Citrix 2035 yılında iş gücü, çalışma modelleri ve çalışma ortamının nasıl görüneceğine dair yaptırdığı araştırmanın sonuçlarını yayınladı.
Çalışmanın geleceği neler getirecek? Yarın neler olacağını tahmin etmenin imkansız olduğu bir dünyada, bu sorunun yanıtını vermek zor. Ancak küresel salgından daha güçlü, daha iyi bir pozisyonda çıkmayı uman işletmelerin geleceğin modelleri hakkında düşünmesi ve plan yapması gerekiyor, hem de bugün. Citrix Systems, buna yardımcı olmak için çalışmanın nasıl değişeceğini ve insanların mümkün olan en iyi performansı ortaya koymasına olanak sağlanmasında teknolojinin oynayacağı rolü anlamak amacıyla bir yıl boyunca küresel çalışma kalıplarını ve planlarını inceledi.
Ve sonuçlar açıklandı: Esnek modellerle ve çalışmanın karmaşıklığını ve paraziti ortadan kaldıran akıllı çözümlerle desteklenen çalışanlar, daha bağlı ve üretken olacaklar ve inovasyon ile büyümeye bugüne kadar olduğundan çok daha fazla güç katacaklar.
2035 yılında iş gücü, çalışma modelleri ve çalışma ortamı nasıl görünecek? Ve teknoloji bunları nasıl şekillendirecek? Citrix®, bunun yanıtını bulmak için ileri görüşlü danışmanlık firması Oxford Analytica ve iş araştırmaları uzmanı Coleman Parkes ile iş birliği yaptı ve günümüzün ve geleceğin iş gücü stratejilerine ve çalışma modellerine ilişkin olarak ABD, İngiltere, Almanya, Fransa ve Hollanda’da bulunan büyük ve orta ölçekli kuruluşlardan 500’den fazla üst düzey yöneticinin ve 1.000 çalışanın katıldığı bir anket gerçekleştirdi.
Bazı sonuçlar şöyle:
Robotlar insanların yerini almayacak – Ancak, bizi daha akıllı ve daha verimli hale getirecekler. Ankete katılanların dörtte üçünden fazlası (yüzde 77), yapay zekânın on beş yıl içinde karar alma sürecini önemli ölçüde hızlandıracağına ve çalışanları daha üretken hale getireceğine inanıyor.
Yeni işler yaratılacak – Teknolojiye dayalı iş yerinin ve insanlar ile makineler arasındaki değişen ilişkinin desteklenmesi için yeni roller ortaya çıkacak. Katılımcılar, şu pozisyonların yaratılacağına inanıyor:
• Robot / Yapay Zekâ eğitmeni (liderlerin yüzde 82’si/çalışanların yüzde 44’ü)
• Sanal gerçeklik yöneticisi (liderlerin yüzde 79’u/çalışanların yüzde 36’sı)
• İleri düzey veri bilimci (liderlerin yüzde 76’sı/çalışanların yüzde 35’i)
• Gizlilik ve güven yöneticisi (liderlerin yüzde 68’i/çalışanların yüzde 30’u)
• Tasarım odaklı düşünme uzmanı (liderlerin yüzde 56’sı/çalışanların yüzde 27’si)
Çalışma daha esnek olacak – İnsanların nerede olurlarsa olsunlar iş birliği yapmak ve işlerini tamamlamak için ihtiyaç duydukları araçlara ve bilgilere kesintisiz erişim sağlayan teknoloji, çalışmanın geleceğinin gerektireceği esnek modellere güç katacak.
• Profesyonellerin (iş liderleri ile çalışanlar birlikte) %67’si, dijital teknoloji kullanılarak gruplar veya kişiler arasında alışverişe olanak sağlanması aracılığıyla değer yaratan bir “platform” modelinin geçecekte çalışmanın başlıca bileşeni olacağına inanıyor.
• Çalışanların yüzde 60’ı, 2035 yılında kalıcı çalışanların nadir hale geleceğine inanıyor.
• Liderlerin yüzde 80’i, teknoloji platformlarının geleceğin kuruluşlarına güç katmak ve iş ve müşteri gereksinimlerindeki hızlı değişimleri karşılamak için gerekli olan yüksek düzeyde uzmanlaşmış, isteğe bağlı yeteneğe anında erişim sağlayacağına inanıyor.
• Liderlerin yüzde 39’u, 2035 yılında yüksek değerli uzman çalışanların büyük çoğunluğunun isteğe bağlı ve serbest çalışanlar olacağına inanıyor.
Liderlik, yeni bir görünüme sahip olacak – Ankete katılanların yarısından fazlası (yüzde 57), çoğu iş kararının yapay zekâ tarafından alınacağına ve potansiyel olarak, üst düzey yönetim ekiplerine duyulan ihtiyacı ortadan kaldıracağına inanıyor.
• Yüzde 75, çoğu kuruluşta, işletmenin tüm alanlarını denetleyen merkezi bir yapay zekâ birimi bulunacağını düşünüyor.
• Yüzde 69, CEO’nun bir Yapay Zekâ Yöneticisi (CAI) ile bir insan-makine iş birliği içinde çalışacağına inanıyor.
Üretkenlik önemli ölçüde artacak – Teknoloji, insanlarla yakın bir biçimde entegre edilmiş olacak ve çalışanların mümkün olan en yüksek performansı ortaya koymalarına olanak sağlayacak çözümlerle desteklenmesiyle birlikte, üretkenlikte yaşanacak kademeli değişimlere yön verecek. Yapay zekâ tarafından yönetilen dijital yardımcılar olan “Yapay Zekâ Melekleri”, çalışanların görevlerine ve zamanlarına öncelik vermelerine yardımcı olmak ve zihinsel ve fiziksel sağlıklarını korumak için kişisel verilerden ve iş yeri verilerinden yararlanacak. Çalışanların desteklediği bu yardımcılar, örneğin katılımcıların kan şekeri düzeyinden günün farklı zamanlarındaki duygusal durumlarına kadar çeşitli faktörler doğrultusunda toplantıların gerçekleştirilmesi için en etkili zamanı belirleyecek. Ayrıca, toplantılar gerçekleştirilirken konsantrasyon düzeylerini ve tutumları izleyecekler ve en iyi sonuçların elde edilmesi için gerekli ayarlamaları yapacaklar.
Ankete katılan profesyonellerin yarısından fazlası (yüzde 51), 2035 yılında teknolojinin çalışanları en az iki kat daha üretken hale getireceğine inanıyor. Yaygın olacağına inandıkları çözümler arasında şunlar yer alıyor:
• Alışkanlıklar ve tercihler doğrultusunda görevleri öngören ve yerine getiren yapay zekâ
• Dürten yapay zekâ
• Yapay zekâ kişisel yardımcıları
• Çalışanların zihinsel ve fiziksel sağlığının korunması için yapay zekâ tarafından yönlendirilen dijital sağlık
• Sistemlerle etkileşim kurulması için giyilebilir teknoloji
• Artırılmış gerçeklik gözlükleri
• Aygıtların kontrol edilmesi için sinir sistemi ile bağlantılı teknoloji
• Performansla ilgili görevleri iyileştiren dış iskeletler
Çalışan bağlılığı artacak – Zaman alan ve sıradan görevleri teknoloji ile yapay zekânın devralmasıyla birlikte, çalışma daha stratejik hale gelecek ve çalışanların bağlılığı artacak.
• Profesyonellerin yüzde 83’ü, 2035 yılında teknolojinin düşük değerli görevleri otomatikleştireceğine, çalışanların yapmak istedikleri ve yapmak için ücret aldıkları anlamlı işe odaklanmasına olanak sağlayacağına inanıyor.
• Yüzde 79, insan çalışanların becerilerinin artırılmasında önemli bir faktör olacağını, kişisel gelişim ve kariyer gelişimi bakımından yeni fırsatlar yaratacağını belirtiyor.
İnovasyon ve büyüme büyük oranda artacak – Kuruluşlar, teknolojiye ve yapay zekâya insan sermayesinden daha fazla yatırım yapacak. Bu, daha önce benzeri görülmemiş düzeylerde inovasyona ve yeni gelir akışlarına kapı açacak ve özellikle küçük işletmeler bakımından sürdürülebilir büyümeye güç katacak.
• İş liderlerinin yüzde 90’ı, 2035 yılında yapay zekâ teknolojisi yatırımlarının kuruluşlarında büyümeyi en fazla destekleyen etken olacağına inanıyor.
• Profesyonellerin yüzde 72’si, 2030 itibariyle yapay zekânın kuruluşları için insan çalışanlara kıyasla daha fazla gelir üreteceğine inanıyor.
• Profesyonellerin yüzde 63’ü, teknolojinin rekabet şartlarının eşitlenmesini sağlayacağına ve küçük şirketlerin avantaj elde etmesine imkan tanıyacağına inanıyor.
Citrix İş Stratejisinden Sorumlu Üst Düzey Başkan Yardımcısı Tim Minahan, şunları söyledi:
“COVID-19 salgını, şirketlerin iş yapma biçimlerini yeniden düşünmek zorunda kalmasına neden oldu ve gelecek 15 yıl içinde bugüne kadar olduğundan çok daha fazla aksaklıkla ve zorlukla karşı karşıya kalacaklar. Ancak bu araştırma, bu kaosun fırsatlar barındırdığını açıkça gösteriyor. Deneyimli şirketler, bu krizi “yeni normal” için plan yapmaya başlamak amacıyla kullanıyor. Yalnızca bulundukları yere dönmek için değil, aynı zamanda işletmelerini ileriye taşımak amacıyla yeni iş gücü ve çalışma modellerini benimsemek için.”