Günümüzde teknolojinin etkisiyle değişen iş dünyası, dijitalleşmenin ötesinde insan etkileşimini ve sosyal becerileri ön plana çıkarıyor. Harvard Üniversitesi’nden Prof. Joseph Fuller, 11 Ekim 2024’te Minnesota Teknoloji Derneği’nin düzenlediği Tech Talent konferansında yaptığı konuşmada, teknolojik yeteneklerde yaşanan değişim ve GenAI’nin yazılım geliştirmeye olan etkileri konusunu ele aldı. Fuller’a göre teknik beceriler artık iş dünyasında en önemli yetkinlik olmayacak, aksine, sosyal beceriler daha fazla talep görecek.
GenAI’nin (üretken yapay zeka) yazılım geliştirme üzerindeki etkisini analiz eden Fuller, teknik becerilere yönelik talebin yavaşlamaya başladığını belirtti. Teknoloji sektöründe otomasyonun hızlanması mühendislerin işe yerleşme fırsatlarını tehdit ederken, özellikle geliştiricilerin ve yazılımcıların rollerinde de dönüşüme neden oluyor. Fuller, günümüzün teknoloji odaklı ortamında yetkinliklerin sınırlarının yeniden tanımlandığını vurgulayarak, artık yalnızca teknik uzmanlığın değil, sosyal ve duygusal zekâ gibi sosyal becerilerin de ön plana çıkacağı bir döneme girildiğini ifade etti.
Ürün Odaklı Model ve İşbirliği İhtiyacı
Fuller’ın konferansta sosyal becerilerin ve işbirliğinin önemini vurgularken, ürün odaklı çalışma modeline de dikkat çekti. Fuller, “Bir işi yapmanın ötesinde işin amacını anlamak, iş birliğine dayalı bir yaklaşım geliştirmeyi gerektirir” dedi.
Fuller’a göre, COVID-19 pandemisiyle birlikte genç yetişkinlerin kritik duygusal zekâ gelişimlerinde büyük kesintiler yaşandı. Bu durum, özellikle uzaktan çalışma ve dijital platformlar aracılığıyla sosyalleşen gençlerin iş dünyasında etkin bir şekilde yer alabilmelerinin önünde önemli bir engel oluşturuyor. Fuller, uzaktan çalışma kültürünün sosyal beceri gelişimine sınırlı katkıda bulunduğunu ve yüz yüze çalışma ortamlarının, kuşaklar arası bilgi aktarımı ve sosyal zekâ kazanımı açısından daha etkili olduğunu savunuyor.
İnsan Odaklı Bir Gelecek Mümkün mü?
Fuller’ın işaret ettiği üzere GenAI ve otomasyon, teknoloji çalışanlarının yetenek gereksinimlerinde önemli değişimlere neden oluyor. Artık sadece teknik bilgiye değil, insan ilişkilerini ve iş birliğini güçlendirecek sosyal becerilere de ihtiyaç var. Bu durum, teknoloji odaklı dünyanın dönüşümünü ve toplumun gelecekteki ihtiyaçlarını karşılamak için sosyal becerilerin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Bu dönüşüm, bireylerin kendi refahları için daha fazla insan merkezli bir dünyaya yönelmelerini sağlayarak, uzun vadede daha uyumlu ve iş birliğine dayalı bir toplumun oluşumunu destekleyebilir.
