Türkiye’deki ilk Huawei Deneyim Mağazası, 9 Şubat Cumartesi günü İzmir’de hizmete girdi.
İzmir MaviBahçe Alışveriş Merkezi’nde açılan Huawei Deneyim Mağazası, tüketicilere markanın akıllı telefon, dizüstü bilgisayar ve giyilebilir cihazlar gibi tüm ürünlerini konforlu bir ortamda deneyimleme olanağı sunuyor. Mağazada akıllı telefon ve dizüstü bilgisayarların yanı sıra akıllı saatler, bileklikler, cep telefonu aksesuarları, bluetooth hoparlörler ve daha birçok Huawei ürünü, kullanıcıların bizzat deneyimlemesi için sergileniyor ve satılıyor.
Huawei’nin İzmir’deki ilk teknik servis merkezi de deneyim mağazası bünyesinde tüketicilere hizmet vermeye başladı.
Açılışta konuşma yapan Huawei Türkiye Tüketici Elektroniği Grubu Ülke Müdürü Seth Wang, “İzmir’de genel olarak Huawei markasına ve ürünlerine olan ilgi çok yüksek. İzmir halkı teknolojiye çok meraklı ve yenilikleri yakından takip etmeyi seviyor. İzmir’in hedef kitlemize tam uyum sağlayan bir demografik yapısı var. Ayrıca bu bölgede resmi bir teknik servisimiz bulunmuyordu. Tüm bu etkenler ilk deneyim mağazamızı İzmir’de açma yönünde fikirlerimizi belirledi” dedi.
Wang sözlerine, “Türkiye’nin hemen hemen tüm büyük illerinde deneyim mağazalarımızı açmaya devam edeceğiz. Bir sonraki deneyim mağazamız İstanbul İstinye Park alışveriş merkezinde, Mart ayı içinde açılacak” diyerek devam etti.
Satış Mağazası Değil, Deneyim Mağazası
Açılışta Huawei Türkiye Tüketici Elektroniği Grubu Halkla İlişkiler Müdürü Bengi Güven ile sohbet ettik. Güven de ilk mağazanın İzmir’de açılmasında buradaki servis ihtiyacına dikkat çekti. “İzmirliler Huawei markasını çok seviyorlar, ama burada servis merkezimiz yoktu. Bu mağazayla hem İzmirlileri yeni ürünlerimizle tanıştırdık, hem de servis merkezi ihtiyacını karşılamış olduk” dedi Güven.
Dükkanın tasarımı bir İngiliz mimari şirket tarafından yapılmış ve dünyanın diğer bölgelerindeki mağaza tasarımları örnek alınmış. Huawei’nin bu mağazaları ‘satış mağazası’ değil de ‘deneyim mağazası’ olarak konumlandırmasının özel nedeni var. Burada müşteriler gelip tüm ürünleri en ince ayrıntısına kadar inceleyebiliyor, cihazların farklı özelliklerini ön plana çıkaracak dekorlar eşliğinde kamera ve diğer özelliklerini deneyebiliyor. Örneğin özel hazırlanmış dekorların karşısında makro çekim yapabiliyor, özel kaideye yerleştirilmiş paraya bir fiske vurup dönüşünü yavaş çekimle kayıt altına alabiliyor, kamerayı elma veya muza çevirip kameranın yapay zeka fonksiyonu yardımıyla kaç kalori olduğunu görebiliyorsunuz.
Sadece telefon da değil. Matebook serisi dizüstü bilgisayarlardan akıllı saatlere, hoparlörlerden özçekim çubuklarına, özel tasarım kılıflara kadar pek çok farklı ürünü mağazada bir arada görmek mümkün. “Huawei güzel gidiyor” diyor Güven. “Yaptığımız işlerden ve Türkiye’deki ilerleyişimizden son derece memnunuz.”
Önümüzdeki ay İstanbul İstinyePark alışveriş merkezinde açılacak yeni mağazaya da beklediklerini söylüyor.
Dünyayı Artık Apple Değil, Başkaları Değiştiriyor
Açılışta saat 11’den itibaren kuyruk oluşmaya başlamıştı, saat 3’teki mağaza açılışında ise adeta izdiham vardı. Uçağa gitmeden önce son kez baktığımda görüntü gerçekten şaşırtıcıydı. Mağazanın içinde ilk grubu temsilen 100 kadar müşteri, kasa önünde kocaman bir yığın, mağaza önüne toplanmış dev kalabalık ve ne zaman içeri gireceğini bilmeden bekleyen, bahçedeki bariyerlerin arasından kıvrılıp uzayan yüzlerce kişilik bir kuyruk.
Bizi uçağa götürecek servis için buluşma yerine doğru yürürken kalabalığın uzağında, elinde alışveriş torbalarıyla gezen orta yaşlarda iki kadının konuşmasına kulak misafiri oldum.
“Bu kalabalık ne, ne varmış burada” diye sordu biri.
Beriki “Huvaiymiş” diye cevapladı.
“O ne” diye sordu.
“Valla telefon falan yapıyor” dedi. “Ama çok seviyorlar. Bizim arkadaşlarda da var, çok seviyorlar…”
Düşündüm de insanları kuyruğa dizen marka yıllar öncesinden kalma teknolojilerin ve deneyimlerin arkasına sığınan, para kazanmayı inovasyonun önünde tutan, insanlar her yıl değiştirsin diye telefonları kendi eliyle yavaşlattığını itiraf eden Apple değil artık. O günler çoktan geride kaldı.
Dünya böyle hızlı değişiyor işte. Tutamazsan, 2000’li yılların Nokia’sı gibi devrilip gidiyorsun.
