Günümüzde sosyal medyanın kullanımının artmasıyla ortaya çıkan yoğun veri akışı, iş yapış şekillerini de etkiliyor. Türkiye’nin kurumsal yazılım devi Etiya, rekabet gücünü elinde tutmaya kararlı şirketlere bu verileri değerlendirmenin yollarını sunuyor.
Etiya, büyük veri konusunda hala harekete geçmeyen işletmeleri uyarıyor. İnternet ve sosyal medyanın daha fazla kullanılmasıyla her geçen gün artan verinin analiz edilmesi ve anlamlandırılması gerektiğine vurgu yapan Etiya, “Değerlendirilmemiş veri, veri değildir” diyerek, şirketlerin büyük veri çözümlerine hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyduklarının altını çiziyor.
Sahipsiz uydu gibi dolaşan ve henüz anlamlı hale getirilmemiş veriyi ham bir madene benzeten Etiya uzmanları, işletmelerin bu madeni işleyerek hem günümüz için başarı yakalayacaklarını hem de geleceğe önemli oranda yatırım yapmış olacaklarını belirtiyor.
Büyük verinin gelecekteki iş yapış şekillerini bugünden etkilemeye başladığını belirten Etiya Kurucu Ortağı ve CEO’su Aslan Doğan, “Etiya olarak, bu alandaki çözümlerimizle müşterilerimize pazarlama hizmetlerinde kullanacakları ve yeni kar fırsatları yakalayacakları bir deneyim sunuyoruz. Olay ve etkileşim tabanlı yapılandırılmamış büyük verileri anlamlı bilgilere dönüştürerek şirketlerin; müşteri tecrübesi, müşteri ilişkileri, operasyonel verimliliklerini geliştirmesini ve diğer rakip şirketlerle aralarındaki rekabet üstünlüğünü daha ileriye götürmelerini sağlamak da en büyük hedefimiz” diyor.
Müşteri memnuniyetine Giden En Kestirme Yol
İşletmeler için büyük veri analizini müşteri memnuniyeti için atılmış en kısa ve garantili adım olarak gördüklerini kaydeden Aslan Doğan, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Müşteri memnuniyetini önemseyen kurumlar, sunduğumuz aktif ve uygulamalı deneyim aracılığıyla başarılı bir veriye dayalı ve gerçek zamanlı analiz ortamı oluşturarak, uygun maliyetli ve limitsiz ölçeklendirilebilir çözümler için uygun altyapı kurmada büyük veri teknolojilerinden faydalanabiliyor. Biz, büyük veri teknolojilerini, büyük verinin işlenebilmesi için bir çözüm yöntemi olarak değerlendirmek yerine büyük veriden çıkarılacak değerin büyüklüğünü esas alarak hareket ettiğimiz için de kendimizi bu konuda birkaç adım önde görüyoruz.”