6 Şubat itibariyle Türkiye’deki birleşme sürecinin tamamlayan Dell EMC’nin Ülke Müdürü Sinan Dumlu, bugün yeni şirketi ve yeni unvanıyla ilk kez basının karşısındaydı. Şirketin bundan sonraki hedeflerini, birleşmenin müşterilerine ve iş ortaklarına olan etkilerini anlattı.
Dell ve EMC’nin birleşme süreci Enterprise Next olarak yakından takip ettiğimiz bir konu. Daha önce 6 Şubat itibariyle Dell EMC Türkiye Ülke Müdürü olan Sinan Dumlu ile bu konuda kapsamlı bir röportaj gerçekleştirmiş, ardından İstanbul’daki Dell EMC Çözümler Günü etkinliğini takip ederek sizlere aktarmıştık.
İki ülke yöneticisinin eş zamanlı olarak görev başında olduğu geçiş döneminin ardından, Sinan Dumlu bu kez Dell EMC’nin tek Ülke Müdürü olarak karşıladı bizi. “Herkesin bölünüp parçalandığı bir dünyada endüstrinin en büyük birleşmesine imza attık, herkesin yaptığının tersine bir iş yaptık” diyerek sözlerine başladı Dumlu. Bunu daha hızlı hareket edebilmek adına alınmış bir risk olarak tanımladı, borsaya açık bir şirket olmaktansa kendi kararlarını hızla alabilen bir özel şirkete dönüşmenin getireceği çevikliği öne çıkardı.
İş Ortaklarının Yüzde 97’si Gelişmelerden Memnun
Yeni yapısıyla Dell EMC, Dell Technologies altındaki Dell, Dell EMC, Pivotal, RSA, SecureWorks, Virtustream ve VMware’den oluşan 7 markalı bir şemsiyenin içinde yer alıyor. VMware hariç diğerlerinin tamamı bundan böyle Dell EMC adıyla temsil edilecek. Bu 76 milyar dolar geliri olan, Fortune 500 şirketlerinin yüzde 98’ine hizmet veren, 180 ülkede faaliyet gösteren, 140 bin kişilik çalışan ordusuna ve 30 bin kişilik müşteri destek ekibine sahip bir topluluğa karşılık geliyor.
Dumlu, bu markaların her birini tek bir ana resmi tamamlamak üzere bir araya gelmiş parçalar olarak tanımlıyor. Temel amaçları, geçtiğimiz 15 yıl boyunca devam eden paket yazılımlar ve çözümlerin özendirilmesi yerine iş odağına uygun, özelleştirilmiş çözümlerin hakim olmaya başladığı bir dünyada ihtiyaç duyulan tüm çözümleri tek bir elden sunabilmek.
“Bugünün başarılı şirketleri, kendilerine özel iş modellerini destekleyen özel uygulamalar geliştirip kullanan şirketler. Çünkü günümüzde farkı ancak böyle ortaya koyabilirsiniz” diyor Dumlu. Fintech sektörünü örnek gösteriyor, yeni nesil finansal girişimlerin geleneksel finans kuruluşlarını nasıl zorladığından dem vuruyor. “Şirketlerin geleneksel yöntemlerle edindikleri kaynağı dijital dönüşüm için transfer etmesi lazım, yoksa rekabet şansını yitirirler” diyor.
Peki tamamen kanal iş ortakları üzerinden çalışan, doğrudan müşteriye dokunmayan bu iki şirketin Türkiye’deki iş ortaklarının birleşmeye tepkisi nasıl? Dumlu’nun aktardığı bilgilere göre iş ortaklarının yüzde 97’si bu birleşmeye dair tarafsız veya olumlu görüş bildirmiş. Yüzde 50’si ise iki şirket birleştiğinde daha fazla iş yapabileceklerine inandıklarını ifade etmiş.
“Melezlik İyidir, İhtiyaç Olmasa Birleşme Olmazdı”
Sinan Dumlu’nun sunumundan sonra sorular gelmeye başladı. Soruldu, bahsi geçen 7 şirket arasında halka açık olan sadece VMware var. Madem halka açık olmamak size çeviklik kazandırıyor, bu şirket neden böyle?
Dumlu, VMware’in çalışan ve ciro olarak Dell EMC’nin şimdiki yapısı kadar büyük olmadığına değindi. “Şu an orada işler mevcut haliyle iyi gidiyor. Bahsettiğiniz konu yönetimin ilerde gerekli görürse alacağı bir karardır” dedi Dumlu.
En ilginç soruyu BThaber’in ve sektörün deneyimli ismi Ayhan Sevgi sordu. “Dell tabir yerindeyse sokakta büyümüş bir şirket. EMC ise plazalarda yetişti. Bu iki şirketin birleşmesi kültür farkından kaynaklanan sancılara sebep olmadı mı” diye sordu Sevgi.
Dumlu güldü, “Melezlik iyi bir şeydir” diye yanıtladı. “İki şirket neticede daha büyük bir değer ortaya koymak için birleşti, belli ki bunun için ihtiyaç vardı. Kendi yönettiğim grup adına Türkiye’deki geçiş sürecinde hiç gürültü veya sarsıntı olmadığını söyleyebilirim.”
İş ortakları ve destek kısmı soruldu. “her iki konuda ortak bir kanal programı ortaya çıktı” dedi Dumlu. “Ana hatlarını belirledik, detayları önümüzdeki günlerde duyurulacak. İki şirketin sahip olduğu programların en iyi yönlerini aldık. İş ortaklarımızın büyük bir kısmı zaten her iki şirketin de iş ortağıydı. Sahada verilen destek organizasyonu da birleştirdik. Bizim için öncelikli odak alan yönetim yazılımlarının birleşmesi. İlk birleşecek olanlar da onlar.”
Çalışan ve ofis konusu soruldu. Dumlu çalışan sayısında azalma olmayacağını, ofis olarak da yeni şirketin bundan böyle Levent İş Kuleler’de hizmet vereceğini söyledi. Dell’in Bostancı’daki ofisi ay sonu kapanıyor.
Dijital Dönüşüm Zorlu Bir Süreç
Sinan Dumlu, toplantıda Dell EMC’nin IDC ile birlikte yaptığı araştırmanın sonuçlarını da aktardı. Buna göre Türkiye’de sektöründe lider her 4 kurumsal işletmesinden üçü, 2017 yılında dijital dönüşümü en önemli önceliklerinden biri olarak görüyor. Bunun yanı sıra işletmelerin neredeyse yarısı dijital girişimlerin 3 ila 5 yılı içinde işlerini elinden almasından endişe ediyor.
Tabii bu tereyağından kıl çeker gibi gerçekleşecek bir süreç değil. CIO’ların önünde dijital dönüşümü gerçekleştirmelerini engelleyecek unsurlar şöyle sıralanıyor:
- Yetişmiş iş gücü. Araştırmaya katılan CIO’ların yüzde 88’i bilgi birikimi ve yetenek eksikliğinden yakınıyor. Türkiye’de teknik ve tecrübe anlamında yetişmiş eleman bulma sıkıntısının en önemli engel olduğunu belirtiyor.
- Yeni teknolojilere gösterilen direnç. Her iki CIO’dan biri çalışanların yeni teknolojilere karşı direnç gösterdiğini belirtiyor. Direnç gösteren çalışanlar BT ekiplerinden olmakla birlikte diğer departmanlardan da olabiliyor.
- Yeni teknolojilerin kullanımının yetirince yaygınlaşmaması. Bulut bilişim, büyük veri gibi teknolojilerin yaygın olmadığı için standart hale gelememesi ve sunulan çözümlerin sektörel derinliğe inememesi CIO’ların yüzde 38’i tarafından negatif etkenlerden biri olarak görülüyor.
- Yasal yükümlülükler. Özellikle düzenlemelerin yoğun olduğu bankacılık ve kamu gibi sektörlerde yeni nesil teknolojilerin adaptasyonu zorlaşıyor. Bu durum her dört CIO’dan birinin önündeki engellerden biri olarak göze çarpıyor.