COVID-19 salgını, tarihin en stresli yılına neden olurken dünyanın dört bir yanındaki iş gücünün yüzde 78’inin de zihinsel sağlığını olumsuz bir şekilde etkiledi, İnsanların yüzde 85’i, işte yaşadıkları zihinsel sorunlarının evlerindeki yaşamı da etkilediğini söylüyor. İnsanların yüzde 68’i, iş yerindeki stres ve kaygı konusunda yöneticileriyle konuşmak yerine bir robotla konuşmayı tercih ediyor. İnsanların yüzde 76’sı, şirketlerin iş gücünün zihinsel sağlığını desteklemek için daha fazla şey yapması gerektiği kanaatinde.
2020 küresel iş gücü açısından tarihteki en stresli yıl oldu ve Oracle’ın ve bir İK araştırma ve danışmanlık firması olan Workplace Intelligence’ın birlikte yaptıkları yeni çalışmaya göre de insanlar robotların yardımcı olmasını istiyor. 11 farklı ülkede 12.000’den fazla çalışan, yönetici, İK lideri ve üst düzey yönetici arasında yapılan çalışma, COVID-19 salgının dünyanın dört bir yanındaki insanlar açısından iş yerindeki stresi, kaygıyı ve tükenmişliği arttırdığını ve insanların, kendilerine yardımcı olması için başka insanlar yerine robotları tercih ettiğini ortaya koyuyor.
COVID-19, Küresel İş Gücünün Zihinsel Sağlığını Olumsuz Etkiledi
Dünyanın dört bir yanında insanlar, COVID-19 nedeniyle işlerinde daha fazla kaygı ve depresyon ile mücadele ediyor.
• İnsanların yüzde 70’i, daha önceki yıllara kıyasla bu yıl işte daha fazla stres ve kaygı yaşıyorlar.
• Bu artan stres ve kaygı da küresel iş gücünün yüzde 78’inin zihinsel sağlığını olumsuz etkilerken bu da daha fazla strese (yüzde 38), iş – özel hayat dengesinin olmamasına (yüzde 35), tükenmişliğe (yüzde 25), sosyalleşme olmamasından kaynaklanan depresyona (yüzde 25) ve yalnızlığa (yüzde 14) neden oluyor.
• Küresel çaptaki pandeminin neden olduğu bu yeni baskılar, performans standartlarını tutturma (yüzde 42), rutin ve sıkıcı görevleri yerine getirme (yüzde 41) ve yönetilmesi güç iş yükleriyle boğuşma (yüzde 41) gibi iş yerinde her gün karşılaşılan stres nedenlerinin üstüne eklenmiştir.
İş Yerlerindeki Zihinsel Sağlık Sorunları, Çalışanların Kişisel Hayatlarını Olumsuz Etkiliyor
Küresel çaptaki pandemi, iş yerlerinde yaşanan zihinsel sağlık sorunlarını daha da artırmış durumda ve bu durum sadece mesleki yaşamlarla da sınırlı değil, insanlar bu yaşananların etkilerini evlerinde de hissediyor.
• İnsanların yüzde 85’i, iş yerlerindeki zihinsel sağlık sorunlarının (örn. stres, kaygı ve depresyon) ev hayatlarını da etkilediğini söylüyor.
• En sık görülen tepkiler ise uyku eksikliği (yüzde 40), yetersiz fiziksel sağlık (yüzde 35), evde azalan mutluluk (yüzde 33), sorun yaşanan aile ilişkileri (yüzde 30) ve arkadaşlardan kopma (yüzde 28) şeklinde sıralanmaktadır.
• İnsanların uzaktan çalışmaya başlaması ile birlikte kişisel ve profesyonel dünyalar arasındaki sınırlar bulanıklaştıkça insanların yüzde 35’i her ay 40 saatten daha fazla çalışmaya başlamış ve yüzde 25’i de fazla çalışmaktan tükenmiş durumda.
• Uzaktan çalışmanın bu gibi engelleri olmasına rağmen katılımcıların yüzde 62’si, pandemi öncesine kıyasla uzaktan çalışmayı artık daha cazip bulduklarını ve aileleriyle daha fazla zaman geçirdiklerini (yüzde 51), daha fazla uyuduklarını (yüzde 31) ve daha çok iş yapabildiklerini (yüzde 30) söylüyor.
Çalışanlar Yardım İstiyor ve Yüzlerini ise İnsanlar Yerine Teknolojiye Dönüyorlar
İnsanların teknolojiden beklentisi, işbirliği araçlarından çok daha fazlası ve bu araçlar yerine teknolojinin, zihinsel sağlıklarını desteklemesini istiyorlar.
• İnsanlar, robotların ön yargısız bir alan (yüzde 34), sorunların paylaşılabileceği tarafsız bir ortam (yüzde 30) ve sağlıkla ilgili sorunlara hızlı yanıtlar (yüzde 29) verebileceğine inandıklarından zihinsel sağlıklarını desteklemesi için insanlar yerine robotları tercih ederken sadece yüzde 18’i insanları tercih ediyor.
• Katılımcıların yüzde 68’i, iş yerindeki stres ve kaygı konusunda yöneticileri yerine bir robotla konuşmayı tercih ederken yüzde 80’i ise terapist veya danışman olarak bir robotla konuşmaya istekli.
• Yüzde 75’i, yapay zekanın iş yerinde zihinsel sağlıklarına yardımcı olduğunu söylüyor. Bu konuda teknolojinin sağladığı faydalar ise robotların, işlerini daha etkin yapabilmek için ihtiyaç duydukları bilgileri çalışanlara sunmaları (yüzde 31), tükenmişliği önlemek için görevleri otomatik hale getirip iş yükünü azaltmaları (yüzde 27) ve görevleri önceliklendirmeye yardımcı olarak stresi azaltmaları gösteriliyor.
• Yapay zeka ayrıca işçilerin çoğunluğuna (yüzde 51) çalışma haftalarını kısaltma konusunda yardımcı olarak daha uzun tatil yapmalarına da imkan sağlıyor (yüzde 51).. Katılımcıların yarısından fazlası, yapay zeka teknolojisinin çalışan verimliliğini artırdığını (yüzde 53), iş memnuniyetini iyileştirdiğini (yüzde 54) ve genel iyi oluşu geliştirdiğini (yüzde 52) söylüyor.
İş Yerindeki Zihinsel Sağlık Sorunları Kendiliğinden Kaybolmuyor ve Göz Ardı Edilemez
Dünyanın dört bir yanındaki çalışanlar, kuruluşlarından daha fazla zihinsel sağlık desteği beklerken bu yardımın sunulmaması halinde ise bu durumun, dünyanın dört bir yanındaki iş gücünün hem kişisel hem de profesyonel yaşamlarının yanı sıra küresel verimlilik üzerinde de önemli bir etkisi olacaktır.
• İnsanların yüzde 76’sı, şirketlerinin iş gücünün zihinsel sağlığını korumak için daha fazla şey yapması gerektiği kanaatinde Yüzde 51’i ise, COVID-19 nedeniyle şirketlerinin zihinsel sağlık hizmetlerini veya desteğini sunmaya başladığını belirtiyor.
• Dünyanın dört bir yanındaki iş gücünün yüzde 83’ü, şirketlerinin çalışanların zihinsel sağlığını desteklemek için teknolojik imkanları da sunmasını isterken bu teknolojik imkanlar arasında sağlık kaynaklarına self-servis erişim (yüzde 36), talebe göre danışmanlık hizmetleri (yüzde 35), proaktif sağlık takip araçları (yüzde 35), iyi oluş veya meditasyon uygulamalarına erişim (yüzde 35) ve sağlıkla ilgili soruları cevaplandıracak sohbet robotları (yüzde 28) yer alıyor.
• Çalışanların yüzde 84’ü uzaktan çalışırken çeşitli güçlükler yaşamış durumda ve bunlar arasında en önemlileri ise kişisel ve mesleki hayat arasında bir ayrım kalmaması (yüzde 41) ve stres ve kaygı gibi zihinsel sağlık sorunlarıyla daha fazla karşı karşıya kalma (yüzde 33) yer alıyor.
• Katılımcıların yüzde 42’si, iş yerindeki stresin, kaygının veya depresyonun, verimliliklerini dibe çektiğini söylerken yüzde 40’ı ise bunların, karar verme sürecinde zayıflıklara neden olduğunu belirtiyor. Yüzde 85’i ise işle ilgili stres, kaygı ve depresyonun, ev hayatlarını da etkilediğini ifade söylüyor.
Araştırma ile ilgili Oracle İnsan Kaynakları Çözüm Yöneticisi Elif Karagöz ile gerçekleştirdiğimiz röportajı aşağıdan izleyebilirsiniz.
Küresel çaplı bu rapor hakkında daha fazla bilgiyi burada bulabilirsiniz.