Türk Telekom sponsorluğunda bu yıl ikincisi düzenlenen ‘İstanbul 24 saat Boostrace, yeni şampiyonlarına merhaba dedi. Intercity İstanbul Park pistinde 17-18 Eylül’de gerçekleşen 24 saatlik zorlu mücadeleye dair izlenimlerimizi bu yazıda bir araya getirdik.
Sıcak bir cumartesi günü 100’ye yakın bisikletçi, Intercity İstanbul Park Formula 1 pistinin başlangıç noktasında pedal basmak için bekliyor. Kimisi tek başına katılmış, kimi takımını temsilen orada. Saat öğlen 2’yi vurduğunda, önümüzdeki 24 saat boyunca 5,3 kilometrelik pistin etrafında tur atmak için yola çıkacaklar.
Bu bir hız yarışı değil. Herkesin kendi temposunu ve zamanını kendine göre ayarladığı, gücünü idareli kullananın ve doğru taktikler ortaya koyanın öne çıktığı bir uzun yol maratonu. 24 saat boyunca gün batımından şafağa, biraz gece biraz gündüz, kimi zaman dinlenerek, kimi zaman takım arkadaşıyla yer değiştirerek, 24 saat içinde en uzun mesafeyi kimin kat edeceğini ortaya koymayı amaçlayan bir irade yolculuğu.
Hedef Bir Dünya Markasına Dönüşmek
Bu yıl Türk Telekom sponsorluğunda ikinci kez gerçekleştirilen Türk Telekom İstanbul 24 Saat Boostrace’in yaratıcısı olan Boost Sport Kurucusu ve Yarış Direktörü Kerim Sükan, bir reklamcı olmanın yanı sıra kendisi de bir bisiklet tutkunu. “Bu işe önce Boostcamp ile başladık” diyor Sükan. “Bisiklet kampları, aynı tutkuyu paylaşan amatör bisiklet sevdalıları için olmazsa olmaz nitelikteki etkinlikler. Yarışlara hazırlanırken, yarışlara giderken hep beraber kamplar yapılıyor. Türk Telekom ile birlikteliğimiz de o zamanlara uzanıyor.”
Bu camianın içinde olmak, Sükan’ın zaman içinde bazı şeylerin eksikliğini daha yakından görmesine yol açmış. Reklamcı kimliğiyle yeni markalar yaratma ve bunları globale taşıma dürtüsü ağır basmış ve Boostrace fikri ortaya çıkmış. Sükan, “İstanbul gibi bir marka şehirde, bu iş için Formula 1 pistinden daha ideal bir yer düşünemezdim” diyor.
İlk yılki organizasyon bunun ne olduğunu anlatmakla geçmiş. 24 saat boyunca pistte durmaksızın pedal çevirme fikri ilk anda gerçekten de duyanların gözünü korkutuyor. “Oysa bu yarışta ilk sanılanın aksine hiç durmadan pedal çevirmek zorunda değilsiniz” diyor Sükan. “Takım olarak katılıp yoruldukça arkadaşlarınızla yer değiştirebilir, yarışa dilediğiniz kadar ara verip sonra tekrar başlayabilirsiniz. Neticede bu bir deneyim. Burada biz sadece yarışmakla kalmıyor, aynı dili konuşan, aynı amaç için mücadele eden, aynı tutkuyu paylaşan yüzlerce bisiklet tutkununun 24 saatini birlikte geçireceği bir ortam sunuyoruz. Gün batımını ve gün doğumunu birlikte karşılıyor, gündüz güneş gece spot ışıkları altında pedal çeviriyorlar. O nedenle yarışmacılara hep şunu söylüyorum: Bu yarış bittiğinde yarıştığınız anları değil, yarışmadığınız anları daha çok hatırlayacaksınız.”
Yarış ilk bakışta insanların gözünü korkutsa da geçtiğimiz yıl 380 yarışçıyı piste çekmeyi başarmış. Oldukça sorunsuz ve eğlenceli bir organizasyon olmasından aldıkları cesaretle bu yıl yarışmaya solo ve ekip çalışmasını güçlendirmek için platform arayan kurumlar için kurumsal gibi kategorileri de eklemişler. Böylece 500’ün üzerinde bisikletçiyi bir araya getirmişler. Bunlar arasında 8’i kadın, toplam 40 kişi solo kategorisi için başvurmuş. Yani biz o piste çıkarız, kendi pedalımızı da sadece kendimiz çeviririz demişler.
Bisiklet Türkiye’de Yıldızı Parlayan Bir Spor
Türk Telekom’un organizasyona nasıl dahil olduğunu Türk Telekom Kurumsal İletişim Direktörü Funda Öge bizlerle paylaştı. “Türk Telekom 180 yılı aşkın mazisi olan, akıllarda yer etmiş bir marka” diye başladı Öge. “Spor, arkasında durduğumuz kavramların başında geliyor. Bugüne dek profesyonel spor kulüplerine verdiğimiz desteğin yanında, amatör spor kulüplerinin ve takım sporlarının da arkasında yer aldık. Amatör sporların pek çok dalında kurum olarak kurduğumuz takımlarla da yer alıyoruz. Bisiklet de Türkiye’de yüksek bir ivmeyle gelişen, bizi heyecanlandıran sporlardan biri. Bu nedenle spora verdiğimiz destek sporun ve sponcunun yanında olma motivasyonumuzun yan sıra, bisiklet sporunun Türkiye’deki gelişimine olan inancımız bizi bu çabayı desteklemeye yönlendirdi.”
Öge, uluslararası sporcuların da bu organizasyonda yer almasının ve organizasyonun uluslararası bir markaya dönüşme yolundaki kararlılığının, Türkiye’nin adını dünyaya duyurmak açısından kendilerini heyecanlandıran bir fırsat olduğu görüşünde. “Tüm bunların ışığında bunun güzel bir işbirliği olduğunu düşünüyoruz ve başlangıcından beri yanlarında olmaya gayret ediyoruz” diyor Öge.
Kendileri de sponsor olmanın yanı sıra bu yıl iki takımla yer almışlar. Hatta 4 kişilik takımlarda ilk sırada liderliği göğüslemişler.
* * *
Organizasyonun açılışına katılıp etraftaki stant alanlarını gezdikten sonra akşam 5 gibi eve döndüm. Çıkıp bir şeyler yedik. Televizyon izledik, biraz yazı yazdım. Sonra da yatıp uyudum.
Pazar sabahı ailece kalktık. Yavaş bir kahvaltıyla saati 11 ettik. Aynaya bakarken, dün yola çıkışını izlediğim bisikletçilerin hala pedal çevirmeye devam ettiklerini fark ettim.
Aynadaki yansımam ve ben, bunun ne kadar büyük bir şey olduğunun aydınlanması içinde birkaç saniye öylece birbirimize bakakaldık.