Şirketler ve tüketiciler için tuhaf bir dönemden geçiyoruz. Dünya Sağlık Örgütü, COVID-19’un küresel bir salgın olduğunu açıkladığından beri herkesin hayatında büyük değişiklikler yaşandı. İnternet tüm dünyada insanların hayatında çok daha merkezi bir rol almaya başladı. İnsanlar internet sayesinde işlerini evden yürütebiliyor, evde eğitim kaynaklarına erişebiliyor, dizi ve film izleme maratonları yapabiliyor, oyun oynayabiliyor ve ziyaret edemediği kişilerle sosyal medya ve video uygulamaları üzerinden iletişim kurabiliyor. Şirketler müşterilerine hizmet vermeyi sürdürmek için dijital fırsatları daha çok değerlendirmeye başladı. Müşterilerin değişen ihtiyaçlarını karşılayıp gelir elde etmeye devam etmek amacıyla yeni hizmetler sunuyorlar.
Yazan: Kaspersky Orta Doğu, Türkiye ve Afrika Yönetici Direktörü Amir Kanaan
Bağlantılı dünyayı ve internet üzerinden iletişim, sosyalleşme, çalışma ve her şeyin ötesinde günlük yaşantımızı sürdürme becerimizi korumak eskisinden çok daha önemli hale geldi. Orta Doğu, Türkiye ve Afrika bölgesindeki internet servis sağlayıcıları, Covid-19 salgınında akıcı internet bağlantısına ihtiyaç duyan müşterileri için kolları sıvadı.
İşte bu nedenle, bizi korumaya yardımcı olan teknolojilere güvenip bunları kullanmaya tüm toplum olarak devam etmeliyiz. İnternette daha fazla zaman geçirilmesi siber tehditler için saldırı vektörünü genişletiyor. Bu yüzden, bir siber güvenlik şirketi olarak müşterilerimize yardım etmek için çeşitli adımlar atıyoruz.
Sağlık kuruluşlarını korumak
Bugün sağlık kuruluşlarına daha önce hiç olmadığı kadar çok ihtiyaç duyuyoruz. Şirket olarak onlara destek olmak için elimizden geleni yapmak istiyoruz. Sağlık kuruluşlarının artan baskıyla başa çıkmasına yardımcı olmak ve onları siber güvenlik risklerine karşı korumak için, B2B çözümlerimizi altı ay boyunca ücretsiz sunmaya karar verdik. Bunlar arasında Kaspersky Endpoint Security Cloud Plus, Kaspersky Security for Microsoft Office 365, Kaspersky Endpoint Security for Business Advanced ve Kaspersky Hybrid Cloud Security yer alıyor.
Fransa, İspanya ve ABD gibi ülkelerde sağlık sektörüne yönelik siber saldırılar bildirildi. Bu saldırılar tedavi hizmetlerinin gecikmesine neden oldu. Bu gibi saldırılar yıllardır düzenleniyor fakat bugünlerde etkileri daha büyük oluyor. Siber suçluların kullanabileceği çok büyük miktarda kişisel bilgiye sahip sağlık kuruluşları ilk hedefler arasında bulunuyor. Özellikle de küresel bir salgın sırasında güvenlik konusu bu kuruluşların öncelikleri arasında yer almıyor.
Tüm dünyada sağlık kuruluşlarının üzerindeki baskı arttıkça yapılan işlemlerin, çalışmaların ve hasta verisi güvenliğinin etkili bir şekilde yürütülmesi son derece önemli. Lisanslarımızı altı ay boyunca ücretsiz sunarak sağlık kuruluşlarının asıl önemli konu olan hasta bakımına daha rahat odaklanmasını sağlamayı umuyoruz.
Şirketleri ve kamu kurumlarını korumak
Devletler ve kurumların COVID-19’un yayılmasını önlemek için insanların evde kalmasına yönelik kurallar koymasıyla, şirketlerin yüzde 75’i evden çalışma politikalarını genişletti. Bu durum; çalışma ortamını kuracak yer bulmak, evdekilerin önemli konferans görüşmelerini bölmesini engellemek ve iş ile hayat arasındaki dengeyi kurmak gibi gözle görünür sorunlar yaratmasının yanında bazı görünmez zorluklar da çıkarıyor. Uzaktan çalışmanın birçok avantajı var fakat bu yöntem yeni güvenlik önlemleri alınmasını gerektiriyor. Şirketler evden çalışma biçimine hızla geçmek zorunda olduğundan bazı riskleri unutabiliyor veya görmezden gelebiliyor.
Fidye yazılımları, zararlı yazılımlar ve kurumsal casusluk her zaman dikkat edilmesi gereken tehditler arasında bulunuyor. Güvensiz WiFi ve 4G veya 5G bağlantıları da saldırı riskini artırıyor. COVID-19 salgınından yararlanmaya çalışan zararlı yazılımlar görmeye başladık. Hastalıkla ilgili olduğu söylenen belgelere gizlenen zararlı dosyalarla taşımacılık, üretim, konaklama, sağlık ve sigorta sektörleri hedef alınıyor.
Şirketlerin evden çalışan ve iletişim kuran ekiplerini korumasına yardımcı olmak için, Microsoft Office 365 güvenlik çözümümüzü Microsoft Teams ve SharePoint Online’ı da kapsayacak şekilde genişlettik. Ayrıca, Microsoft Office 365’teki ortak çalışma ve mesajlaşma kanallarını korumak için bu çözümü 180 gün ücretsiz sunuyoruz. Evden çalışan kişiler iş arkadaşlarıyla iletişim kurmak için dijital kanalları kullandığından bunun özellikle önemli olduğunu düşünüyoruz. İletişim kurmak ve dosya paylaşmak için kullandığımız platformlarda güvenliği artırarak tehditleri ortadan kaldırmaya yardımcı oluyoruz.
Evde çalışma sürecinde, çalışanların çok sayıda siber güvenlik riskiyle karşı karşıya olduğunu biliyoruz. Kaspersky, tüm şirketlere çalışanlarını önemli siber tehditlere karşı bilgilendirmek için eğitim programı sunmaya hazır.
Kaspersky Automated Security Awareness Platform (ASAP), en fazla 500 çalışana sahip şirketlere 6 Mayıs tarihinden itibaren üç ay boyunca açık. Verilen eğitimler, çalışanların COVID-19 salgınında bilmesi gereken konuları kapsıyor. Bu ücretsiz teklifle ilgilenen tüm müşteriler ayrıntılı bilgi için Kaspersky ile iletişime geçebilir.
Ayrıca, evden çalışma sürecinde alınması gereken temel güvenlik önlemleri için “Güvende Kalın” adlı ücretsiz eğitim modülümüzü de sunduk. Bu sayede, BT ve BT güvenliği konusunda en az bilgi sahibi olanlar da dahil tüm çalışanlar evde güvenli bir çalışma ortamı oluşturabiliyor. Modülde güçlü bir parola oluşturma, yazılım güncelleme ve evdeki WiFi ağını koruma altına alma gibi en kritik konular ele alınıyor.
Mevcut programlarımızın yanı sıra, COVID-19 salgınının yaşandığı bu zorlu dönemde şirketlere durumlarına özel teklifler sunarak yardımcı olmaya çalışıyoruz. COVID-19’un her ülkeye ve ekonomiye farklı etkilerinin olduğunu çok iyi biliyoruz.
Tüketicileri korumak
Çalışma hayatımızın dışında kalan zamanlarda da eğlence, gıda, sosyal etkileşim ve önemli haberler için internete çok daha bağımlı hale geldik. Bu da tüketicilere yönelik güvenlik risklerini artırıyor. Son günlerde, karantinadayken insanların sevdikleriyle iletişim kurmak için sıkça kullandığı video uygulamalarının gizliliği ve güvenliği hakkında bazı soru işaretleri ortaya çıktı.
Normalde dışarı çıkıp sevdikleriyle buluşacak milyonlarca insanın evde kalmak zorunda olmasıyla, yayın hizmetlerine talep de arttı. Bu hizmetlerin yavaşlaması, insanları içeriklere erişmek için alternatif yöntemler aramaya sürüklüyor. Yasal yayın hizmetlerinin güvenli ortamından uzaklaşmak siber suçlulara avantaj sağlıyor. Resmi olmayan kaynaklardan içerik arayanlar saldırılara açık hale geliyor.
Bazılarımız gıda ve diğer önemli malzemeler için internet üzerinden alışveriş yapmak zorunda kaldı. Bununla birlikte can sıkıntısından yapılan alışverişlerin ve kampanyaların artmasıyla siber suçlular daha geniş bir saldırı vektörüne kavuşuyor. Alışverişin yoğun olarak yapıldığı dönemlerde alışverişle ilgili zararlı yazılım ve kimlik avı saldırılarında artış görülür. İnsanların belirli konulara ilgi gösterdiği dönemler veya hassas olduğu konularda da bu durum geçerlidir. Siber suçlular böyle durumlardan yararlanarak, insanları gerçek olamayacak kadar iyi tekliflerle kandırmaya çalışıyor. İnternet kullanıcılarını potansiyel tehditlere karşı hazırlıklı hale getirmek için siber saldırılara karşı tavsiyeler ve ipuçları yayınlıyoruz. İnsanlar bu adımları atarak kendilerini risklerden koruyabilir.
Uzmanlarımızın sağlığını korumak
Siber güvenlik bir salgında ya da başka bir kriz döneminde her zaman önemli. Ancak bizim ilk önceliğimiz Kaspersky çalışanlarının, müşterilerimizin ve diğer paydaşlarımızın sağlığı ve güvenliği. Bu yüzden uzmanlarımız evden çalışmaya devam ediyor. İnsan kaynakları ve bilgi teknolojileri birimlerimizin ortak çalışmasıyla bu dönemde bile tüm hizmetlerimizi sunmaya devam ediyoruz. Böylece müşterilerimiz evde güvenli bir şekilde çalışmaya ve eğlenmeye devam edebiliyor.
Salgın hepimizi etkilemeye devam ederken uzmanlarımızdan müşterilerimize, kurumlardan tüketicilere kadar herkese yardım etmek için elimizden geleni yapıyoruz. Herkesin teknolojinin günlük hayatımıza ve işimize sunduğu inanılmaz fırsatlardan yaralanmaya devam ederken siber risklere karşı korunmasını istiyoruz. Kendimizdeki ve toplumdaki bu değişimler, geleceği herkese sunarken her yerde güvenlik sağlamanın ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu. Dünyayı daha güvenli bir yer haline getirme konusunda üzerimizde düşeni yapmaktan gurur duyuyoruz.