2025’te İnternet Dünyası Nasıl Görünüyor: Veriler, Rakamlar, Trendler

Evde, yolda ya da Ay’da olun fark etmez: İnternet olmadan hiçbir şey çalışmaz. Bugün 5,5 milyardan fazla insan ve 31 milyar cihaz çevrim içi durumda.

Ağların ağı ne kadar hızlı hale geldi, yapay zekâ arama davranışlarını nasıl değiştiriyor ve internet değişim noktası operatörü DE-CIX dijital altyapının geleceğini nasıl inşa ediyor? İşte 2025’te internet hakkında 10 gerçek.

1. Dünyada kaç kişi çevrim içi?
Şu anda insanlığın üçte ikisi çevrim içi. Birleşmiş Milletler’in (BM) bir kuruluşu olan Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin (ITU) verilerine göre, 2024 yılında yaklaşık 5,5 milyar kişi internette sörf yapıyordu. Yalnızca son on yılda küresel kullanıcı sayısı neredeyse iki katına çıktı. İnsanların çevrim içi geçirdiği süre ise artık günde altı saatin üzerine çıktı.

2. Bugün kaç cihaz çevrim içi? İnternette ne kadar veri üretiliyor?
Statista’ya göre 2025 itibariyle 31 milyar akıllı telefon, bilgisayar veya cihaz Nesnelerin İnterneti’ne (IoT) bağlı olacak. Daha fazla cihaz, aynı zamanda, daha fazla veri anlamına da geliyor: DE-CIX’in 2024 yılı verilerinin de gösterdiği gibi, veri hacmi hızla büyüyor. Dünyanın lider internet değişim noktası operatörüne göre, DE-CIX değişim noktalarındaki küresel veri trafiği yeni bir rekoru görerek 68 exabaytın üzerine çıktı. Bu değer, bir önceki yıla kıyasla yüzde 15 artış anlamına geliyor. Dünya genelinde üretilen, toplanan, kopyalanan ve tüketilen tüm veri hacmine bakıldığında IDC’n’n BT pazar araştırmacılarının beklentisi, 2025’te yaklaşık 182 zettabayt değerine ulaşacağı yönünde. Bu da 182 bin exabayt veya 181 trilyon gigabayt’a karşılık geliyor.

3. İnternet ile World Wide Web arasındaki fark ne?
İnternet, birbirine bağlantılı birçok sunucu, yönlendirici ve kablodan oluşan küresel teknik altyapıyı ifade eder. World Wide Web, kısaca WWW, internet üzerinden çalışan bir servistir (tıpkı e-posta veya VoIP gibi). WWW fikri, metin ve verileri yayınlamak için basit bir çözüm arayan bilgisayar bilimci Tim Berners-Lee’ye ait. Bu fikir bugün hâlâ geçerliliğini koruyor: Tarayıcılar, hipermetin ve bağlantılar olmadan internetin bir anlamı kalmazdı.

4. İnsanlar bugün interneti nasıl kullanıyor?
İster e-posta, ister mesajlaşma, ister bankacılık olsun, mobil cihazlar küresel internet trafiğinin yüzde 64’ünü oluşturuyor. En önde ise streaming gidiyor: Tüm bit ve baytların yüzde 65’ini videolar oluşturuyor. Örnek olarak YouTube’u alalım: Platformu her ay 2,5 milyardan fazla kişi kullanıyor. Dünya genelinde her gün 1 milyar saatin üzerinde video içeriği tüketiliyor. Dünya demişken, halihazırda 30 ila 50 milyon kişi için internet uzaydan geliyor. Ve bu yükselişte olan bir trend. Alçak dünya yörüngesindeki (LEO) uydularla, sıradan akıllı telefonlarla kullanılabilecek bir yörünge ağı kurulabiliyor. Örneğin Ukraynalı mobil operatör Kyivstar, Starlink üzerinden böyle bir hizmet sunmak istiyor. Bu da Ukrayna’yı, Avrupa’da uzaydan mobil iletişim sağlayan ilk ülke yapabilir.

5. Bugün internet ne kadar hızlı?
İnternet gün geçtikçe hızlanıyor: 2015’te saniyede ortalama 5 megabit (Mbit/s) civarındayken, on yıl sonra indirme hızları ortalama 100 Mbit/s seviyesine ulaştı. Şu anda en hızlı internet, ortalama 345 Mbit/s hızla Singapur’da. Dünyanın neresinde olursanız olun, veriler ne kadar hızlı akarsa o kadar çok birikiyor. Örneğin DE-CIX, Nisan 2025’te küresel veri aktarımında yeni bir rekora imza attı. Şirketin küresel değişim noktalarında ilk kez saniyede 25 terabit (Tbit/s) değerini aştı. Bu zirve değeri tek bir lokasyonda yaşanan özel bir yoğunluğa değil, birden fazla internet değişim noktasında genel olarak artan trafik hacmine dayanıyordu. Japon araştırma ekipleri ise daha da hızlı gidiyor: Laboratuvar ortamında saniyede yaklaşık 402 Tbit/s hızına ulaştılar ki bu, ABD’deki tipik bir indirme hızından (250 Mbit/s) 1,6 milyon kat daha hızlı.

6. Yapay zekâ internet kullanımını nasıl etkiliyor?
Yapay zekâ arama motorlarını geride bırakıyor. Cloudflare, 2023 yılında ChatGPT’yi dünya çapında en hızlı büyüyen alan adlarından biri olarak sıraladı; trafik yıl boyunca patlama yaşadı ve ortada yavaşlayacağına dair bir ibare de yoktu. McKinsey’e göre, işletmelerde üretken yapay zekâ kullanımı bir yıl içinde iki katına çıktı. Büyük arama motorları hâlâ en büyük arama hacmini oluşturuyor olsa da yapay zekâ sonuçları giderek daha önemli hale geliyor. Strateji danışmanlığı Bain’in yaptığı yakın tarihli bir ankete göre, on kullanıcıdan sekizi, artık bir arama yaptıklarında Gemini, CoPilot ve benzeri yapay zekâların sunduğu sonuçlara güveniyor.

7. İnternet iş modellerinin en başarılıları hangileri?
Facebook, Spotify veya Netflix gibi, reklam gelirine dayalı platformlar ve abonelik hizmetleri internetten doğan en başarılı iş modelleri arasında. 2025’te Google yaklaşık 265 milyar ABD doları reklam geliri üretti. Bu meblağ, ABD’nin toplam gayrisafi yurt içi hasılasının neredeyse yüzde 1’ine denk geliyor. Amazon gibi e-ticaret devleri de bu tabloyu tamamlıyor. Öte yandan Webvan gibi yemek teslimat servisleri, internetin ürettiği en büyük başarısızlıklar arasında yer alıyor. Başarı ya da hüsran fark etmiyor, internet değişim noktaları interneti ve onun iş modellerini bir arada tutuyor.

8. İnterneti kim temizliyor?
Kısaca söyleyelim: Hiç kimse! Bu yüzden Siteefy’ye göre 1,2 milyar web sitesinin büyük çoğunluğunun (yüzde 84) aktif olmaması şaşırtıcı değil. İlginç bir diğer veri: Her gün 250.000’den fazla yeni sayfa oluşturuluyor ve tüm sayfaların yalnızca yüzde 5’inden azı arama motorları tarafından indeksleniyor. “Yüzey ağı” diye tabir edilen bu bölüm, veritabanları, kütüphaneler ve indekslenmemiş formatlardan oluşan “derin ağ”ın yanında küçük bir kısım olarak kalıyor. Kimse kullanım dışı kalmış siteleri temizlemese de, bu siteler de basitçe ortadan kaybolabiliyor (hosting’lerinin süresi dolduğunda mesela). Ama buna rağmen bazı siteler yeniden ortaya çıkabiliyor: Wayback Machine gibi arşivler onlari unutulmuşluktan kurtarır, yeniden gün yüzüne çıkarır.

9. İnternet altyapısı için en önemli şehirler hangileri?
New York, Paris veya Tokyo fark etmez; söz konusu internet olduğunda Frankfurt’la hiçbir şehir yarışamaz. Bağlantı, veri merkezleri, ağlar ve internet değişim noktaları anlamında, dünyada başka hiçbir yerde bu kadar yoğun bir dijital altyapı, böylesine kapsamlı bir birbirine bağlantı ekosistemiyle birleşmiyor. Dstream Group’un yakın tarihli bir araştırmasına göre Frankfurt; Amsterdam, Londra ve San Francisco’nun (Silicon Valley dahil) önünde yer alıyor ve bu nedenle “dünyanın dijital başkenti” olarak kabul ediliyor. Tüm bu yoğunluğun merkezinde ise DE-CIX Frankfurt var. 2024 itibariyle yıllık neredeyse 45 exabaytlık veri hacmi ve yaklaşık 1.100 bağlı ağ ile küresel internet için en büyük ve en önemli değişim noktalarından biri konumunda.

10. Ve son olarak: Uzayda internet var mı?
Evet, uzayda internet var. Örneğin astronotların uydu bağlantılarıyla çevrim içi kaldığı Uluslararası Uzay İstasyonu’nda. Nokia’nın kendi mobil ağını kurduğu Ay’da da durum farklı değil. Bu sayede Dünya’nın en yakın komşusundaki araçlar ve üsler birbirleriyle daha kolay iletişim kurabilecek ve veri alışverişi yapabilecek. Astronotların çevrim içi olduğundaki internet hızı Dünya’dakinden bariz şekilde daha düşük olsa da, Starlink ve Space-IX gibi projeler gelecekte bunu değiştirebilir. DE-CIX, yörünge için ilk internet değişim noktası üzerinde çalışıyor. Space-IX, uzayda birbirine bağlanmak isteyen kullanıcıların, uygulamaların ve LEO uydu operatörlerinin; ayrıca Dünya’daki içerik, bulut servisleri ve uygulamalarla bağlantı ihtiyaçlarını karşılayacak.

Sizin de bu konuda söyleyecekleriniz mi var?