Herhangi bir yazılım geliştirme sürecinde yazılım testinin önemi, son beş yılda teknolojideki hızlı gelişmelere bağlı olarak değişkenlik gösterdi. Yazılımlarda meydana gelebilecek küçük veya büyük bir hata, kullanıcı deneyimini olumsuz etkilerken kuruluşlarda ise ciddi veri kayıplarına ve güvenlik açıklarına yol açıyor.
Teknoloji ilerledikçe yazılım testi alanında yeni trendler ve teknikler ortaya çıkıyor. Çok sayıda yazılım ve uygulamanın piyasaya sürüldüğü bu ortamda, kuruluşların rekabetçi kalabilmesi ve yüksek kaliteli yazılım sunabilmesi için en son trendleri takip etmeleri önem taşıyor. Bu sayede en güncel yazılım testlerini geliştirme stratejilerine uygulayan kuruluşlar, yazılımlarının kalitesini ve verimliliğini artırarak maliyetlerini azaltabiliyor. Teknolojinin her geçen gün gelişimiyle, yazılım testleri sayısının artığını belirten TesterYou Kurucusu Barış Sarıalioğlu, “Müşterilerin beklentilerini karşılayan ve hata olmadan çalışması gereken bir yazılım için en doğru testin uygulanması gerekiyor. Bu nedenle kuruluşların piyasaya sunacakları yazılımları, öncesinde en güncel ve uyumlu yazılım testleri ile denetimden geçirmeleri hayati önem taşıyor” açıklamasında bulunarak 2024 yılında takip edilmesi gereken 6 yazılım testi trendini sıralıyor.
1. Sola Kaydırma Testi: Genellikle ilk yazılım ve sistem geliştirme aşamalarında potansiyel sorunları ve hataları büyümeden önce tespit etmek için gerçekleştiriliyor. Birincil hedefi, hata ayıklama için harcanan süreyi en aza indirmek olan sola kaydırma testi, uzmanların özellikleri ve işlevleri geliştirmeye daha fazla odaklanmasını sağlıyor. Kuruluşlar, yazılım geliştirme sürecinde testi sola kaydırarak genel test maliyetini azaltıyor, yazılımlarının kalitesini artırıyor ve pazara çıkış süresini hızlandırıyor.
2. Yapay Zeka ve Makine Öğrenimine Dayalı Test: Testlerde otomasyona olan bağımlılık arttıkça, yapay zeka ve makine öğrenimi teknolojilerini içeren yazılım test trendlerinin gelişimi, test metodolojilerini önemli ölçüde geliştiriyor. Test senaryoları oluşturmak için yapay zeka algoritmalarından yararlanılırken makine öğrenimi teknikleri, test verilerindeki kalıpların ve düzensizliklerin belirlenmesine yardımcı oluyor. İşletmeler süreçleri hızlandırmaya, doğruluk oranını iyileştirmeye ve test metodolojilerini kolaylaştırmaya çalışırken, otomatik testlerde yapay zeka ve makine öğreniminin kullanımının büyümeye ve gelişmeye devam etmesi bekleniyor.
3. QAOps: Yeni bir terim olan QAOps, birkaç yıl önce yazılım sektöründe ilgi görmeye başladı. QAOps, 2023 yılında yazılım geliştirme yaşam döngüsüne daha fazla entegre olmaya ve giderek daha fazla ilgi görmeye hazırlanıyor. DevOps ve QA’in kavramsal bir birleşimi olan QAOps, her iki süreci birleşik bir yaklaşıma entegre ediyor. Bu entegrasyon, QA mühendislerinin yazılımın geliştirme aşamalarında geliştiricilerle iş birliği yapmasına olanak tanıyor. QAOps’un ortaya çıkışının yeni bir yazılım süreci modeli getirmesi ve geliştirme sürecinin genel kalitesini yükseltmesi bekleniyor.
4. Robotik Süreç Otomasyonu (RPA): Robotik süreç otomasyonu olarak da bilinen RPA, öncelikle manuel müdahale gerektirmeyen ve tekrarlanan görevleri otomatikleştiriyor. Başlangıçta bir referans oluşturmak için test uzmanının gerçekleştirdiği eylemleri kaydeden RPA, yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi (ML) kullanarak bu eylemleri ekrandaki birden fazla senaryoya kopyalıyor. Otomatikleştirilmiş yapısı, uzun vadede işletmeler için hem zamanı önemli ölçüde azaltıyor hem de gereksiz operasyonel test masraflarını azaltıyor.
5. Nesnelerin İnterneti (IoT) Testi: IoT ürün testleri, birbirine bağlı IoT cihazlarının ve uygulamalarının işlevselliğini, performansını, güvenliğini ve güvenilirliğini değerlendirmeyi ve doğrulamayı içeriyor. Kuruluşlar, IoT uygulama testini kapsamlı bir şekilde gerçekleştirerek sorunları dağıtımdan önce tanımlayıp, uygun çözümü üretebiliyor. Böylece IoT çözümlerinin başarılı bir şekilde uygulanması kullanıcı memnuniyetini artırıyor.
6. Baskı (Sprint) İçi Test Otomasyonu: Çevik metodoloji, genellikle 2 ila 4 haftayı kapsayan bir sprint içinde hızlı çalışmayı ve sık sürüm döngülerini zorunlu kılıyor. Ancak bu hız, sprint zaman çizelgesi içinde kapsamlı yazılım testleri için genellikle yetersiz zaman bırakıyor. Bu durum, sıklıkla bir önceki sürümü test eden uzmanlar için önemli bir dezavantaja yol açıyor. Baskı içi test otomasyonu, test uzmanlarının aynı sprint içinde geliştirme süreciyle eş zamanlı olarak çalışmasını sağlayarak bu zorluğun üstesinden geliyor.
Geliştirme tamamlanana kadar bekleme ihtiyacını ortadan kaldıran bu durum, test uzmanlarının test faaliyetlerine geliştirme sırasında başlamasına olanak tanıyor. Böylece kuruluşlar yazılım kalitesini artırırken, test çalışmalarını geliştirilmekte olan mevcut sürümle uyumlu hale getirebiliyor.