Red Hat kurumların Yapay Zeka İnovasyonu yapmasını kolaylaştırıyor. RHEL AI, açık ve daha verimli modeller ile erişilebilir modelleri birleştirerek hibrit bulut genelinde yapay zeka inovasyonu olanaklarını artırıyor. Bu bağlamda Dell Technologies ile işbirliğine giren Red Hat, Dell PowerEdge ve Red Hat Enterprise Linux AI’da açık kaynak yapay zeka iş yüklerini güçlendiriyor.
Red Hat, Red Hat Enterprise Linux (RHEL) AI’ın hibrit bulutta genel kullanıma sunulduğunu duyurdu. RHEL AI, Red Hat’in kullanıcıların kurumsal uygulamaları güçlendirmek için üretken yapay zeka (gen AI) modellerini daha sorunsuz bir şekilde geliştirmelerini, test etmelerini ve çalıştırmalarını sağlayan temel model platformu. Bu platform, açık kaynak lisanslı Granite büyük dil modeli (LLM) ailesini ve ChatBots için Büyük Ölçekli Hizalama (LAB) metodolojisine dayanan InstructLab model düzenleme araçlarını, hibrit bulutta bireysel sunucu dağıtımları için optimize edilmiş, önyüklenebilir bir RHEL görüntüsü olarak bir araya getiriyor.
Üretken Yapay Zekanın vaatleri çok büyük olsa da, LLM’lerin yani büyük dil modellerinin tedarik edilmesi, eğitilmesi ve ince ayarlarının yapılmasına ilişkin ilgili maliyetler astronomik olabiliyor. Örneğin, bazı önde gelen modellerin piyasaya sürülmeden önce eğitilmesi yaklaşık 200 milyon dolara mal oluyor. Bu maliyete, genellikle veri bilimcileri veya son derece uzmanlaşmış geliştiriciler gerektiren, belirli bir kurumun özel gereksinimleri veya verilerine göre düzenleme maliyeti dahil değil. Belirli bir uygulama için seçilen model ne olursa olsun, onu şirkete özgü veri ve süreçlerle uyumlu hale getirmek için yine de düzenleme yapmak gerekli, bu da gerçek üretim ortamlarında yapay zeka için verimliliği ve çevikliği önemli hale getiriyor.
Dell PowerEdge sunucuları, müşterilerin kurumsal uygulamaları güçlendirmek için büyük dil modellerini (LLM’ler) daha sorunsuz bir şekilde geliştirmelerine, test etmelerine ve çalıştırmalarına yardımcı olmak için Red Hat Enterprise Linux AI için onaylanan ilk sunucular olacak. Bu işbirliği, kurumların BT sistemlerini ölçeklendirmek ve işletmelerindeki kurumsal uygulamaları güçlendirmek için başarılı yapay zeka ve makine öğrenimi (AI/ML) stratejilerini daha kolay uygulamalarına yardımcı oluyor. Dell ve Red Hat, tümü Dell PowerEdge üzerinde RHEL AI’nin güvenilir platformunda sunulan optimize edilmiş, yapay zeka özellikli donanım çözümlerinde daha tutarlı bir yapay zeka deneyimi sağlıyor. Bu girişim, NVIDIA hızlandırılmış bilgi işlem de dahil olmak üzere donanım çözümlerini RHEL AI ile sürekli olarak test edip doğrulayarak kullanıcılar için yapay zeka deneyimini basitleştirmeyi amaçlıyor.
Red Hat Başkan Yardımcısı ve Foundation Model Platforms Genel Müdürü Joe Fernandes konuyla ilgili değerlendirmesinde şunları söylüyor:
“Üretken Yapay Zeka uygulamalarının kurumlarda gerçekten başarılı olabilmesi için, daha geniş bir kurum ve kullanıcı kitlesi için erişilebilir olması ve belirli ticari kullanımlar için daha uygulanabilir hale getirilmesi gerekiyor. RHEL AI, yalnızca veri bilimcilerinin değil, alan uzmanlarının da hibrit bulutta amaca yönelik olarak oluşturulmuş bir yapay zeka modeline katkıda bulunabilmesini sağlarken, BT kurumlarının Red Hat OpenShift AI aracılığıyla bu modelleri üretim için ölçeklendirmesine de olanak tanıyor. Ayrıca, Dell PowerEdge sunucularında RHEL AI’yı doğrulamak ve güçlendirmek için Dell Technologies ile işbirliği yaparak, müşterilerin hibrit bulut ortamlarında Gen AI iş yüklerinin gücünden yararlanmaları ve işlerini geleceğe taşımaları için daha fazla güven ve esneklik sağlıyoruz.”
Üretken yapay zekaya açık kaynak yaklaşımı
RHEL AI’nın çözmeyi amaçladığı zorluklar arasında gen yapay zekayı hibrit bulut genelinde CIO’lar ve kurumsal BT kuruluşları için daha erişilebilir, daha verimli ve daha esnek hale getirmek yer alıyor. RHEL AI çözüme şöyle yardımcı oluyor:
• Kurumsal düzeyde, açık kaynak lisanslı Granite modelleriyle ve çok çeşitli gen AI kullanım durumlarıyla uyumlu üretken yapay zeka inovasyonu güçleiyor.
• InstructLab araçlarıyla üretken yapay zeka modellerini iş gereksinimlerine uygun hale getirmeyi kolaylaştırarak, kurumdaki alan uzmanlarının ve geliştiricilerin kapsamlı veri bilimi becerileri olmasa bile modellerine benzersiz beceriler ve bilgilerle katkıda bulunmalarını mümkün kılıyor.
• İlişkili verilerin bulunduğu her yerde üretim sunucuları için modelleri ayarlamak ve dağıtmak için gereken tüm araçları sağlayarak hibrit bulutun her yerinde üretken yapay zekayı eğitiyor ve hizmete alıyo. RHEL AI ayrıca, aynı araçları ve kavramları kullanarak bu modelleri ölçekli olarak eğitmek, ayarlamak ve sunmak için Red Hat OpenShift AI’ya hazır bir rampa sağlıyor.
RHEL AI ayrıca güvenilir kurumsal ürün dağıtımı, 7×24 üretim desteği, genişletilmiş model yaşam döngüsü desteği ve Açık Kaynak Güvencesi yasal korumalarını içeren bir Red Hat aboneliğinin avantajlarıyla destekleniyor.
RHEL AI hibrit buluta kadar genişliyor
Bir kurumun verilerinin yaşadığı yere daha tutarlı bir temel model platformu getirmek, yapay zeka stratejilerini desteklemek için çok önemlidir. Red Hat’in hibrit bulut portföyünün bir uzantısı olanRHEL AI, şirket içi veri merkezlerinden uç ortamlara ve genel buluta kadar akla gelebilecek neredeyse tüm kurumsal ortamları kapsayacak. Diğer bir deyişle, RHEL AI, doğrudan Red Hat’te, Red Hat’in orijinal ekipman üreticisi (OEM) iş ortaklarında ve Amazon Web Services (AWS), Google Cloud, IBM Cloud ve Microsoft Azure dahil olmak üzere dünyanın en büyük bulut sağlayıcılarında çalışabilecek. Bu sayede geliştiriciler ve BT kurumları, RHEL AI ile yenilikçi yapay zeka konseptleri oluşturmak için hiper ölçekte bilgi işlem kaynaklarının gücünü kullanabilecek.
Ulaşılabilirlik
RHEL AI, bugün Red Hat Müşteri Portalı üzerinden şirket içinde çalıştırılmak veya AWS ve IBM Cloud’a “kendi aboneliğini getir” (BYOS) hizmeti olarak genel kullanıma sunulmuştur. BYOS hizmetinin Azure ve Google Cloud’da 2024 yılının 4. çeyreğinde kullanıma sunulması planlanırken, RHEL AI’nin 2025 yılında IBM Cloud’da da bir hizmete sunulması bekleniyor. Red Hat önümüzdeki aylarda RHEL AI bulut ve OEM iş ortakları yelpazesini daha da genişleterek hibrit bulut ortamlarında daha fazla seçenek sunmayı planlıyor.