Covid-19 sebebiyle bir buçuk yıllık aranın ardından birçok eğitim kurumu, tekrar yüz yüze ya da hibrit eğitim modeline geçti. Ülke genelinde aşılanma sürse de kurumlarda görülebilecek yüksek vaka sayıları, eğitim düzeninde aksamalara neden olabilir. Bu noktada fiziki eğitim devamlılık gösterse bile eğitim kurumlarının çevrimiçi eğitim konusunda teknolojilerini güçlendirmeleri ve hibrit eğitime hazırlıklı olmaları büyük önem taşıyor.
Salgın nedeniyle eğitim kurumlarının yüz yüze eğitime ara vermesiyle çevrimiçi eğitim ve uzaktan değerlendirme süreçlerine geçiş hızlandı. Çoğu eğitim kurumu, dijitalleşmenin bir parçası olarak bu teknolojilere yatırım yapmaya odaklandı. Eğitim kurumları sınavlarını çevrimiçi sistemlerde gerçekleştirirken sınav güvenliğini sağlamak için yapay zeka destekli çözümlerden faydalanmaya başladı. Bu konuda atılım yapmayan kurumlar ise ilgili dönemde çeşitli zorluklarla karşılaştı. Eğitim tekrar yüz yüze yapılmaya başlanmış olsa da uzmanlar kurumların hibrit eğitim için hazırlıklı olması gerektiğini belirtiyor. Vaka sayılarının artması ve yeni virüs varyantlarının ortaya çıkması fiziksel temas gerektirmeyen derslerin önemli bir kısmının yeniden evlere taşınmasına neden olacak gibi görünüyor. İşte tam da bu noktada eğitim sektöründe ortaya çıkabilecek yeni bir arz şokunun üstesinden gelebilmek için pek çok kurum hazırlıklarını şimdiden yapmaya başladı.
Uzaktan Eğitim ile öğrencilerin yaşam ve eğitim kalitesi artıyor
Çevrimiçi sınav sistemi ve çevrimiçi sınav güvenliği teknolojileri odağında yapay zeka ve makine öğrenmesiyle desteklenmiş yazılım çözümleri sunan Türk girişim Witwiser Kurucu Ortağı ve CEO’su Volkan Baran, salgınla birlikte uzaktan eğitime yapılması gereken yatırımın öneminin arttığını belirterek şu sözleri ifade etti: “Eğitim sektöründe dijitalleşme biraz geriden geliyor dersek yanlış bir saptama olmaz. Zira geçmiş yıllarda atılması gereken adımlar salgın nedeniyle acil bir zorunluluk haline geldi. Daha planlı ve zamana yayılarak yönetilemeyen dijitalleşme, eğitim kurumlarını da öğrencileri de zorladı. Bu dönemde uzaktan eğitim ve değerlendirme teknolojilerine adapte olamayan birçok eğitim kurumu ve öğrenci aslında daha adil ve verimli olan çevrimiçi eğitim sistemine karşı bir önyargı oluşturmuş oldu. Artık hayatımızın bir parçası olan çevrimiçi eğitimin verimli şekilde yürütülmesi için eğitim teknolojilerine yatırım yapmak kritik önem taşıyor. Ancak deneyimlerimiz gösteriyor ki hem eğitim kurumlarını hem de öğrencileri bu konuda bilinçlendirmek gerekiyor. Burada sektöre liderlik eden bir şirket olarak, eğitim kurumlarına öncelikle teknolojileri sistemlerine nasıl entegre edebileceklerini ve öğrencilerine bu çözümleri nasıl atlatmaları gerektiğini aktarıyoruz. Öte yandan, unutulmaması gereken bazı gerçekler de var. Bu noktada kiralık ev, yurt bulma, artan şehir içi trafik, talebe bağlı olarak artan dolaylı eğitim ücretleri gibi konuları listenin başında sayabiliriz. Uzaktan eğitim teknolojilerinin kullanımı; farklı şehirde yaşama maliyetinin ve kentsel mobilite problemlerinin azalması, eğitimde fırsat eşitliği avantajı, zaman bağımsız eğitime erişilebilirlik gibi çok önemli kazanımlar sağlıyor. Eğitim kurumlarının ve öğrencilerin tüm bu faydaları uygulamalı olarak içselleştirmesi sürdürülebilir eğitim için önem taşıyor. Özetle, her sistemin kendine göre artıları ve eksileri var ancak hibrit modellerle tüm eğitim tasarımlarında yer alan pozitif yönleri kapsayan yeni süreçler yapılandırmak tüm paydaşların faydasına olacaktır.”
Doğru teknolojilerin kullanımı dersleri de sınavları da aksatmayacak
Baran, hibrit eğitimin kalıcı hale geleceğini belirterek kurumlara şu tavsiyelerde bulundu:
“Yüz yüze eğitime geçişle birlikte tekrar vaka sayılarında olabilecek artış, mevcut düzeni daha hassas bir noktaya getirdi. Hibrit eğitim verilebilecek altyapısı olmayan eğitim kurumlarında derslerin aksaması ya da sınavların ani kararla yapılmaması hem kurumları hem de öğrencileri zor bir duruma sokabilir. Kısacası her eğitim kurumunun güçlü bir uzaktan eğitim altyapısına sahip olması büyük önem taşıyor. Bunun yanında sınavların güvenli bir şekilde yapılması öğrenciler arası adaletin sağlanması, kurumlar için ise itibarın korunması adına önem arz ediyor. Elbette her yenilik hayatımıza hemen kolaylık olarak yansıyabilir ve çözülmesi gereken problemleri de beraberinde getirebilir. Bu noktada ilgili teknolojilere yatırım yapan kurumların ilk atması gereken adım, öğrencilere uzaktan eğitim sisteminin gerekliliğini basit bir şekilde anlatmak ve video içerikleriyle desteklemek olacaktır. İkinci olarak eğitim kurumları öğrencilerle çevrimiçi ölçme-değerlendirme teknolojilerinin kullanımı ve buna bağlı olarak sınav süreleri boyunca ortam (kamera, ses, ekran vb.) kayıtlarının alınabileceğine dair yazılı sözleşmeler yapmalı. Böylece kurumlar açık rızayla KVKK’ye da uyum sağlayabilir.”
Hibrit eğitim modelinin kurumlara ve öğrencilere esneklik katarken yüz yüze eğitime tamamen ara verilmesi durumunda çevrimiçi eğitim ve değerlendirme sürecine adaptasyonunu hızlandıracağını da belirten Baran sözlerine şu şekilde devam ediyor:
“Yüz yüze eğitim devam ederken Covid-19 hastası veya temaslısı öğrencilere göre uygulanacak protokollerin önceden belirlenmesi gerekecektir. Hasta ve temaslı öğrencilerin katılamayacağı dersleri takip edebilmesi için uzaktan eğitim teknolojileri, fiziksel olarak katılım gösteremeyeceği sınavlar için de uzaktan ölçme-değerlendirme teknolojileri kullanılabilir.”