeklemesi, siber güvenlik önlemleri, bugün işime yaramasa da yarın iyi ki diyeceğim bir sürü özellik.

Sonuç olarak PC ile sanal gerçeklik gözlüğü kablosuz bağlayıp kayıpsız stereo görüntü aktarmak genel kullanıcı için biraz uç bir senaryo olabilir. Ama zaman içinde evlerde yenilenen teknolojik cihazların, kablosuz ağdan faydalanma konusunda ilginç yetenekleri beraberinde getirdiğini de göz ardı etmemek lazım. Üstelik böyle bir cihaz alarak geleceğe hazır, muhtemelen en az önümüzdeki beş yılın tüm ihtiyaçlarını karşılayacak bir yatırım yapmış oluyorsunuz.

Evdeki kablosuz altyapıyı yenilemenin bu gizli kalmış potansiyelleri açığa çıkardığını görmek, benim açımdan da ilginç ve şaşırtıcı bir deneyim oldu.

Bilseydim, daha önce yapardım.

Etiketler:

Sizin de bu konuda söyleyecekleriniz mi var?