Couchbase Capella, İnovasyonlarıyla Fark Yaratmaya Devam Ediyor

Couchbase Capella, geliştiriciler için veritabanı esnekliği, kurumsal uygulamalar için uygun ölçekte performans ve hizmet olarak veritabanları (DBaaS) arasında en iyi fiyat-performansı sunar.

Yazan: Couchbase Kıdemlin Başkan Yardımcısı Huw Owen

Citigroup, PepsiCo, Comcast ve UPS gibi şirketler dâhil olmak üzere Fortune 100’de bulunan şirketlerin %30’u tarafından tercih edilen Couchbase, müşterilerin en kritik görevlerini edge, bulut ve IoT cihazlarında oluşturmalarına, dağıtmalarına ve çalıştırmalarına olanak tanıyan, alanında lider bir dağıtılmış NoSQL veritabanı sağlar. Ayrıca bütün bunları yaparken geliştirici ekiplerinin tercih ettiği dili, sistemi ve platformu kullanmalarına olanak tanır.

Couchbase Capella, geliştiriciler için veritabanı esnekliği, kurumsal uygulamalar için uygun ölçekte performans ve hizmet olarak veritabanları (DBaaS) arasında en iyi fiyat-performansı sunar. Capella tamamen yönetilip otomatikleştirildiğinden, müşteriler operasyonel veritabanı yönetimi çabaları ile uğraşmak yerine uygulamalarını iyileştirmeye, geliştirmeye ve onları pazara sunma süresini kısaltmaya odaklanabilir. Ek olarak müşterilerimiz, ilişkisel veritabanlarının en iyi yönlerini modern bir JSON belge veritabanının esnekliğiyle birleştiren en son Couchbase sunucu sürümünün en yeni özelliklerinden yararlanabilir.

Couchbase Capella artık mobil ve IoT uygulamaları için Capella App Services adını verdiğimiz bir backend’i bünyesinde barındırıyor. Geliştirilmiş teklif, geliştiricilerin bulut ve cihazlar arasında verileri sorunsuz bir şekilde senkronize edebilen hızlı ve esnek mobil uygulamalar tasarlayıp dağıtmasını kolaylaştırıyor ve buna ek olarak uygulamaların çevrimiçi veya çevrimdışı olmalarına bakılmaksızın çalışmasına olanak tanıyor. CEO Matt Cain, en son kazanç çağrısında Couchbase Capella’nın ivme kazanmaya devam ettiğini ve müşteri geri bildirimlerinin olumlu yönde olduğunu söyledi.

Türk İşletmeleri Bulut Teknolojilerine Yatırım Yapıyor

Pandemi ile birlikte çalışma şekillerinde büyük değişiklikler meydana geldi. Bu değişime eşlik eden küresel ekonomik belirsizlik, şirketlerin IT yatırımlarında daha temkinli davranmalarına neden oldu. Bunun aksine hibrit çalışma modeli ve bu modelde çalışanları destekleme ihtiyacı nedeniyle bulut yatırımları dünya genelinde arttı. Türkiye de bu konuda farklı bir durumda değil.

Türkiye bulut pazarı bu on yılın başından beri istikrarlı bir oranda büyümeye devam ediyor. Pazardaki ana aktörler, IT kaynaklarına bağımlılıklarını azaltmak için bulut hizmetlerini gitgide daha fazla benimsiyor. Bulut bilgi işlem, sermaye giderlerine olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor ve proses operasyonlarının daha az zamanda tamamlanabilmesine olanak tanıyor. Bulut için perakende, sağlık ve IT gibi dikey sektörlerden yüksek talep var. Ek olarak, Türkiye’nin nüfusu oldukça genç ve akıllı cihaz kullanımı çok yüksek oranlarda seyrediyor. Bu da Türkiye bulut pazarının büyümesine etken olan önemli faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.

Dijital Dönüşümün Çıktısı: Modern İşletmeler

Dijital dönüşüm büyük ölçüde değişen dünyaya karşı bir reaksiyon olmasına rağmen işletmelerin kendileri de bu konuda hala söz sahibi. Kuruluşların yaklaşık dörtte biri orijinal bir fikrin dijital dönüşüm için birincil itici güç olduğunu söylerken, üst yönetim veya geliştiricilerden gelen baskı da benzer oranlar ortaya koydu. Bu eğilim devam ederse, dijital dönüşümün dış etkilerden çok iç strateji tarafından yönlendirildiğini görebiliriz. Dijital dönüşüm ile son kullanıcı deneyiminde her zamankinden daha fazla önemli atılım yapan kuruluşların sayısının gitgide artması gibi olumlu işaretler var. Pandeminin etkisinden henüz çıkıp çıkmadığımızı söylemek için çok erken olsa da iş dünyasının önünde parlak bir gelecek var.

Modern işletme, ilişkisel veritabanı ve NoSQL’in en iyi yönlerini birleştiren, mobil/edge yetenekleri içeren ve bu nedenle dünyanın her yerinde her zaman açık olan uygulamalar oluşturmasına olanak tanıyan dağıtılmış bir NoSQL veritabanına ihtiyaç duyar. Artık teknolojinin birleştirilebilirliği (composability) modern işletmeler için yeni bir gereklilik olarak ön plana çıkıyor. Bulutun ana ayırt edici faktörlerinden biri, bileşen parçalarından altyapı ve uygulamalar oluşturmak anlamına gelen birleştirilebilirlik kavramıdır. Bulut, modülerlik ve birleştirilebilirlik ilkesi etrafında inşa edilmiştir. Birleştirilebilirlik, yazılım tanımlı bileşenlerden yararlanarak temel altyapıyı yönetme ihtiyacını ortadan kaldırır ve iş yükündeki değişikliklere dayalı olarak sunucular, depolama ve bağlantı gibi fiziksel varlıkları yeniden yapılandırma ihtiyacını ortadan kaldırır. Birleştirilebilir IT ile kuruluşlar, uygulamalarını veya hizmetlerini birden çok buluta, şirket içine ve edge’e kadar yayabilen tek bir birleşik kontrol mekanizması üzerinden yönetebilir. Kuruluşlar, günümüzün küresel olarak dağıtılmış yeni tip şirketleri haline gelebilmek için birleştirilebilirlik kavramını benimsemelidir.

Bulut Teknolojilerini Benimsemek İşletmelere Benzersiz Faydalar Sağlıyor

Edge ile de yakından ilgili olan veri tutarlılığı ve veri yönetişimi, veri yönetiminin önemli yönleri arasında yer alır. Veriler dağıtıldığında, edge konumlarda kesin veri tutarlılığı sağlanmalıdır. Bu, herkesin aynı verileri görüntülemesi anlamına gelir. Başarılı bir veri senkronizasyonu için, uygulamalar herhangi bir edge konuma yönlendirilebileceğinden güvenilir bir veri senkronizasyon protokolü seçmek büyük önem taşır. Veri yönetimine gelince, genellikle kısa ömürlü olan geçici verilerle ilgileniriz. Bu nedenle bir edge konumunda, veri erişimi ve veri saklama ilkelerini uygulamak için iyi bir yol bulunmalıdır.

Veri güvenliği, edge bilişimi benimserken göz önünde bulundurulması gereken bir önemli bir kavramdır. Merkezi bulut ortamlarından uzaklaştıkça güvenlik sorunu artar. İnternet doğal olarak güvenilmez olduğundan, edge konumlarına yaklaştıkça birtakım güvenlik sorunları ortaya çıkabilir. Bu sorunları minimize etmek için her bir verinin kimliğinin doğrulanması, yetkilendirilmesi ve tüm trafiğin uçtan uca şifrelenmesi gerekir. Edge konumunda veri güvenliği kontrollerinin uyguladığından ve ihlal edilen herhangi bir edge konumunun diğer tüm edge konumlarını etkilemeden izole edilebileceğinden emin olunması gerekir.

Bulut Evriminin Bir Sonraki Aşaması

Pandemi dijital içerik tüketimini hızlandırdı. Dijital dönüşümün hızı daha önce hiç bu kadar yüksek olmamıştı. Tüm teknolojiler gibi, bulut da şüphesiz gelişmeye devam edecek. Benim tahminime göre, bulut teknolojisinin bir sonraki aşaması modüler ve birden fazla tamamlayıcı SaaS hizmetinden oluşan uygulamalar oluşturmak için dağıtılmış bulutların kullanılması ile gerçekleşecektir.

Çoklu, hibrit ve edge bulutların giderek daha fazla benimsenmesi, dağıtılmış bulut kavramına doğru bir yol inşa edecektir ve bu aslında oldukça doğal bir ilerlemedir. Dağıtılmış bulut, bulutlar arasında, edge konumlarda ve işletme tesislerinde farklı fiziksel konumlarda dağıtılan bulut hizmetlerine sahip olacaktır. Bulut hizmetlerini fiziksel olarak bu noktalarda daha yakın dağıtmak tam bir esneklik sağlayacak, veri egemenliği ve veri gravitesi gibi gereksinimleri gerçekleştirirken gerçek zamanlı kullanım senaryolarının da kilidini açacaktır. Dağıtılmış bulut modeli kavram olarak, temel alınan altyapının konumunun ihtiyaç noktasına göre belirlendiği, birleştirilebilir bir altyapının temelini oluşturur. Önümüzdeki birkaç yıllık tabloda, dağıtılmış bulut yükselişini devam ettirecek gibi gözüküyor.

Sizin de bu konuda söyleyecekleriniz mi var?