Dünya akıllı telefon pazarına dair 2019 yılı ilk çeyrek sonuçları, büyük sürprizlerin yaşandığı ve taşların yerinden oynadığı çok ilginç rakamlarla karşımıza çıktı. Dikkatlerimizi hep ilk üç sıraya odaklıyoruz ama sıralamanın altında da ilginç şeyler oluyor. Enterprise Next olarak hem bu rakamların üzerinden geçtik, hem de Oppo Türkiye Genel Müdürü Weijian Zhou ile ufak bir röportaj gerçekleştirdik.
Araştırma şirketi Strategy Analytics, geçtiğimiz günlerde dünya genelinde akıllı telefon pazarının nasıl değiştiğine dair bir rapor yayınladı. 2019’un ilk çeyreğinde akıllı telefon pazarının yüzde 4 civarında gerilediğini ortaya koyan raporda Samsung ve Apple için kötü haberler de vardı.
Paylaşılan rakamlara göre geçtiğimiz yılın ilk çeyreğinde 78,2 milyon adet cihaz piyasaya süren Samsung bu yıl 71,8 milyonda kalırken, geçen yıl aynı dönemi 52,2 milyon cihazla kapatan Apple 43,1 milyona gerilemiş. Samsung’un pazar payı yüzde 22,6’dan yüzde 21,7’ye inerken, Apple’ın payı yüzde 15,1’den yüzde 13’e düşmüş.
Özellikle Apple’ın hızlı düşüşü acıtmış olsa gerek. Sebebi biraz şu olabilir, biraz da başka şeyler. Ya Samsung? Onun sebebi de belki Ars Technica S10 incelemesinin başlığında yatıyordur. Üstelik beta test grubu olarak kullandıkları test editörlerinin elinde parçalanıp ikinci gününü göremeyen Galaxy Fold da bu gidişe çare olacak gibi değil. Her neyse…
Raporda ilk 3 sırada en çok ilgi çeken marka Huawei. Amerika Birleşik Devletleri tarafından adeta düşman ilan edildiği için 320 milyonluk ülkede sıfır pazar payına sahip olan şirket, geçtiğimiz yıl ilk çeyrekte 39,3 milyon ürünü pazara sunarken bu yıl adetleri 59,1 milyona yükselmiş. Bu da şirketin küresel pazar payını yüzde 11,4’ten 17,9’a taşımış.
Analistler işlerin böyle devam etmesi durumunda şirketin iyi ihtimalle bu yılın sonuna kadar, kötü ihtimalle 2020 yazına kadar dünya akıllı telefon pazarında ilk sıraya yerleşeceğini öngörüyor.
Hangi Prens Krallığa Ortak Olacak?
Krallığın merkezinde Demir Taht’a kim oturacak kavgası sürerken, listenin aşağılarında Xiaomi ve Oppo’nun mücadeleye dahil olma çabasını sürdürdüğünü görüyoruz. Burada Xiaomi son bir yıl içinde yüzde 8,2 olan küresel pazar payını yüzde 8,3’e çıkarırken, Oppo yüzde 7’den yüzde 7,7’ye doğru sıçrama yapmış. Unutmayın ki daha birkaç yıl öncesine kadar Huawei de bu gruptaydı.
Huawei’nin “kaymağını ben topluyorum, dibini de sen sıyır” mantığıyla kurguladığı fiyat/performans odaklı Honor markasının ve LG, Lenovo, HTC gibi artık pek sözü edilmeyen diğer markaların dahil olduğu grup ise yüzde 35,7’den yüzde 31,3’e gerilemiş.
Özetle bu uçsuz bucaksız topraklarda şu an üç kralla iki prens at koşturuyor. Ben burada Oppo markasını özellikle takip ediyorum, çünkü 2007 yılında ilk iPhone’un çıkışından beri formülü değişmeyen akıllı telefon pazarında gerçekten yeni bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Hele Oppo Find X ile başlattıkları ve Oppo Reno ile devam ettirdikleri motorlu kameralar, küçük bir detay gibi görünmesine rağmen bende büyük heyecan uyandırdı.
Artık her şey o kadar çok birbirine benziyor ki, tatmini küçük detaylarda buluyoruz. Birilerinin tasarım adına farklı bir şeyler yapmasını, üstelik bunu formu fonksiyona dönüştürecek bir tasarım diliyle hayata geçirmesini gerçekten özlemiştim.
Oppo Türkiye Genel Müdürü Weijian Zhou: “Pazar Payı Hedef Değil Sonuçtur”
İşte bu duygularla geçtiğimiz günlerde Oppo Reno’nun tanıtım toplantısında Oppo Türkiye Genel Müdürü Weijian Zhou ile sohbet etme fırsatı yakaladım. Zhou dört yıldır Türkiye’de yaşıyor ve Türkiye’deki teknoloji eğilimlerine oldukça hakim. Zaten Oppo’dan önce de Lenovo Türkiye’nin genel müdürlüğü görevini üstlenmişti. Sordum, sizinle yaklaşık aynı zamanlarda işe başlayan rakipleriniz önümüzdeki 1 yıl içinde Türkiye akıllı telefon pazarında dördüncü olmayı hedefliyor. Siz Türkiye pazarı için ne düşünüyorsunuz?
“Ben kendi adıma pazar payını bir başarı göstergesi olarak göstermeyi uyun bulmuyorum” dedi Zhou. “İnanıyorum ki biz işimizi doğru yaparsak, üzerimize düşeni hakkıyla yerine getirirsek bu pazar payımızın da artmasına sebep olacaktır. Pazar payı bir hedef değil, sonuçtur. Tüketicilerin ihtiyaçlarını iyi anlar ve karşılığını verirsek, onları mutlu edersek bunun ödülünü alacağımıza inanıyorum.”
Zhou, bugüne kadar Türkiye’de satılan on binlerce Oppo ürünün Türkiye’deki tüketiciler üzerinde bıraktığı ilk izlenimin de gayet olumlu olduğunu söyledi. “Özellikle sosyal medyada Oppo ile ilgili yazılanları ve sohbetleri şöyle bir taradığımızda bunu açıkça görebiliyoruz” dedi Zhou. “Bu konuda ciddi anlamda bir olumsuz geri dönüşle karşılaşmadık.”
Zhou, sunumu sırasında akıllı telefonların yanı sıra nesnelerin internetine bağlı IoT cihazlarında da varlıklarını güçlendirmek istediklerini söylemişti. Halihazırda özellikle Xiaomi’nin bu alanda pek çok ürünü Türkiye’de de mevcut. Akıllı su ısıtıcılar, uzaktan kumandalı hava araçları, elektrikli kaykaylar… Oppo’nun neden bu alanda rekabeti önemsediğini ve bu tür ürünleri Türkiye’ye ne zaman getireceklerini sordum. “5G’nin hayatımıza girmesiyle IoT alanında pek çok fırsatı beraberinde getirecek” diye yanıtladı. “Türkiye’de de bunun etkilerini göreceğiz. Bu gerçekleştiğinde biz de hazır olmak istiyoruz.”