Sektörlere olan talepler dönemsel olarak değişebiliyor. İşletmeler artan talepleri yeni istihdam ve yatırımlarla karşılama yolunu seçebiliyor. Dönemsel ihtiyaca yönelik hayata geçirilen yatırımlar, sezon ya da talep artışı sonrası yatırımın atıllaşması, talebin yatırımı finansal açıdan karşılamaması gibi birçok riski de beraberinde getiriyor. Hızlı kurulum, programlama ve esnek üretimleriyle cobot’lar, artan talepleri yeni bir yatırıma gerek kalmaksızın karşılayabiliyor. Farklı üretim süreçlerine kolayca entegre olabilen, salgın ve yasaklardan etkilenmeyen cobot’lar, üretimin kesintisiz bir şekilde devam etmesini sağlıyor.
Salgınla birlikte birçok sektörde durma noktasında talep düşüşleri yaşanırken, gıda, sağlık ve dezenfeksiyon gibi kritik sektörlerde talep patlaması oldu. Aynı dönemde, insan gücüne dayalı üretim modelleri, salgın ve yasaklardan dolayı kesintiye uğradı. Dönemsel ya da anlık talep artışları karşısında hayata geçirilen yatırımların işletme için büyük bir yük ve risk olduğunu belirten Universal Robots Türkiye ve MEA Ülke Müdürü Kandan Özgür Gök, cobot’ların artan ya da azalan talepleri yeni bir yatırıma gerek duyulmadan, hızlı ve esnek bir şekilde karşılayabileceğini söylüyor.
Yeni yazılım yatırımını da ortadan kalkıyor
Son derece hızlı kurulan ve kolay programlanan cobot’ların esnek üretimin temelini oluşturduğunu aktaran Gök, “Cobot’lar hafif yapılarıyla otonom ya da manuel araçlarla kolayca üretim hattı içinde istenilen alana taşınabiliyor. Üretim hatlarında paketlemeden paletlemeye, kalite kontrolden montaja kadar sektör fark etmeksizin tüm üretim süreçlerinde yer alabiliyor. İşe adaptasyon sorunu ya da öğrenme süreci olmayan cobot’lar, artan taleplerin kesintisiz bir şekilde karşılanmasına yardımcı oluyor. Akıllı telefon kullanan birisi tarafından kolayca programlanabilen cobot’lar, programlama alanında formal eğitim ve yeni yazılım yatırımını da ortadan kalkıyor. Azalan talep durumunda, uç ekipmanları değiştirilerek farklı bir sürece kolayca entegre olabilen cobot’lar her zaman üretimin merkezinde yer alarak, yapılan yatırımların kısa sürede geri dönüşünü sağlıyor” şeklinde konuştu.
“Fazla mesai uzun vadede çalışan ve üretim verimini düşürüyor”
İşletmelerin büyük kısmının üretim taleplerini karşılamak için çalışanlara fazla mesai yaptırdığını ancak fazla mesainin uzun vadede çalışanların ve üretimin verimini düşürdüğünün altını çizen Gök, “Birçok sektörde kalifiye çalışan sorunu da gün geçtikçe büyüyen bir problem. Kalifiye çalışan sorununun yanı sıra riskli ve tehlikeli işlerde çalışan bulmak da her geçen gün zorlaşıyor. Riskli sektöre talebin artmasıyla çalışan maliyetleri de artış gösteriyor. Cobot’lar üretim hattı yatırım maliyetlerinin yanı sıra sezon ve artan taleplere bağlı değişen çalışan maliyetlerini de en aza indiriyor. Cobot’lar gelişmiş özellikleri ve ileri teknolojileriyle tüm sektör ve üretim süreçlerinde tekrar eden, manuel yapılan, zorlu ya da riskli işlerde kalite ve verimliliği artırıyor. Risk analizine bağlı güvenlik bariyerine ihtiyaç duymadan insanlarla yan yana ve iş birliğinde çalışabilen cobot’lar aratan talep karşısında yeni çalışan bulma, yetiştirme ve üretime kazandırma süreçlerinin tümünü ortadan kaldırıyor” dedi.
“Salgınla birlikte üretimde insan gücünün yer aldığı birçok sektörde aksamalar yaşandı”
Cobot’ların hastalanmadığını, dikkatlerinin dağılmadığını, sınırlama ve engellemelere takılmadığını da sözlerine ekleyen Gök, şöyle devam etti, “Salgınla birlikte üretimde insan gücünün yer aldığı birçok sektörde aksamalar yaşandı. Hastalananlar, sokağa çıkma yasakları derken salgının ekonomik süreçlerinin yanı sıra insan kaynağı da işletmelerin yönetmesi gereken yeni problemi oldu. Bu süreç aynı oranda işletmenin üretim ve karlılığına da yansıdı. Üretimin devam etmesi gereken kritik dönemde, esneklik ve istikrarını kaybeden işletmeler daha da zorlu bir sürece girdi. Yüksek çeşitlilik, düşük ya da yüksek üretim adetlerinde tüm uygulamalarda esnek şekilde yer alarak hızlı yatırım geri dönüşü sağlayan cobot’lar, hızlı değişimlere ve artan talebe uyum sağlamayı kolaylaştırıyor. Sektör ve sürece göre yüzde 500’e varan üretim artışlarına imkan tanıyan cobot’lar, rekabet ve liderliği de yanında getiriyor.”