Konuk yazarımız Hakan Arıbaş, “2020’de hayatımıza girecek olan 5G’yi sadece hızlı mobil internet olarak düşünüyorsanız yanılıyorsunuz” diyor. Evet, 5G çok hızlı olacak. Ancak hızlı olması özelliklerinden sadece bir tanesi. Peki ya diğerleri?
Akıllı telefonlar, akıllı ev aletleri, akıllı hoparlörler ve dijital asistanlar derken her geçen gün kullandığımız veri miktarı ve birbiriyle iletişim içerisinde olan cihaz sayısı artıyor. Mesela benim evimdeki kablosuz ağda 17 tane cihaz var. Üstelik bu sayının içerisine ağa kabloyla bağlı TV, ev sinema sistemi gibi cihazlar dahil değil. Listenin bir kısmı şurada:
Listede ESP olarak görünenler doğrudan internete bağlanabilen akıllı ampuller. Amazon yazanlar Amazon’un dijital asistanı Alexa ve bağlı cihazlar. Bunlara evde değilken bile bulut servisleri üzerinden ulaşıp kontrol edebiliyorum.
Akıllı Geleceğin Anahtarı Eş Zamanlı İletişim
Neden yazıyorum bunları? Çünkü bunlar 5G ve nesnelerin internetinin (IoT) öncü dalgaları. Daha 5G hayatımıza girmedi ama doğrudan internete bağlı, veri üreten ve ileten cihazlar bir süredir hayatımızın içindeler. Bunları büyük miktarda eş zamanlı bağlantının yanında çok daha etkin ve düşük enerji tüketimiyle desteklediğimizde tam potansiyellerine ulaşacaklar.
5G, tüm bu cihazlar için beynimizdeki milyarlarca sinir hücresinin birbirleriyle bağlantısını sağlayan sinapsların yaptığı işi yapacak.
Peki neden günümüzde 3G, hatta daha hızlı 4G varken hala “5G olmadan IoT olmaz” deniyor? Çünkü 3G ve 4G teknolojisi tasarlanırken gerçek zamanlı yanıt gibi bir ihtiyaç yoktu. Ancak aradan geçen yıllar içerisinde 10 milisaniyeden daha düşük gecikme (latency) süresine ihtiyaç duyan servisler gelişti.
Çok da uzak olmayan bir gelecekte, bir otoyolda aynı anda hareket halinde olan binlerce otomobil düşünün. Bu otomobiller konumları, hızları, tekerleklerinin yerle temas eden yüzeyi gibi pek çok veriyi çevrelerindeki diğer otomobillerle sürekli ve gerçek-zamanlı olarak paylaşsınlar. Buna yoldaki trafik ışıklarını ve kameraları da ekleyin. Onlar da araçlarla ve araçlardaki kameralarla sürekli bilgi alışverişi yapsın. Böylece otonom sürüş sistemlerini birbirleri, çevreleri ve yol koşulları hakkında sürekli bilgilendirebilir, otoyollarda seyahati çok daha güvenli hale getirebilir ve kaza riskini azaltabilirsiniz.
Tabii böyle senaryoda iletişimin altyapısının anlık ve çok düşük gecikmeli bir veri iletimine imkan sağlaması lazım ki veriler zamanında iletilip işlenebilsin. İşte mevcut 4G teknolojisi bunu yapabilecek kapasitede olmadığı için yeni nesil bir iletişim teknolojisi tasarlandı. Adına da 5G denildi.
5G, IoT’nin ihtiyaç duyduğu hızlı, gerçek-zamanlı, güvenilir, düşük güç tüketimli ve çok sayıda eş zamanlı bağlantıya imkan tanıyan bir iletişim omurgasının altyapısını oluşturacak.
5G ve IoT yakın zamanda hayatlarımızı nasıl değiştireceği hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Aşağıya yorum kısmına yazın, tartışalım.
Hakan Arıbaş Kimdir?
1973 yılında Erzurum’da doğdu. İlkokulu Bursa, ortaokulu Malatya, liseyi Kars’ta okuduktan sonra üniversite sınavında Türkiye 64’üncüsü olarak girdiği İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği‘nden 1995 yılında mezun oldu. Ardından İTÜ Kontrol ve Bilgisayar Mühendisliği yüksek lisans programını tamamladı.
1993’te İTÜ’de öğrenci yıllarında part-time olarak başladığı profesyonel çalışma hayatında Netaş, Pamukbank, MKK, Avea, Turkcell gibi farklı şirketlerde yazılım mühendisliği, proje yöneticiliği, Unix/Windows/Storage/Backup sistem yöneticiliği, IT altyapı müdürlüğü gibi pek çok farklı rolde çalıştı.
2014’ten bu yana Akbank IT Sunucu ve Mobil Sistemler Yönetimi Grup Müdürü olarak görev yapmaktadır.