Hastalara ait hassas bilgilerin güvenliğinin sağlanması, sağlık operasyonlarının kesintisiz yürütülmesi noktasında önem teşkil ediyor. Rutin sağlık hizmeti kapsamında hastaya ait tüm verilerde oluşacak en küçük bir yanlışlık, hasta güvenliğini tehlikeye atacağından sağlık verilerini güvenle depolayarak hasta haklarına bütüncül şekilde yaklaşmak gerekiyor. Siber güvenlik alanında küresel bir lider olan Acronis, sağlık hizmetlerinde güvenli depolama çözümlerini sıralıyor.
Modern tıpta sürekli meydana gelen gelişmeler, sağlık hizmetlerinde yeni güvenlik çözümleri ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Sağlık çalışmalarının sorunsuz şekilde devam etmesi için bütüncül bir anlayışı benimseyerek başarılı bir hizmetin yanında kritik verilerin de güvenle saklanması gerekiyor. Demografik ve idari bilgiler, laboratuvar testleri ve hastaya ait detayları kapsayan verilerde oluşacak güvenlik ihlali, talihsiz olaylara neden olacağından sağlık kuruluşu tarafından işlenmesi gerekiyor. Sağlık verilerinde güvenliği ve erişilebilirliği sağlamak, acil durumlarda hayati bir rol oynadığı için kurum içi ya da bulut depolama gibi yöntemlerle bilgilerin korunması gerekiyor. Siber güvenlik alanında küresel bir lider olan Acronis, sağlık verilerini güvenle depolama yöntemlerini paylaşıyor.
Veri Depolama Sağlık Hizmetlerinde Kaliteyi Geliştiriyor
Sağlık verilerinin gizliliği noktasında teknolojik bir çözüm kullanmak, olası güvenlik ihlallerini minimum seviyeye indiriyor. Hasta bakımından sorumlu olan sağlık yetkililerinin, teşhis ve tedavi planlarının yanı sıra gelişmiş veri depolama yöntemlerinden yararlanarak kaliteli hizmet anlayışını çok yönlü ele alması gerekiyor.
1. Kurum içi veri depolama: Hastayla ilgili bilgiler söz konusu olduğunda, kurum içi veri depolama, sağlık verilerinin yönetilmesinde yaygın bir yöntem olarak kullanılıyor.
Kurum içi veri depolamanın en önemli faydalarından biri, BT profesyonellerinin hastayla ilgili varlıklar üzerinde daha yüksek düzeyde kontrol sahibi olması. Bu veri depolama yöntemi, BT güvenliğinin hasta verileri üzerinde doğrudan gözetimini sağlıyor ve sağlık kuruluşunun talepleriyle uyumlu performans sunuyor.
Kurum içi ortamlardaki veriler, kuruluşların kendi güvenlik önlemlerini sağlama noktasında daha iyi kontrol sağlarken, sağlık kurumları bu verilerin güvenliğinden tamamen sorumlu hale geliyor. Ek olarak, kurum içi veri depolama ölçeklenemeyen bir yol olduğundan, maksimum veri depolama kapasitesine ulaştıkça karmaşık hale geliyor ve daha yüksek ön maliyetlere neden oluyor.
2. Bulut tabanlı veri depolama: Veri depolamalarını buluta taşımak, birçok avantaj sağlıyor. Şirket içi depolamadan farklı olarak bulut, sağlık kuruluşlarının depolama kapasitesini artan ihtiyaçlara göre ayarlarken, ölçeklenebilirlik fırsatı sunuyor. Aynı zamanda kaynaklar ek fiziksel donanım veya yazılım gerektirmeden ihtiyaç duyulan depolama için ödeme yapmalarına olanak tanıyor. Güvenlik duvarları, şifreleme ve yedekleme seçenekleri gibi temel güvenlik önlemlerini içerdiğinden, bulut tabanlı depolama ortamları daha kolay kabul görüyor.
Sağlık verilerinin bulutta saklanması, kontrol eksikliği ve mahremiyet riski dahil olmak üzere çeşitli uyarıları barındırıyor. Bulut depolama sağlayıcısına, ülkeye ve yasalara bağlı olarak, hastaların hassas bilgilerinin ve kişisel olarak tanımlanabilir bilgilerin korunması için veri gizliliği son derece önem teşkil ediyor.
3. Hibrit veri depolama: Kurum içi ve bulut depolamanın sunduğu avantajları birleştiren bir yaklaşım olan hibrit depolama, sağlık verileri esnekliği, ölçeklenebilirliği, performansı ve kontrolü düşük maliyetle koruyor. Hibrit bir modelde sağlık kuruluşu, her birinin avantajlarından yararlanmak için şirket içi ve bulut depolama ortamlarını kullanıyor. Maksimum kontrolü sağlamak için hassas veriler kurum içinde depolanabilirken, orta derecede hassas veriler bulutta barındırılıyor. Hibrit bir yaklaşım, sağlık hizmetindeki BT liderlerinin hassas varlıkları daha yüksek verimlilikle daha yakından önceliklendirmesine, izlemesine ve korumasına olanak tanıyor.
