Rusya ve Çin, küresel enerji talebinin artışıyla birlikte nükleer enerji santrallerinde kullanılan düşük düzeyde zenginleştirilmiş uranyum tedarikini Batı üzerinde baskı kurmak için bir araç haline getiriyor.
Rusya, uranyum zenginleştirme pazarının yaklaşık yüzde 40’ına sahipken, pazarın geri kalan bölümü İngiltere, Fransa ve Çin gibi ülkeler arasında bölünmüş durumda. ABD, 2022’de uranyum tedarikinin yüzde 24’ünü Rusya’dan karşılarken, Mayıs 2023’te “Rus Uranyum İthalatını Yasaklama Yasası”nın imzalanmasının ardından, Rusya Kasım 2024’te ABD’ye uranyum ihracatını sınırladı.
Bu durum karşısında ABD Rusya’ya olan bağımlılığı azaltmak için Çin’e yönelirken, Çin’in 2023’te ABD’ye yaklaşık 293 ton zenginleştirilmiş uranyum ihraç ettiği bildirildi. Bu durum, Pekin’in diplomatik pozisyonunu güçlendirirken, Çin’in Rusya’nın Batı yaptırımlarını dolaylı yoldan aşmasına yardım ettiği yönünde endişelere yol açıyor.
Avrupa Birliği ise Rus uranyumuna bağımlılığını azaltmakta sınırlı ilerleme kaydetti. Özellikle Fransa, uranyumunun yüzde 20’sini sağladığı Nijer’deki pro-Rus hükümetin müdahaleleri nedeniyle tedarik zincirinde zorluklar yaşıyor.
Elektrikli araçların yaygınlaşması, yapay zeka akımına bağlı veri merkezi yatırımları ve kriptonun değerlenmesi, enerji kullanımını artıran sebepler arasında.
