14 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri için geri sayım sürüyor. Siyasi partilerin kendi iç meselelerinden medyadan her fırsatta yükselen taraflı tarafsız seslere bu karmakarışık gündem içerisinde her seçim öncesinde olduğu gibi en çok konuşulan konuların başında seçim güvenliği geliyor. Seçimlerde güvenliği artırmak için geleneksel oy pusulası yerine teknolojiden yararlanma konusunda uzun yıllardır çeşitli ülkelerde pek çok farklı çalışma yapılıyor.
Türkiye tarihinin en kritik seçimlerinden birine hazırlanıyor. 14 Mayıs seçimlerine gidilirken özellikle seçim güvenliği konusu en çok tartışılacak konuların başında olacağa benziyor. 2019 İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinde seçim sonuçlarının iptal edilmesi ve tekrarlanması ve 2017 referandum sürecinde yaşanan elektrik aksaklıkları sandık güvenliğine olan güveni oldukça azaltmıştı. Bu ve benzeri olaylar ile vatandaşlar demokratik bir seçim sistemi altyapısına sahip olduğumuza duydukları inancı kaybetmiş, seçim sonuçlarına müdahale edildiği, bazı sandıklardaki güvenliklerin kasıtlı olarak gevşek tutulduğu, bazı bölgelerde seçmenlerin baskı altında olduğu ve özgür bir şekilde oy kullanamadığı endişelerini taşımaya başlamıştı. Seçim güvenliği konusunda ülkedeki bu kırılgan atmosfer, içinde bulunduğumuz teknoloji çağında seçimleri neden daha dijital bir ortama taşımıyoruz sorusunu her seferinde tekrar sordurtuyor bize?
Türkiye’nin çok partili siyasi hayata geçtiği yıl olan 1946’dan beri yapılan seçimlerde sandıklı oy sistemi kullanılıyor. Türkiye’nin yıllardır aşina olduğu bu sistemde vatandaşlar ikametgahlarının bulunduğu yerlere yakın eğitim kurumlarında oy kullanıyor, oylar da belirli merkezlerde sayılıyor. Seçimler, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından düzenleniyor ve denetleniyor. Seçim günlerinde, sandıkların başında sandık kurulları görevlendiriliyor ve söz konusu kurullarda yer alan kişiler ilgili sandıklardaki oyların güvenliğinden sorumlu oluyor. Kolluk kuvvetleri ve gerektiği takdirde askeri birlikler de seçim güvenliğinin sağlanması için görevlendiriliyor. Ayrıca sandık başlarında siyasi partilerin temsilcileri de bulunuyor. Bu parti temsilcileri sandıklarındaki şikayetleri YSK’ya sunuyor. Ancak Türkiye’de özellikle de son yıllarda seçim süreçlerinde yaşanan olaylar ve demokratik olmayan hadiseler seçim sistemine olan güveni azaltıyor. Peki elektronik seçim tüm bu güven problemini ortadan kaldırabilir mi? Artıları ve eksileri neler?
Elektronik oy verme sistemi, dijital araçlar vasıtasıyla oy verme, oyların sayılması ve arşivlenmesi süreçlerinden oluşuyor. Bu doğrultuda elektronik oy verme yöntemleri, seçmenin oyunu kullandığı yere göre ikili bir ayrıma tabi tutuluyor. Seçmenin, oy kullanma merkezlerine (başka bir ifadeyle sandık alanlarına) giderek elektronik vasıtalarla oyunu kullandığı yöntem olan merkezden elektronik oylama yöntemi ve seçmenin, bulunduğu herhangi bir yerden (hatta ülke dışından) oyunu kullanabildiği uzaktan elektronik oylama yöntemi olmak üzere 2 şekilde uygulanabiliyor. Avustralya, Kanada, Estonya, Fransa, Hollanda, Norveç, İspanya, İsviçre, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Nambiya, Finlandiya, Portekiz, Filipinler, Brezilya, Hindistan, Rusya ve Moğolistan gibi dünyanın birçok ülkesinde kullanılıyor olsa da hakkındaki tartışmaların devam ettiğini dile getiren Av. Görkem Gökçe, bu yöntemin avantajlarını ve dezavantajlarını şöyle sıralıyor:
“Kamu güvenini artıran elektronik seçimler geçersiz oy sorunu için de bir çözüm olabilir”
“Elektronik oy verme sisteminin tercih edilmesinin temel sebepleri arasında: Seçim maliyetlerini azaltılmak, seçim sürecinin her aşamasındaki hız ve verimin artırılmak istenmesi, seçimlerin sonuçlarının hızlı ve doğru tespit edilmesi ve duyurulmasını sağlamak, kamu güvenini artırmak ve demokratik katılımı sağlamak olarak sıralanabilir. Elektronik oylama yöntemlerinin tercih edilmesinde rol oynayan diğer önemli bir etken ise geçersiz oy sorunudur. Zira geleneksel oylama sisteminde geçersiz oyların siyasal dengeleri değiştirebilecek oranlara ulaşabilmektedir. Elektronik oylama yöntemleri seçmenin geçersiz oy kullanmasına imkân vermeyecek şekilde tasarlandığında geçersiz oy sorunu da ortadan kalkmış olacaktır. Bununla birlikte; elektronik oy verme sistemleri, farklı engelleri nedeniyle oy kullanmada dezavantajlı seçmenlere önemli kolaylıklar sağlayabilmektedir.”
Teknik sorunlar, hatalı kullanım ve sahtekarlık elektronik seçimlerin yaygınlaşmasının önündeki engeller
Elektronik oy verme sisteminin artıları kadar eksileri de önemli. Avukat Görkem Gökçe, bu yöntemin sakıncalarını dört muhtemel senaryo dahilinde değerlendiriyor:
“İlki teknik sorunlar. Elektronik kayıt sisteminde oluşacak geçici veya kalıcı bir arıza neticesinde oylar eksik ya da hatalı kaydedebilir; oyların bir kısmı veya tamamı kaybolabilir. Bir diğeri olan hatalı kullanımda ise şöyle durumlar olabilir: sandık kurulları ve seçmenlerin yeterince bilgilendirilmemiş olması veya eğitilmemeleri sonucunda oyların kaydedilmesi ile ilgili çeşitli hatalar gündeme gelebilir. Örneğin, seçimden sonra oylar tutanağa geçirilmeden kısmen ya da tamamen silinmiş olabilir. Bununla birlikte sistemin donanımı ve yazılımı kullanılan oyları seçmenin gördüğünden farklı şekilde kaydedecek şekilde tasarlanabilir ya da sistemdeki güvenlik açıkları neticesinde seçimin sonucu etkilenebilir. Bu doğrultuda belirtmek gerekir ki, manipülasyona en yatkın elektronik oylama yöntemi internet üzerinden gerçekleştirilen oylama yöntemidir. Zira, internet üzerinden oylama sistemleri genel olarak güvenlik açıklarından faydalanılması anlamında oldukça müsait sistemlerdir. İnternet oylama sistemlerindeki güvenlik açıkları: seçmenin oyunu kullandığı bilgisayar, ikincisi kullanılan oyların iletildiği ağ sistemi, üçüncüsü de kullanılan oyların saklandığı sunucular olarak sıralanabilir. Son olarak teknolojiye erişim sorunundan bahsedebiliriz. Herkesin kullanmada eşit olmadığı internet teknolojilerinin toplumlar arası eşitsizliğe ve dolayısıyla da herkes tarafından eşit bir şekilde kullanılamayacağı ileri sürülmektedir. Elektronik seçimler Türkiye’de her seçim öncesi gündeme gelen bir konu. Ancak bu konuda şu ana dek somut adımlar atılamadı. Bundan sonraki seçimler için belirlenecek pilot bölgeler ile bu konuda çalışmalar başlanabilir. Buradaki en önemli mesele seçimlerde kullanılacak yazılımın şeffaf hale getirilmesi olacaktır. Bu yazılım bizzat devlet tarafından da geliştirilebilir. Teknoloji hayatın her alanında karşımıza çıkıyor. Bundan kaçış yok. Elektronik seçim uygulamaları da bu paralel de tüm tartışmalara rağmen, teknoloji dünyasında yaşanan gelişmelerle birlikte dünya çapında kabul görmeye devam ediyor. Türkiye’nin de bu değişime ayak uydurması, en azından bir yerden konuya dahil olup, bu konuda hedefler koymaya başlaması gerekiyor.”