Pınar Köse Kulacz, Arçelik’in üretim potansiyelini artırmak için altyapı zorluklarını ve sokak kedileri engellerini aşarak özel kablosuz teknolojisini nasıl benimsedi?
Arçelik, 1955 yılında Türkiye’de kurulmuş büyük, çok uluslu bir beyaz eşya üreticisi. Dünya çapında 40.000’den fazla çalışanı bulunan Arçelik’in 53 ülkede iştirakleri, 9 ülkede 30 üretim tesisi ve 12 markası bulunuyor. Sürekli geleceğe bakarken bu ölçekte bir küresel organizasyonun sorunsuz çalışmasını sağlamanın ciddi bir ortak aklı gerektirdiğini kabul etmek gerekir.
Pınar Köse Kulacz, Kıdemli İnovasyon Direktörü, Arçelik
Pınar Köse Kulacz aslında bilgisayar mühendisliği eğitimi aldı, ancak kariyeri dünyanın farklı yerlerindeki telekomünikasyon şirketlerinde kurumsal görevler almaktan kendisine ait birkaç iş kurmaya kadar farklı ve beklenmedik yönlerde ilerledi. 2016 yılında anavatanı Türkiye’ye döndüğünden bu yana Arçelik Global’de Kıdemli İnovasyon Direktörü olarak çalışıyor. En büyük tutkuları ailesi, teknoloji, insanlar.
Yenilik için devamlı bir dürtü
Her zaman ileriye bakan bir şirket olan Arçelik, oyunun bir adım önünde olmak için yenilikçi teknolojilere odaklanıyor. Birkaç yıl önce, dijital dönüşüm stratejisinin bir parçası olarak, işletmelerine Wi-Fi bağlantı noktaları kuran şirket ve çok önemli sonuçlar aldı. Bu adım, birçok kritik imalat sürecinin otomatikleştirilmesine yardımcı oldu. Örneğin Arçelik’in, malzeme elleçleme ve yük taşıma için Otomatik Güdümlü Araçları (AGV’ler) kullanmasına olanak sağladı.
Peki, Arçelik Kıdemli İnovasyon Direktörü Pınar Köse Kulacz’ın 2019 yılında daha güçlü bir ağ kurma konusunda bu kadar kararlı kılan neydi? Türkiye’de henüz 5G altyapısı yokken, onu detaylı bir araştırmanın ardından, özel bir kablosuz ağın çözüm olduğuna inandıran ne oldu? Bu sorunun cevabı , açık fikirli liderlikte ve vizyonuna çok büyük bir inancı olan bir kadında yatıyor. Ve bir de Türkiye’de çok sevilen – ancak bazen engeller de çıkaran – sokak kedilerinin yakınında çalışma arzusunda
Kediler için güzel
Pınar Köse Kulacz hikayeyi en başından şöyle anlatıyor. “İstanbul’da çok fazla kedi var. Onları seviyoruz, onlara bakıyoruz ve karşılığında onlar da bize bakıyor. Fabrikamızın etrafında koşturan sokak kedilerimiz var ve bazen Otomatik Güdümlü Araçların (AGV’ler) önünde koşarak durmalarına neden oluyorlar.” Pınar ve ekibi, bu soruna kedi dostu bir çözüm bulmak konusunda kararlıydı “Dijital üretim müdürümüz ‘neden bu kedilerin etrafından dolaşacak dinamik bir rota uygulayamıyoruz?’ diye soruyordu” diye anlatıyor.
Elbette, kedi dostlarını ne kadar çok sevseler de, pahalı yeni teknolojilere yapılacak bir yatırım ilgi uyandıracak başka boyutları da olması gerekiyordu. Pınar, böyle bir böyle bir uygulamanın bağlantıyı geliştirebileceğini ve Arçelik’in faaliyetlerini daha verimli hale getirebileceğini kanıtlamak zorunda olacaktı. Kedilerin etrafından dolaşacak dinamik bir rota oluşturma fikri henüz uygulamaya geçmese de böylece kabul gördü.
“Sürekli olarak yeni teknolojileri kovalıyoruz, 5G ve ötesine bakmak bizim için özel bir durum değildi. Doğal olarak öncelikle işimiz için ne kadar faydalı olacağını anlamak istedik. Ve kısa zamanda, özel bir kablosuz ağın dünyanın dört bir yanındaki üretim tesislerimize büyük değer katabileceğine karar verdik.”
Altyapı eksikliği
Pınar ve ekibi, özel kablosuz bağlantı (Wi-Fi) teknolojisinin Arçelik’in daha geniş dijital dönüşüm stratejisinde önemli bir rol oynayarak fabrikalarında ve depolarında daha fazla süreci otomatikleştirip, iyileştirmelerine olanak sağlayacağından zaten emindi. Sorun, bu tip bir ağın düşük gecikme süresi ve yüksek hız gerektirmesiydi. Pınar’ın hedeflerine ulaşmak için başlangıçta gerekli olacağını düşündüğü 5G altyapısı henüz Türkiye’de tüketicilerin veya işletmelerin erişiminde değildi.
Pınar’ın liderlik tarzı tam da bu noktada öne çıktı.. “Ara kademeleri bulunmayan kurumlara ve birlikte çalışmaya inanıyorum,” diyor. “Yeniliği mümkün kılan insanlardır. Bu yüzden çok dinliyorum ve aynı zamanda çok da konuşuyorum.; çünkü elbette kendi fikirlerim var. Çok işbirlikçi bir insan olduğumu söyleyebilirim.”
Arçelik’in dijital dönüşümünü gerçekleştirme konusundaki büyük kararlılıkla birleşen bu iş birliği tutkusu, Pınar’a özel kablosuz vizyonunu gerçeğe dönüştürme fırsatı verdi.
Özellikle de Arçelik’in hedeflerini, bu alanda bir ilerleme sağlama konusunda hayati bir rol oynaması gereken mobil şebeke operatörleriyle konuşmaya başladı. Türk mevzuatı, işletmelerin kendi frekans lisanslarını kullanmalarına izin vermiyor. Bu yüzden de Pınar, bant spektrumunun bir kısmını Arçelik’e tahsis edecek bir mobil şebeke operatörüne ihtiyaç duyuyordu. Bu noktada Türk Telekom, Arçelik’e destek olmak için gerekli altyapıyı sağlamayı kabul etti. Ancak Pınar’ın planlarını hayata geçirmek için daha fazla uzmanlığa ihtiyacı vardı.
Sayıların gücü
Pınar’ın projeye açık fikirli yaklaşımı ve Arçelik’in küresel liderlik ekibinin vizyonu, Pınar’ı Nokia’dan yardım istemeye yöneltti. “Nokia ile 5G teknolojisini konuştuk ve bizi Finlandiya’daki Yönetici Deneyimi Merkezi’ne davet ettiler. B Kablosuz teknolojinin avantajlarını görmek istiyorsanız, tam da gidilecekyer.”
Ziyaretinde hedeflerinden ve Türkiye’deki 5G altyapısının mevcut sınırlamalarından bahseden Pınar, teknolojik perspektiften özel kablosuz faaliyetleri gerçekleştirebileceğine her zamankinden daha fazla ikna oldu.
“Başlangıçta, aklımızdaki kullanım senaryolarını uygulamak için 5G olanaklarına ihtiyacımız olduğunu düşündük. Ancak daha sonra, 5G’ye hazır bir ağla başlayabileceğimizi ve 4.9G ile devam edebileceğimizi fark ettik. Bu, hayata geçirmek istediğimiz her şeyi uygulamamıza imkan verecekti.”
Bilinmeyene doğru bir adım
Ancak bunun ticari veya finansal açıdan işe yarayıp yaramayacağını tespit etmek için büyük bir inanç gerekiyordu. Pınar, “Başlangıçta bir iş planınız yok çünkü henüz uygulamadınız ve işe yarayıp yaramayacağını bilmiyorsunuz” diyor ve ekliyor: ”Ancak bunun bize rekabet avantajı sağlayacağına inandık. Bu yüzden şansımızı denedik.”
Pınar, katkısını çok önemsemiyor, ancak ikna kabiliyetinin ve gayretinin kurumun geri kalanını ikna etmede büyük bir rol oynadığı çok açık. Aniden, bu iddialı proje tam gaz yol almaya başladı.
Özel kablosuz ağın uygulanmasına karar verildikten sonra, çalışmalar hızlandı ve sadece beş ay sonra ilk Otomatik Güdümlü Araç (AGV) çalışmaya başladı. Projenin büyüklüğü göz önüne alındığında, bu oldukça etkileyiciydi.
Türk Telekom ve Nokia ile yakın iş birliği içinde çalışan Arçelik’in ilk özel kablosuz kullanım senaryosu, kendilerine ait mevcut Wi-Fi çözümünden geçiş yapmak ve P-LTE ile AGV bağlantısını test etmekti. Bu test, Pınar’ın ekibi ve Arçelik’e, özel kablosuz ağ yaklaşımının gerçek kabiliyetlerini ve gelecekteki fırsatları anlamak için ihtiyaç duydukları “öncesi ve sonrası” analizini ve performans verilerini sağlayacaktı.
Hızlı bir başarı
Pınar ve ekibi bu konuda mümkün olduğu kadar çok çalışmış olsalar bile, özel bir kablosuz ağa geçmelerinin işe yarayıp yaramayacağından emin olmadıklarını kabul ediyor. İlk kullanım senaryosu olarak AGV’leri seçtiler çünkü yeni ağın bu araçları daha verimli hale getirip getirmediğini incelemek kolay olacaktı. Ve sonuç çok netti.”AGV’lerimizin çevrim süresinde yüzde 25’lik bir iyileşme olduğunu gördük. Bu da A noktasından B noktasına daha hızlı gidebilecekleri anlamına geliyordu.” Pınar bu sonuçtan mutlu oldu. Ve kediler de normal hayatlarına devam edebilirlerdi.
Sonuçlar oldukça olumluydu. Ancak bu sadece başlangıçtı. Pınar ve ekibi, rehavete kapılacak insanlar değil – Arçelik’in özel kablosuz geleceği için büyük planları var. Pınar, “Malları saymak için depolarda insansız hava araçları kullanmaya büyük yatırım yapıyoruz” diyor. “Bu gerekli bir ihtiyaç. Ayrıca güvenlik ve gözetim için de insansız hava araçları kullanmayı araştırıyoruz.”
Pınar, yapay zekanın daha çok gelişmesi ile birlikte Arçelik fabrikalarının “sadece duvarların sabit olduğu” çok daha esnek bir hale geleceğini düşünüyor. Hatta fabrika ziyaretlerinde müşterilere yol gösteren tur rehberleri olarak robotları kullanmayı planlıyor.
Ancak bu potansiyel kullanım senaryolarının çoğunda, 5G altyapı eksikliğinin bir sorun haline gelme olasılığı var. “Aynı anda çevrede dolaşan robotlar ve depolarda uçan insansız hava araçları istiyorsanız, o zaman 5G’ye geçmemiz gerekiyor. Ancak bu, şu anda o kadar büyük bir engel değil.”
Yeni yetenek geliştirme
Arçelik, küresel fabrika ağında özel kablosuz ağı kullanmaya başlamadan önce, Pınar ve ekibinin kullanım senaryolarını hayata geçirmesi gerekiyor. Bunun için bir inovasyon programı hazırladılar ve girişimcileri (start-up) fabrikalarında karşılaştıkları sorunları çözmek için kendileriyle birlikte çalışmaya davet ettiler.
“Dokuz kullanım senaryosunda bizimle çalışması için on üç girişimci ile (start-up) iş birliği yaptık. Daha fazla bilgi sahibi olmaları için imalat sanayisi konusunda onlara eğitim verdik. Şimdi, yedi tanesinin en iyi beklentilerimizin bile ötesine geçtiğini vekonseptlerin işe yaradığının kanıtlarını gördük. Şimdi onları ticari açıdan nasıl değerlendireceğimizi araştırıyoruz.”
Mütevazı bir vizyoner
Peki, gelecek ne vaat ediyor? Bazen saçma öngörülerin gerçek gibi algılandığı bir dünyada, Pınar büyük bir alçakgönüllülükle yanıt veriyor. “Dürüst olmak gerekirse, bilmiyorum. Ve ‘bilmiyorum’ demekten korkmuyorum çünkü her şey çok hızlı değişiyor. Emin olduğum tek şey, yılmadan yeni teknolojileri takip edip anlayacağımız ve doğru kişilerin hizmetine sunacağımızdır.”
Peki kendi geleceğini nasıl görüyor? Pınar, yakın bir zamanda bir Kıdemli İnovasyon Direktörü’ne yakışır şekilde, yerinde duracak gibi görünmüyor.
“Kendimi hala birçok yeni şeyin peşinde kkoşabilecekbiri olarak görüyorum. Benim için yeninin peşinden gitmek vazgeçemeyeceğim bir şey çünkü öğrenmeyi ve okumayı seviyorum. Ama kendimi insanlar için bir şeyler yapan biri olarak görüyorum.”
Pınar daha şimdiden çok şey başardı. Mütevazı bir lider olmasının yanı sıra cesareti, açık fikirliliği, vizyonu ve ayrıntılara verdiği önem, onu her ekibin birlikte çalışmak için can atacağı biri haline getiriyor. İnovasyon Direktörüolarak nasıl anılmak istendiği sorulduğunda, açık ve telaşsız bir şekilde yanıt veriyor. “Yeniliği Arçelik’in her alanına getiren gerçekten çok çalışan biri olarak.”
Pınar’dan yaratıcı, cesur liderlik için üç ipucu
İpucu 1: Önceliği insanlara verin
Kendi çalışanlarınızı tanımanız ve hizmet verdiğiniz insanların ihtiyaçlarını bilmeniz gerekiyor. Bu nedenle, çalışan ve müşteri merkezli olmalısınız.
İpucu 2: Ödevinizi yapın
Dijital dönüşüm için hedeflerinizi belirlemek çok önemli. Değişikliklerinizin başarısını nasıl ölçeceğinizi bilmek için önceden çalışma yapmanız gerekiyor.
İpucu 3: Başarısız olmaktan korkmayın
Her şeyi insan merkezli yapsanız ve hedeflerinizi belirleseniz bile başarısız olabilirsiniz. Ancak bu, pes etmeniz gerektiği anlamına gelmiyor.
“Günümüzde, artık hiçbir şey tek kişilik bir gösteri değil. Dünyanın en büyük sorunlarına cevap bulmak için birlikte çalışmalıyız. Kesinlikle birbirimize yardım etmemiz gerekiyor.”