Türkiye’nin teknolojide dışa bağımlılığını azaltmaya yönelik hamlelerine üniversiteler de sahip çıkıyor. İnsansız hava araçları, insansız sualtı araçları ile elektrikli ve otonom otomobiller konulu projelere ev sahipliği yapan Altınbaş Üniversitesi, bu alanda çalışmak isteyen gençleri çağırıyor.
Türkiye son yıllarda enerji, savunma, havacılık ve tarım başta olmak üzere pek çok alanda dışa bağımlılığı azaltma yönünde adımlar atıyor. Bu konuda özellikle hayatın hemen her alanında kullanımı giderek yaygınlaşan drone’lar gibi insansız hava araçları ile yerli elektrikli otomobil çalışmaları dikkat çekiyor. Bu alanlarda gerek kamu kurum ve kuruluşları gerekse de özel şirketler hamleler yapıyor. Teknoloji ve yenilik denilince üniversitelerin bunun dışında kalması düşünülemez elbette. Dolayısıyla gerek devlet üniversiteleri gerekse vakıf üniversiteleri gerek kendi bünyelerinde gerekse sanayi ile işbirliği halinde bu konularda ciddi çalışmalara imza atıyor. Altınbaş Üniversitesi de Ar-Ge çalışmaları ve yeni projeler üretme konularında iddialı eğitim kurumlarından biri. Üniversite bünyesinde Elektrikli, Otonom ve İnsansız Araçlar Uygulama ve Araştırma Merkezi kurulmuş durumda. Bu Merkez’in kuruluşu durduk yere akla gelmiş değil tabii. Merkez’in kuruluşu, 2018 yılında elektrikli araç üretmek üzere öğrenciler tarafından kurulan EVA Team adlı ekibin birikimine dayanıyor. Elektrikli, Otonom ve İnsansız Araçlar Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr.Öğ.Üy. Süleyman Baştürk de zaten EVA Team’in danışmanı ve proje yürütücüsü olarak görev üstlenmiş bir isim. Aynı zamanda Üniversite’nin Makine Mühendisliği Bölüm Başkanlığını da üstlenen Baştürk sorularımızı cevapladı:
EVA Team’den başlayalım, ne zaman ve niye kuruldu, neyi hedefledi, neler yapıyor?
EVA Team 2018 yılında kuruldu. Bu çatı altında elektrikli araç, otonom araç, insansız hava aracı ve insansız su altı aracı olmak üzere 4 proje yürütülüyor. Bu projeleri yürüten ekipler, Teknofest kapsamında yapılan yarışmalara da hazırlanıyor ve katılıyor.
Bu projeler öğrencilere ne kazandırıyor?
Aslında bu projelerdeki öncelikli hedefimiz, öğrencilerimizin reel bir projede uygulamalı eğitim almaları. Sıfırdan yeni bir ürünün ortaya çıkarılmasına tanıklık etmekle kalmayıp, bu sürecin bir parçası olabiliyorlar. Bu süreci ön tasarım, kavramsal tasarım, detay tasarım, üretim, malzeme temini, diğer idari süreçler, montaj ve test aşamaları olarak ifade edebiliriz. EVA Projeleri ile öğrencilerimiz derslerde öğrendiklerini uygulamaya dönüştürme, tasarım ve üretim kabiliyetlerini artırma ve yenilikçi tasarımlar yapma imkânına sahip olabiliyor. Bu projeler öğrencilerimizin takım çalışması, proje yönetimi, liderlik gibi özelliklerinin gelişimine de büyük katkı sağlıyor.
Çalışmalarla ilgili biraz ayrıntı vermeniz mümkün mü?
Öğrencilerimiz hem burada hem de bu alanda çalışan, ekipman tedarik edilen ve kimi parçaların ürettirildiği firmalardaki süreçlerde görev alıyorlar. Ayrıca, proje kapsamında üniversitemizin satın alma, kurumsal iletişim, bilgi teknolojileri, idari işler gibi birimlerinde de birebir çalışarak bu süreçleri de yaşamış ve öğrenmiş oluyorlar. Daha öğrencilik aşamasında elde edilen bu kazanımlar arkadaşlarımızı iş hayatına hazır hale getiriyor.
Hangi bölüm öğrencileri katılabiliyor bu ekiplere?
Projelerimizde elektrik-elektronik, makine, bilgisayar, yazılım ve endüstri mühendisliği bölümlerinden lisans ve lisansüstü öğrencilerimiz, bu bölümlerden öğretim üyelerimizin danışmanlığında bir arada çalışıyor. Bu çeşitlilik sayesinde büyük bir sinerji oluşuyor.
Üniversite olarak beklentiniz nedir?
Bu projedeki öncelikli hedefimiz öğrencilerimizin en iyi şekilde uygulamalı araştırma yaparak yetişmelerini sağlamak. Farklı mühendislik disiplinlerinden öğrencilerin takım ruhu ve çalışması ile Teknofest’te yarışacak araçları ortaya çıkarmaları ve yetkinliklerini artırmaları en büyük hedeflerimizden.
Benzeri çalışmalarınız olacak mı?
Halihazırda dört proje ile devam eden EVA Team çalışmalarını, önümüzdeki yıllarda yeni projeler de ilave ederek daha da geliştirmek istiyoruz. Zaten EVA Team’de elde edilen bilgi birikimi ve altyapıyı daha kurumsal bir çerçeveye dönüştürmek ve başka araştırma projeleri de yapmak üzere Altınbaş Üniversitesi Elektrikli, Otonom ve İnsansız Araçlar Uygulama ve Araştırma Merkezi de kurulmuş durumda.
Bu Merkez nasıl çalışacak, neler yapacak?
Merkezde elektrikli, otonom veya insansız kara, deniz, hava ve uzay araçlarının geliştirilmesiyle ilgili Ar-Ge çalışmaları yürütülecek. Ar-Ge çalışmalarından amaç, elde edilecek çıktılarla elektrikli, otonom veya insansız kara, deniz, hava ve uzay araçları teknolojilerinde yerli ve milli katma değerli yüksek, uluslararası ölçekte rekabet gücüne sahip teknoloji çözümlerinin üretilmesini sağlamak.
Yeterli insan kaynağı var mı?
Zaten Merkez’imizin en önemli fonksiyonlarından biri de bu noktada öne çıkacak. Merkezimiz, bu alanda ihtiyaç duyulan nitelikli insan gücünü oluşturmak üzere gereken eğitimleri tasarlayıp, lisans/lisansüstü seviyelerinde programlar ve dersler oluşturulmasına da katkıda bulunacak. Haliyle bu alandaki akademik tez ve bilimsel yayın üretimi de desteklenecek. Firmalara ve kamuya yönelik özel kurslar düzenlenecek, ilgili tüm kurumsal ve uygulamalı eğitim faaliyetleri bu Merkez’den koordine edilecek.
Diğer kurumlara ve üniversitelere de açılacak mı merkez?
Evet, kurulacak Merkez’de üretilen bilginin kullanımını yaygınlaştırmak ve farkındalığı artırmak için toplumun her kesimine yönelik ulusal ve uluslararası düzeyde paydaş platformları oluşturulacak. Eğitim programları, sertifika programları, çalıştaylar, toplantılar, seminerler, konferanslar, kongreler ve ödül programları düzenlenecek. Diğer üniversitelerle de iş birliği yapılacak.
İşin içinde patent, tescil vs. gibi konular da olacak mı?
Öncelikle bu Merkez, ulusal veya uluslararası fonlar ve destekler aracılığı ile projeler gerçekleştirmeyi hedefliyor. Başka kurum ve kuruluşlarla proje üretmek, iş ve hizmet modelleri geliştirip uygulamayı da hedefleyen bu Merkez ayrıca, kendi faaliyetlerine destek sağlamak üzere elektrikli, otonom veya insansız kara, deniz, hava ve uzay araçları konularında ortaklıklar oluşturacak. Elbette, bu merkezde geliştirilecek ürün ve çözümlerin ticarileştirilmesi adına patentler alınacak. Yani burası aslında küresel düzeyde rekabet gücüne sahip teknoloji ve ürünlerin geliştirilmesini sağlayacak ve bunları ticarileştirecek start-up ve kuluçka seviyesindeki şirketlerin kurulumuna da ev sahipliği yapacak.