Milyonlarca dolarlık yatırımlarla kurulan veri merkezleri, bugünün en değerli kaynaklarından biri olan bilgiyi saklıyor. Peki, bu yüksek teknolojili tesislerde güvenlik nasıl sağlanmalı?
Dijitalleşmeyle birlikte veriyi esas alan yaşam biçimi yaygınlaşıyor. İş dünyasında kullanılan kurumsal kaynak planlama yazılımları iş süreçlerini tümüyle veriye dayalı hale getirirken, kişilerin çektiği her fotoğraf, her yeni sosyal medya paylaşımı veya her para transferi saklanması gereken bir veri parçası anlamına geliyor. Hayatın her alanında verinin temel bileşene dönüşmesi, üretilen tüm bu verinin güvenle saklanmasını da vazgeçilmez kılıyor.
İnternet siteleri, e-postalar, bulut çözümleri ve çevrimiçi oyunlar veri merkezleri sayesinde kullanılıyor. Sesler, videolar, dokümanlar, sunumlar ve farklı formatlardaki sayısız dijital varlık, kullanıma her an hazır olacak şekilde veri merkezlerinde tutuluyor.
İnternetteki verinin fiziksel bir donanım üzerinde tutulduğu tek nokta olan veri merkezlerinin, her türlü risk ve tehdit karşısında en gelişmiş yöntemlerle korunması çoğu zaman hayati önem taşıyor. Sensormatic CEO’su İsmail Uzelli, veri merkezlerinde yaşanacak bir veri kaybının geri dönüşü olmayacağını hatırlatarak, “Bu merkezlerde hem yedekleme teknolojilerinin sağlıklı çalışması hem de çok çeşitli riskler karşısında gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.” diye açıklıyor.
Veri Merkezinde Güvenlik Binanın Dışında Başlıyor
Veri merkezinin kalbinde, verinin depolandığı alan bulunuyor. Bu alanın her türlü risk ve tehdit karşısında emniyetli çalışabilmesi için etrafına çok katmanlı bir tesis inşa edilmesi gerekiyor. Güvenliği maksimum seviyeye çıkarmak için veri merkezlerinin etrafı yüksek kalın duvarlarla çevreleniyor. Çelik tellerle desteklenen bu duvarlara yerleştirilen çevre koruma sistemleri güvenlik ihlallerini henüz binanın dışında en aza indiriyor.
İleri düzey otomasyon teknolojileri kullanıldığı için çalışan sayısının az olduğu veri merkezinde giriş çıkışlar Sensormatic’in Geçiş Kontrol Çözümleri ile tam denetim altında gerçekleşiyor. Tesise giriş yetkisi bulunan kişiler ve araçlar sisteme tanımlandığı için, hangi aracın ve kimlerin veri merkezine hangi saatler arasında giriş çıkış yapabileceği Geçiş Kontrol Sistemi tarafından biliniyor. Veri merkezi personelinin tesise giriş iznini saat bazında belirleyebilen sistem, tesisin dış girişinden itibaren yetkisiz giriş çıkışların önüne geçiyor. Düzenli veya düzensiz aralıklarla yeni donanım montajı, kurulum ve bakım gibi işlemler için tesise girmesi gereken harici kişiler de sisteme ayrıca tanımlanabiliyor.
Veri merkezi yerleşkesinin en dışında başlayan kontrol ve izleme, kişinin bina içinde attığı hemen her adımda yeni bir doğrulama talep ediyor. Bina içindeki her geçiş noktası için ayrı bir yetkilendirme yapılıyor. Bu yetkilendirme süreli olarak tanımlanabildiği için, örneğin içeri giren bakım personeline bina içindeki ilgili bölüme sadece bir saat giriş hakkı verilebiliyor. Turnikeden geçerek binaya giren ana personel veya bakım çalışanları, attıkları hemen her adımda güvenlik kartlarıyla ya da biyometrik teknolojilerle bu doğrulamayı yaparak ilerliyor.
Veri Odalarında Biyometrik Sistemler Tercih Ediliyor
Verinin depolandığı alana giriş çıkışlarda iris okuma gibi üst seviye biyometrik sistemler kullanılabiliyor. Kişinin iris tabakası benzersiz bir yapıya sahip olduğu için, doğrulama hassasiyeti çok daha yüksek olması tercih edilmesini sağlıyor.
Verinin tutulduğu odalarda çalışan personelin her bir raf kabinine erişim yetkisi yine kişi ve zaman tanımlı şekilde belirleniyor. Hangi personelin hangi saat aralığında çalışabileceği sisteme tanımlanıyor. Böylelikle sadece kişilerin çalışma yetkisi bulunduğu saatlerde donanıma erişim izni veriyor.
Görsel Kayıtlar, Video Analiz ile Anlam Kazanıyor
Analiz yeteneğine ve yüksek görüntü kalitesine sahip güvenlik kameraları, tesisi 7×24 izliyor. Önceden belirlenen senaryolar dahilininde alarm durumu olduğunda güvenlik kuvvetleri bilgilendiriliyor.
Yapay zeka destekli gelişmiş video analiz teknolojisi video kayıtları üzerinde kişi ya da nesne aramayı kolaylaştırıyor. Saatler süren görüntüler üzerinde kolaylıkla tarama yapabilen analiz teknolojisi, tüm saha genelinde aranan belirli bir kişiyi veya nesneyi görüntüsünden tanıyor. Örneğin, veri merkezinin bir odasında tespit edilen sahipsiz bir çantanın, oraya kim tarafından ne zaman bırakıldığının tespiti için önce ilgili çanta ekranda seçiliyor, sonra da kamera görüntüleri içinde arama yapılıyor. Bu örnekte, seçilen obje yani sahipsiz çantanın, mekanda kullanılan tüm kameraların kayıtları içinde aranması da mümkün oluyor. Geçmiş zaman dilimi içinde çantayı oraya bırakan kişi tespit edildikten sonra o kişinin görüntüsü sisteme tanımlanıyor ve şahsın, farklı alanlarda konumlandırılmış diğer kameraların görüntüleri içinde de tespiti sağlanıyor ve çantayı bırakan kişinin nereden geldiği, ne zaman bıraktığı ve sonrasında nereye gittiği anbean izlenebiliyor.
Sürekli Hava Örneklemesi Yapan Yangın Algılama Sistemleri Riski Azaltıyor
Binlerce elektronik donanım 7 gün 24 saat tam performans çalıştığı için, veri merkezlerinde bina içi risklerin başında yangın geliyor. Sensormatic’in sunduğu yangın algılama çözümleri, tesis haritası üzerinden her noktadaki anlık durumu tespit edebiliyor. Hava örnekleme sistemleri, bilgisayar donanımlarının bulunduğu alanlarda havayı bölgesel olarak içine çekip, duman tespiti için ölçümleme yapıyor. Havada duman tespit edildiğinde sistem bir yandan merkeze anında bilgi verirken, diğer yandan dumanın artış hızını ölçümlemeye devam ediyor. Duman seviyesi artmaya devam ederse, gazlı söndürme sistemleri otomatik olarak devreye giriyor. Böylelikle, olası bir tehditte dumanın sensöre kadar yükselmesini dahi beklemeden hızlıca müdahale etmek mümkün oluyor.
Yüzlerce metrekarelik alanda sürekli gelişmiş donanımlar, ortaya çıkarttıkları ısı nedeniyle etkin bir soğutmaya ihtiyaç duyuyor. Soğutma ünitelerinin performansı, donanımların kullanım ömrünü doğrudan etkilediği için bu sistemlerin de yedekli çalışması gerekiyor. Ana soğutma ünitesi devre dışı kaldığı anda yedek soğutmanın devreye girmesi ve ilgili birimlere uyarı gönderilmesi, tesis içinde uçtan uca kesintisiz işleyen bir güvenlik sistemiyle sağlanabiliyor.
Veri Merkezini Tasarlarken Masada Çözüm Ortağı da Yer Almalı
Veri merkezi gibi hayati öneme sahip bilgilerin tutulduğu tesislerde güvenlik perspektifinin ilk andan itibaren tecrübeli ve alanında yetkin bir çözüm ortağı desteğiyle oluşturulması gerektiğine dikkat çeken İsmail Uzelli, “Veri merkezleri çok katmanlı, kompleks ve en üst düzey güvenliğe ihtiyaç duyan tesislerdir. Bu yapılarda uçtan uca hatasız ve eksiksiz bir güvenlik sistemi kurulabilmesi için henüz
tesisin tasarımı yapılırken bu perspektifle yaklaşan bir çözüm ortağının masada yer alması gerekiyor. Tasarım aşamasından itibaren masada yer aldığımızda, kullanılması gereken teknolojileri çok daha verimli bir şekilde tespit ederek, en kaliteli güvenlik çözümlerini daha uygun maliyetler çerçevesinde tesise entegre edebiliyoruz.” diye konuştu.
Güvenlikte çözüm ortağı arayışında olan yöneticilerin, özellikle “entegrasyon yeteneği” konusunda tecrübeli firmalarla çalışmaları gerektiğinin altını çizen Uzelli; “Güvenlikte kullanılan her donanım ve yazılımın yoğunlaştığı alanlar farklılık gösteriyor. Bu sistemlerin birbiriyle en verimli şekilde ‘konuşmasını’ sağlamak, uçtan uca güvenlik için hayati önem taşıyor. Doğru kurgulanmış entegrasyon, cihazların belirlenen senaryolar çerçevesinde birbirinin kabiliyetini destekleyecek şekilde koordine çalışmasını mümkün hale geliyor. Bu da güvenliği maksimum seviyeye çıkarıyor.” dedi.