Defne Tozan Yönetiminde IBM Türkiye’yi Neler Bekliyor?

IBM Türkiye’nin yeni genel Müdürü Defne Tozan, basınla tanışmak için düzenlenen toplantıda şirketin küresel ve yerel stratejilerine dair önemli ipuçları verdi.

IBM Türkiye’nin yeni Genel Müdürü Defne Tozan’la 8 Eylül’de teknoloji basını olarak tanışma amacıyla bir araya geldik. Tozan, IBM Türkiye Genel Müdürü olana kadar geçen 28 yıllık IBM kariyeri boyunca kamu sektörü ve telekomünikasyon endüstrisinde çeşitli yöneticilik rolleri üstlenmiş bir isim. Ortadoğu Teknik Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği mezunu. Son olarak IBM Global Teknoloji Hizmetleri Ülke Müdürü olarak görev yaptığı süre boyunca Global Teknoloji Hizmetleri organizasyonunu yeniden yapılandırarak büyüme, hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyetinde artış sağlamış.

IBM Türk Genel Müdürü Defne Tozan

IBM Türk Genel Müdürü Defne Tozan

Kendisini genel müdürlüğe taşıyan da bu başarısı olsa gerek. Açıkçası 28 yıl, aynı şirkette çalışmak için hayli uzun bir süre. Bununla birlikte, kendisiyle konuşurken Türkiye’de 78 yıldır var olan bir şirketin 28 yılına şahitlik etmesinden gelen bir içselleşmeyi hissedebiliyorsunuz. Dingin, kendinden emin ve diyaloğa açık bir izlenim oluşturuyor.

Aslında ailesi tarafından en başından beri doktor olmak için yetiştirilmiş. Ama bir gün babasının bilgisayar mühendisi olan İngiliz arkadaşıyla tanışınca, üstüne bir de ODTÜ yerleşkesini gezip hayran kalınca acaba hayatımı bu yöne doğru değiştirebilir miyim diye bir düşünceye kapılmış. Bunun üzerine sessiz sedasız üniversite için yazdığı 13 tercihin arasına ODTÜ Elektrik Elektronik‘i de eklemiş.

“Yaptığım bu tercihin kaderimi değiştireceğini bilemezdim. Ailem doktor olmayacağım için biraz üzüldü ama ben hem çıktığım bu yeni yoldan, üstelik bir ODTÜ öğrencisi olmaktan büyük keyif aldım” diyor Tozan.

Okulun hemen ardından IBM Ankara’da işe başlamış. Tam da IBM’in Türkiye’ye yatırım yapmaya başladığı yıllar. İşler hemen yoğunlaşmış tabii. Bitmek bilmeyen çalışma saatleri, durmak bilmeyen tempo derken IBM ekibi olarak birlikte o kadar çok vakit geçirmeye başlamışlar ki, şirket içinde evlilikler başlamış. Eşiyle de o dönem tanışmışlar ve evlenmişler.

Yoğun tempo içinde şirketten eve iş taşırken, bir gün eşini de taşıyıvermiş.

IBM’i Ayakta Tutan 4 Sütun

Defne Tozan, sohbetimiz sırasında öncelikle bizlere 105 yıllık bir şirket olan IBM’in güncel stratejilerinden söz etti. Tozan’ın ifadesiyle gücünü bir sonraki dalgayı hissedebilme ve değişimden alan IBM’in stratejisi son 5 yıldır 4 ana alanda yoğunlaşıyor: Analitik veri, bulut bilişim, mobil çözümler, sosyal çözümler ve bunlara ek olarak sözü geçen, tüm bunların tamamlayıcısı olan siber güvenlik. Bunlardan Türkiye’de en hızlı büyüyen konular analitik ve siber güvenlik.

IBM’in global anlamda önem verdiği bir diğer konu da kognitif, kendi yani bilincine sahip veya “bilişsel” olarak tanımlayabileceğimiz teknolojiler. IBM’in bu konudaki çabaları 10 yıl önce başlamış. Temelini Watson adı verilen platform oluşturuyor. Amacı hızla öğrenebilen, okuyabilen, hatta tıpkı insan beyni gibi herhangi bir görüntüdeki detayları ayırt edebilen sistemler.

human

IBM bir yandan bu teknolojileri geliştirirken, bir yandan da bunun ticari olarak nasıl bir iş modeline dönüşebileceğine ve hangi sektörlerde uygulanabileceğine kafa yormuş. Bunun ilk örneği sağlık, özellikle de onkoloji alanında ortaya çıkmış. Söz konusu sistem gerçek bir doktor gibi teşhis koyma iddiasında değil. Bunun yerine doktorun işini kolaylaştırmak üzere mevcut sağlık verilerini analiz ediyor ve elindeki diğer verilerle karşılaştırarak tedavi şansını artıracak herhangi bir ihtimalin göz ardı edilmemesini sağlıyor. Doktorun kendi başına göremediği ilişkileri ortaya çıkarıyor.

Sağlığın ardından bu sistemi finans ve perakende alanında kullanmaya başlamışlar. Tozan, özellikle bu teknolojinin finans alanında kullanımına yönelik Türkiye’de ilginç bir çalışma içinde olduklarını söyledi. Söz konusu çalışma bugüne kadar bankacılık sektörünün içinde yer almamış, kredi kullanmamış kesimin finansal risk analizini gerçekleştirmeyi hedefliyor.

Veri şirketin ana iş alanı haline dönüşünce, hızlarını alamayıp Weather.com‘u da satın almışlar. “IBM neden gidip de bir hava durumu uygulamasını satın alır” diye sorduk. “Weather.com dünyanın en çok kullanılan 3. uygulaması. Atmosferde gerçek zamanlı veri üreten 3 milyon sensörü var. Tüm bunları analiz edebileceği kendi platformuna sahip. Bunlar bize büyük fayda sağlayacak. Buradan elde edeceğimiz bilgi ve tecrübeyi enerji ve turizm gibi sektörlerde büyük bir değere dönüştürme şansına sahibiz” diye cevapladı Tozan.

Hedef Dünyadaki Çözümleri Türkiye’ye Uyarlamak

Peki Türkiye’de durum nasıl? Tozan, amacının IBM’in dünyadaki çözümlerini Türkiye’ye getirmek ve bu alanda kendi piyasasını yaratarak gelişime katkıda bulunmak olduğunu söylüyor. Tozan, müşterileriyle ve iş ortaklarıyla yaptığı görüşmelerde Türkiye’de dijital dönüşümle ilgili ciddi bir farkındalık olduğunu da dile getiriyor. Özellikle de Türkiye’nin diğer ülkelere kıyasla önde olduğu iki alan olan finans ve telekomünikasyonda dijital dönüşüm eğilimi oldukça yüksek.

“Rekabetle başa çıkmak için dijital teknolojileri iş sürecinin bir parçası haline getirmek şart ve şirketler de bunun farkında” diyor Tozan. İlginç de bir örnek paylaşıyor: Mercedes daha önce otomobil’i OTOmobil olarak yazarken, artık otoMOBİL diye ifade etmeye başlamış. Binek araçlarda bile teknolojik yaklaşımın temel faydanın önüne geçtiğini ifade eden bir işaret gibi.

Malum büyük şirketlerde temel yaklaşım genelikle işin başındaki kişinin vizyonu ve geçmişiyle belirlenir. Kimi teknolojiye odaklanır, kimi finansal süreçlere önem verir, kimi kendini danışman olarak konumlar. “Siz nasıl bir yöneticisiniz, IBM Türkiye sizin yönetiminizde nasıl bir yapıya bürünecek” diye sorduk. Hiç duraksamadan “Kognitif” diye cevapladı. Yani bilgi toplayan, yeniden yorumlayan, hisseden, öngören, çözüm üreten.

ibm-watson-native-sharethrough

Peki günümüzün diğer dev şirketlerinin aksine, son kullanıcıya doğrudan dokunan bir yüzü olmayan IBM’in birlikte iş yaptığı kişilere aslında ne yaptığını anlatması biraz zor olmuyor mu?

“Biz hep B2B şirketi olarak faaliyet göstersek de, aslında tüketiciye değen pek çok noktada yer alıyoruz” diyor Tozan. “Apple için uygulama geliştiriyoruz, WhatsApp’ı arka planda çalıştıran güç biziz. Tüketiciler farkında olmasa da her gün bizimle temas halinde.”

Yine de bu konudaki zorluğun da farkında olduklarını ifade etmekten geri durmuyor: “Müşterilerin karar mekanizmaları değişiyor. Eskiden teknolojiyi sadece CIO ile konuşurduk. Şimdi başka iş gruplarına da anlatmak ve ikna etmek zorundayız. Artık hedef kitlemizde pazarlamadan insan kaynaklarına kadar geniş bir grubu kapsıyor. Dijitalde farkındalık yüksek, aslında kognitif yaklaşımların da farkındalar. Neyse ki bu konuda sonuç getiren çarpıcı örneklere sahibiz.”

IBM’de Açık İletişim Döneminin Başlangıcı mı?

BThaber’den Ayhan Sevgi ve Fortune’dan Kerem Özdemir gibi uzun yıllar kesintisiz bu işin içinde olan isimler, IBM’ın yaklaşık son 10 yılını iletişimde içine kapanık bir dönem olarak yorumluyorlar. Görüşmemizin sonunda Defne Tozan ile birlikte bu dönem sanki sona eriyor gibi bir izlenim edindik.

İzlenimlerimizin ne ölçüde doğru olduğunu zaman içinde göreceğiz.