Lenovo’nun 2019 yılı ilk çeyrek verilerini açıkladığı basın toplantısında Lenovo Türkiye Genel Müdürü Emre Hantaloğlu ile Türkiye’deki bilgisayar kullanım alışkanlıklarını ve bilgisayar yenileme sıklığını konuşma fırsatı bulduk. Veriler dünyada bilgisayar satışının arttığını, Türkiye’nin ise kendi payına düşmesi gerekenden daha azına razı olduğunu gösteriyor.
19 Temmuz’da Lenovo, şirketin Türkiye Genel Müdürü Emre Hantaloğlu ev sahipliğinde düzenlediği basın toplantısında IDC ve GfK verileri eşliğinde Türkiye’deki ilk çeyrek pazar verilerini paylaştı. Sonuçlar Mart ayından beri en azından Lenovo açısından fazla bir değişiklik olmadığını gösteriyor. Yeni dönemde bilgisayar pazarının toparlanmaya başladığına dair bazı işaretler de var.
Özetle IDC ikinci çeyrek rakamlarına göre toplam PC pazarı dünyada 64,9 milyon adet olarak gerçekleşirken, Lenovo, 16,2 milyon adetle rakiplerini geride bırakmış. Bu da Lenovo’ya dünya PC pazarında yüzde 25, 1 pazar payıyla liderliği getirmiş. Türkiye’de GfK verilerine göreyse 2019 ilk yarı sonuçlarına göre Lenovo yüzde 26,1 pazar payıyla liderliğini sürdürmüş.
Detaylara baktığımızda tüketici tarafında PC satış oranları yüzde 19, normal dizüstü cihazlarda 28,5, kurumsal cihazlarda yüzde 41,5 olarak şekillenmiş. Marka oyun kategorisinde de önceki yıla göre yüzde 5,1 artışla yüzde 23,1 pazar payına ulaşmış ve oyun pazarının da lideri olmuş.
Sadece Donanım ve Yazılım Satmak Türkiye’yi Rekabetçi Yapmaz
Neyi nasıl doğru yapıyorlar bilmiyorum ama belli ki Lenovo tarafından işler yolunda. Tabii sorularımızı sormaya başladığımızda özellikle Türkiye’deki bilgisayar piyasasına dair bazı ilginç bilgiler ortaya çıkmaya başladı. Örneğin dünyadaki artışa rağmen Türkiye’de bilgisayar satışlarının hala istenen seviyede olmadığını öğrendik. “Türkiye hemen her sektörde dünyadaki yüzde 1’lik dilimi temsil eder” diyor Hantaloğlu. “Buna göre geçen yıl dünyada satılan 260 milyon bilgisayara karşılık Türkiye’de 2,5 milyonun üzerinde bilgisayar satılmalıydı. Oysa biz 1,3 milyonda kaldık.”
Peki neden? Lenovo Türkiye Pazarlama Müdürü Aysun Karabıyık Sarıkaya‘ya göre bunun en olası sebebi Türkiye’de bilgisayar değişim aralığının bir hayli açılması. Genelde bu aralık 5 yıl civarındadır, oysa Türkiye’de çalışan 16 milyon bilgisayar var ve 1,3 milyon satış rakamı yenileme sıklığın neredeyse 10 yıla tırmandığını gösteriyor.
Hantaloğlu, bu durumun Türkiye’nin programlama, robotik, yapay zeka gibi alanlarda rekabetçi olabilme fırsatını sıkıntıya sokacağı görüşünde. O nedenle bu rakamı 2, hatta 3 milyona çıkarmak için çalıştıklarını söylüyor. Tabii önce bunun neden böyle olduğunu bulmak lazım. İşte bu niyetle Anadolu’nun pek çok bölgesini de içine alan geniş bir araştırma başlatmışlar, insanlara bilgisayarlarını neden yenilemediklerini sormuşlar. Satılan hemen her bilgisayara işletim sistemi ve bir dizi yonga ekleyip öyle uğurlayan Microsoft ve Intel de a ne güzel fikir diyerek peşlerine takılmış. Sonuçlar Eylül gibi paylaşılacak, biz de buradan size aktaracağız.
Peki kurumsal tarafta makinelerini yenileyenler kimler? Savunma, sağlık, finans, hazine gibi yüksek iş gücüne ihtiyaç duyan sektörlerin yanı sıra tekstilde de talep artışı olduğunu duymak ilginç geldi. Sebep binlerce kumaş, model ve tedarikçi varyasyonuyla çalışan sektörün bu bilgileri harmanlamak için yüksek işlem gücüne ihtiyaç duyması. Bu sayede 5-6 milyon dolar tasarruf yapanlar varmış. İlginç.
“Özetle biz sadece donanım satma peşinde değiliz” diyor Hantaloğlu. “İnsanların önüne yazılım ve donanım koymak bizi teknoloji dünyasında rekabetçi hale getirmez. Bunu yetişmiş insan gücüyle, beceriyle, vizyonla desteklemek lazım. Öğretmenlerin ve öğrencilerin bu cihazlara daha kolay ulaşabilmesini sağlamak zorundayız. Bu konuda üzerimize düşeni yapmaya hazırız.”