Tek tuşla yarattığı çevresel ses etkisiyle odanın her köşesini müzikle dolduran Anker Soundcore Motion X600, konser salonunda kalabalığa hükmeden diva misali şaşırtıcı bir performans gösteriyor.
Bu ses işi çok ilginç. Tam elimdekiyle yetindim derken yeni bir şey çıkıp size bir adım daha ötesini gösteriyor, dönüp geriye bakamayacak hale geliyorsunuz. Bİr yıl kadar önce bayılarak aldığım, severek dinlediğim Marshall Willen’in yanına geçtiğimiz aylarda bir üst sınıfta yer alan Bang&Olufsen Beosound A1’i koyduğumda Willen’in cızırdayan radyo gibi kenara sinmesi beni hayretler içinde bırakmıştı.
Beosound A1 çok güzel olsa da hala kompakt sınıfta bir cihaz. Ama iki sınıf arasındaki farkı görünce dedim acaba bunun bir adım ötesi nereye varır? Mesela bunun yanına bir büyüğünü koysam, Willen ile A1 arasındaki yaşadığım farkı bir kez daha hisseder miyim?
Bu konu aklımda yer etmişken yılın sonlarına doğru Anker Soundcore Motion X600 modeli Hi-Fi camiasında yankı bulmaya başladı. İnceleyenler Anker’in dünyanın ilk Spatial Hi-Fi taşınabilir hoparlörü olarak lanse ettiği bu cihazın sunduğu çevresel sesin sihir gibi bir etkiye sahip olduğundan bahsediyordu.
Yaklaşık 10 bin lira civarındaki güncel fiyatı biraz yüksek olsa da kafa tuttuğu pek çok cihazın en az yüzde 50 daha pahalı olduğunu düşününce yine makul kalıyor. Sağ olsunlar Anker Türkiye test için bir cihaz gönderdi, ben de dinleme fırsatı buldum.
Soğuk Metalden Yayılan Sıcak Tınılar
Anker Soundcore X600 oldukça iyi tasarlanmış bir kutu içinde geliyor. Gerçekten özenilmiş bir ürünle karşı karşıya olduğunuzu daha kutuyu açarken hissediyorsunuz. Kutunun içinden 80’lerin Boombox teyplerin küçüğüne benzer bir hoparlör çıkıyor. Tamamen metalden imal edilmiş su geçirmez gövdeye sahip, üzerinde yine metalden yapılmış oldukça sağlam bir tutma sapı mevcut. Bendekinin çok tatlı bir yeşil rengi vardı. Bluetooth bağlantılı hoparlör tek şarjla 12 saate kadar kesintisiz müzik çalabiliyor, yüksek ses netliğine sahip LDAC ses kodlamasını destekliyor, frekans aralığını 40Khz’e kadar yükseltebiliyor.
50 Watt güce sahip hoparlör üzerinde dördü ileri biri yukarı bakan beş ayrı ses sürücüsü ve beş ayrı amplifikatör mevcut. Çalıştırdığımda ilk izlenimim standart ses profilinde baslara biraz fazla ağırlık verildiği yönünde oldu. Sesin buğusunu almak için Anker’in Soundcore uygulamasıyla eşleştirip biraz ekolayzır ayarı yaptım ve tizleri güçlendirdim. Ses kıvamına oturdu. Aynısını Bang&Olufsen için de yapmak zorunda kalmıştım. Dolayısıyla bu algı kulaklarımla da alakalı olabilir, zevk meselesi de olabilir. Neticede bunun bir ayarının olması güzel.
Ardından hoparlörü odanın uygun bir yerine koyup dinlemeye başladım ve neredeyse ilk andan itibaren diğer incelemelerde sıkça karşılaştığım şaşkınlık hissine ben de kapıldım. Alet Spatial Audio Engine dediği şeyle nasıl yapıyor, nasıl bir sihir üretiyor bilmiyorum ama ses sahnesi odanın içini öyle bir dolduruyor ki duymadan tarif etmek gerçekten zor.
Hemen oğlumla birlikte rocktan r&b’ye, klasikten caza sevdiğimiz ne varsa üzerine fırlattık. Hoparlör tüm müzik türlerinde farklı bir yönüyle bizi şaşırtmayı başardı. Klasik çalıyorsunuz, kemanların etrafınızdan timpaninin arkanızdan dolandığını hissediyorsunuz. Dans parçası koyuyorsunuz, baslar diyaframınızın üst perdesinde titriyor. Öyle ucuz hoparlörlerdeki gibi bası öyle bir koyalım ki odadaki her şey yerinden oynasın tarzı bir etkiden bahsetmiyorum. Asil, oturaklı bir şey bu. İyi bir şarabın damakta bıraktığı tada benziyor.
Onlarca Yıllık Hi-Fi Geleneğine Kafa Tutuyor
Gelelim yazının başındaki soruya. Anker Soundcore Motion X600, Bang&Olufsen ile Willen arasındaki kadar büyük bir fark yarattı mı? Açıkçası bir fark var ama o kadar değil. İyi marka hoparlörlerde bas ve tiz sürücülerini ayırıp güzel bir amfi koyarak rafine sonuçlar elde etmeye başladığınızda, ses kalitesindeki ve frekans ayrımındaki uçurumlar yerini ses şiddetindeki değişimlere ve parmak ucuyla atılan küçük adımlara bırakıyor.
Ama tabii ki Anker Soundcore Motion X600 daha büyük bir sistem. Daha büyük ortamı çok daha yüksek volümle doldurabiliyor. B&O’da baslar boyutu nedeniyle ense köküne kadar etki ederken, Soundcore X600 diyaframa kadar iniyor. Frekans ayrımı daha net, sahne genişliği konusunda zaten aletin üstüne yok. Ama hangisinin temel ses deneyimi daha iyi derseniz biraz zevk meselesi. Her iki cihaz farklı kategorilerde olmasına rağmen bu kıyaslamayı özellikle yapıyorum, çünkü daha önce şarj kablosu, powerbank ve kulaklık gibi cihazlarla evime girmiş bir markanın onlarca yıllık Hi-Fi geleneğiyle aşık atabilecek bir eser ortaya koyması başlı başına şaşırtıcı.
Diğer yandan Anker Soundcore Motion X600 tek yönlü bir hoparlör. Yani vaat ettiklerinden tam olarak faydalanmak için sürücülerin sesi fırlattığı yönde durmak gerekiyor. Güçlü bir sistem olduğu için gece yatağın kenarında veya gece yarısı çalışırken masanın bir köşesinde sabaha kadar belli belirsiz çalıp size eşlik etsin isterseniz, en düşük volüm seviyesi bile bu senaryo için yüksek kalıyor. Diğer yandan havuz kenarında, küçük ev partilerinde kalabalığı coşturacak bir şeyler arıyorsanız bu fiyat seviyesinde bu özellikleri, bu kaliteyi yakalamak gerçekten zor.
Anker Soundcore Motion X600: Sonuç
Anker Soundcore Motion X600, sahip olduğu yeteneklerle ve vaatlerini gerçeğe dönüştürme konusundaki somut becerileriyle inceleyen hemen herkeste olduğu gibi bende de hayranlık uyandırdı. Günün birinde bu boyda, bu fiyat seviyesinde bir sistem almaya karar verirsem öncelikli alternatiflerimden biri haline geldi.
Herhangi bir demo ortamında, teknoloji mağazasında denk gelirseniz mutlaka dinleyin. Söylediklerime hak vereceksiniz.