Bağlanabilirlik, kişiselleştirmede gelişiminin bir sonraki aşamasına ulaşıyor.
Ayrıca Bosch, elektronik ürünlerinin yüzde 100’ünün ağa dahil edilmesi ve her bir ürün için ağa bağlı servis paketi sunmayı hedefliyor. Bosch Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Werner Struth, “Akıllı ek işlevler ve servisler, müşterilerimizin bireysel ihtiyaçlarına ve kullanım alışkanlıklarına göre özelleştirilmelidir.” dedi. Ürünlerin ve çözümlerin bağlanabilirlik aracılığıyla kişiselleştirilmesi sayesinde bu giderek daha mümkün hale geliyor.
Otomobil, kişisel asistan haline geliyor
2022 yılı itibarıyla global ağa bağlı mobilite pazarı yılda neredeyse yüzde 25 oranında büyüyecek. Birkaç yıl içerisinde otomobiller, IoT’nin aktif bir parçası haline gelecek ve diğer ağa bağlı ulaşım yöntemleriyle ve hatta akıllı evle iletişime geçebilecek. Bosch, yaşamın farklı alanlarının gelecekte nasıl sorunsuz bir şekilde birbirine bağlanacağını gösteren yeni bir konsept otomobili sunuyor. Struth, “Araç, alanlar arası iletişimde merkezi bir role sahip olacak” dedi.
Otomobil ve Sürücüsü Arasındaki Kişiselleştirilmiş İletişim Artacak
Yeni özellikler, otomobili çevresine, akıllı eve ve tamirhaneye bağlıyor. Bu işlevler, yüksek seviyede otonom sürüşü de mümkün hale getirecek. Struth, “Bosch, mobilite ve akıllı servislerin bir araya geldiğinden emin olmak için titiz bir şekilde çalışmalar yürütüyor. Otomobil bulut aracılığıyla akıllı eve veya akıllı şehre bağlandığında daha fazla ölçülebilir fayda olacak. Bağlanabilirlik, otomobilleri dört tekerlekli asistanlara dönüştürüyor” dedi.
Ayrıca Bosch konsept otomobili, çok çeşitli yenilikçi teknolojiler içeriyor: Sürücü koltuğa oturduğu anda yüz tanıma teknolojisi direksiyonu, aynaları, iç sıcaklığı ve radyo istasyonunu sürücünün kişisel tercihlerine göre ayarlıyor. Sistem, bir dokunsal dokunmatik ekran ve bir yenilikçi hareketle kontrol sistemi aracılığıyla kontrol ediliyor ve her ikisi de kullanım sırasında somut geri bildirimlerde bulunuyor. Otomobilin yüksek seviyede otonom olması halinde bulut tabanlı servisler, görüntülü konferansları etkinleştiriyor veya sürücülerin ve yolcuların hafta sonu seyahatlerini planlamasını veya en son videoları seyretmesini sağlıyor.
Yılda 100 Saat Tasarruf Sağlanacak
2025 yılı itibarıyla yüksek seviyede otonom sürüş, Bosch’un kısa bir süre önce gerçekleştirmiş olduğu bir araştırmaya göre Amerika Birleşik Devletleri, Almanya veya Çin’deki ortalama bir otomobil kullanıcısının yılda neredeyse 100 saat tasarruf etmesini sağlayacak.
Çevresiyle iletişime geçtiğinde otomobil, ağa bağlı şehirde önemli görevleri de üstleniyor. Örneğin, topluluk tabanlı park yeri ile otomobil, boş bir park yeri bulmaya yardımcı oluyor. Otomobil, caddede giderken park etmiş otomobiller arasındaki boş yerleri tespit ediyor. Gerçek zamanlı park yeri haritası oluşturmak üzere bu verileri kullanan bulut tabanlı servis, sürücünün paradan ve zamandan tasarruf etmesini sağlıyor. Ayrıca stres seviyesini azaltmaya da yardımcı oluyor.
Ağa bağlı yardımcılar evde ek işlevleri üstleniyor
Kullanıcılar, kendi evlerinin duvarları içerisinde de yaşamı kolaylaştıran ve daha güvenli hale getiren çok çeşitli akıllı yardımcılar aracılığıyla nesnelerin internetine güvenebiliyor. Bazı ürünler birden fazla işlevi aynı anda yerine getirebiliyor. Örneğin, duman detektörü aynı zamanda hava kalitesini takip ediyor ve sireni ile istenmeyen misafirleri korkutabiliyor.
Bosch akıllı ev sistemi, tek bir uygulama aracılığıyla evdeki ağa bağlı cihazları kontrol etmeyi mümkün kılıyor. Senaryo yöneticisi ile akıllı ev çok daha sezgisel bir hale geliyor. Evden çıktığınızda artık ısıtmayı, elektrik cihazları veya ışıkları kapatıp kapatmadığınızı kontrol etmenize gerek yok. Bu sistem yaşamı daha güvenli ve daha rahat bir hale getiriyor. Tek bir parmak dokunuşuyla senaryoları etkinleştirdiğinizde senaryo yöneticisi, Bosch akıllı ev uygulaması aracılığıyla belirtilen işleri yapıyor.
En başından itibaren akıllı asistanlar olarak tasarlanan ürünler
Ağa bağlı çözümlerin kişiselleştirilmesiyle birlikte teknolojiler ve hizmetler sadece bireysel ihtiyaçlara göre özelleştirilmiyor; Bosch, özellikle kişisel asistanlar olarak tasarlanan ürünler de geliştiriyor. Bu ürünler, kullanıcılarıyla da iletişime geçebiliyor. “My kitchen elf” ya da kısa adıyla Mykie buna bir örnek olarak gösterilebilir. Bu konseptle BSH Ev Aletleri, kişisel asistanlar dünyasına adımını atmış oldu. Mykie, kullanıcının sesiyle çalıştırılıyor. Kullanıcıyı dinliyor, sorularını yanıtlıyor ve pek çok günlük ev işinde yardımcı oluyor. Örneğin, Mykie buzdolabında neler olduğunu, kekin ne kadar fırında kalacağını ya da öğleden sonra güneş olup olmayacağını biliyor. Ağa bağlı Mykie ile kullanıcı, tüm Home Connect ev aletlerini kontrol edebiliyor. Mykie, birlikte yemek pişirebilmeleri ve tarif alışverişinde bulunabilmeleri için kullanıcıları sanal olarak bir araya da getiriyor.
Dünya galası: Bosch start-up şirketi yeni ev robotunu sunuyor
Robert Bosch Start-up GmbH (BOSP)’nin desteklediği start-up şirketi olan Mayfield Robotics, ev robotu işine odaklanıyor. Şirket, ev robotlarının geliştirilmesi konusunda uzmanlaşıyor. Bosch, ilk ticari robotu olan ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 2017 yılının sonunda piyasaya sunulması planlanan Kuri’yi sergiliyor. Robot yaklaşık 50 cm uzunluğunda ve pek çok sensör içeriyor. Mümkün olan en kısa güzergahlarla ilgili notlar alarak oda içerisinde hareket edebiliyor. Kuri, ev sakinleri ile etkileşim kurduğundan ailenin bir üyesi konumunda. Örneğin Kuri, müzik çalabiliyor veya trafikte sıkışan anne ve babalara çocuklarının okuldan döndüğü bilgisini verebiliyor. 30’dan fazla robot mühendisi ve tasarımcısı, start-up şirketinin Redwood City, California’daki merkezinde çalışmalar yapıyor. Özellikle kreatif özgürlükten ve ilham verici Silikon Vadisi start-up şirketi kültüründen fayda sağlıyor. Struth, “Yeni trendlere en başından karşılık vermemizi sağlamaları nedeniyle Bosch için kreatif start-up şirketlerini hedefleyen yatırımlar önemlidir. Bu yatırımları yaparak, güçlü endüstri gelişmelerine erişimimizi güvence altına alıyoruz.” dedi.
Asistanlar, ağa bağlı üretimde de mevcut
Asistanlar, ağa bağlı üretimde de önemli bir rol oynuyor. Örneğin APAS robotu, esnek ve etkin üretimi mümkün hale getiriyor. Zorlu, tehlikeli ve monoton görevleri üstlenen APAS, insanlar ile yakın bir işbirliği içerisinde olması için tasarlandı. Sensör kabuğu sayesinde otomatik üretim asistanı, bir kişi çok yaklaştığında bunu tespit ediyor ve derhal kendisini kapatıyor.
Bosch, APAS’ı özellikle Endüstri 4.0’da veya bir başka deyişle Ağa Bağlı Endüstride kullanmak üzere tasarladı. Endüstri 4.0 teknolojilerinin baş sağlayıcısı ve kullanıcısı olarak Bosch, diğer hiçbir şirkette mevcut olmayan bir düzene sahip.
Yeni IoT Gateway çözümü ile şirket, ağa bağlı endüstrinin faydalarını eski makinelerin operatörlerine de sunabiliyor. Struth, şu şekilde bitirdi:
“Pek çok makine ağa bağlı değil. Diğer şeylerin yanı sıra, ağa bağlı üretimin ön şartları sayılan gerekli sensörler, yazılımlar veya şirketin IT sistemlerine bağlantı açısından eksiktirler. “Global açıdan, Bosch IoT Gateway gibi güçlendirici çözümlere ilişkin pazar milyarlar anlamına gelmektedir. IoT Gateway, sensör teknolojisi, yazılım ve IOT etkin bir endüstriyel kontrol sistemini bir araya getiriyor. Bu işlem, makinelerin durumunu takip etmeyi mümkün kılıyor. Struth’a göre, uzun süreli başarı elde edebilmek için endüstrinin ağa bağlı makinelere ihtiyacı var. Bu, tam olarak Bosch IoT Gateway ürününün ne olduğunu göstermektedir.”