Geçtiğimiz hafta Enterprise Next olarak VMware Türkiye Genel Müdürü Murat Mediçeler’in ev sahipliğini yaptığı buluşmanın konuğuyduk. Toplantıdan aldığımız notları sizlerle paylaşıyoruz.
Geçtiğimiz hafta kurumsal bilgi teknolojileri alanına odaklanan basın mensupları olarak VMware Türkiye Genel Müdürü Murat Mediçeler ile bir araya geldik. Konumuz dijital dönüşüm, bu dönüşümün kurumlarda ne gibi değişimlere sebep olduğu ve VMware’in rolü üzerineydi.
“Önceleri yalnızca teknik bir konu olarak algılanan dijital dönüşüm devamında felsefi bir yaklaşıma, ardından elle tutulur ve gözle görülebilir seviyede bir yaşam pratiğine dönüştü” diyerek söze başladı Mediçeler. “Bu dönüşümün işte ve yaşamdaki yansımaları sayılamayacak kadar fazla. Bu nedenle pek çok kişi ve kurum dijital dönüşümün boyutlarını kavramakta zorlanıyor.”
Mediçeler, bu konuyu daha anlaşılır kılmak için öncelikle dijital dönüşümün iş yapış şekillerini nasıl değiştirdiğine değindi:
“Dijital dönüşüm sayesinde iş süreçleri dijital, mobil ve bulut tabanlı bir yapılanmaya kavuştu. Üretim ve geliştirme süreçlerinin tamamen bu yapılanmaya göre tasarlanmasıyla birlikte kurumlarda merkez ve saha çalışanları arasındaki iletişim, etkileşim ve verimlilik artışı sağlandı. İş dünyası 7 gün 24 saat fonksiyonel hale geldi. Akıllı telefonlar ve tabletler sahada üretkenliği sağlarken, güçlü bilişim altyapıları da merkezden tüm iş süreçlerinin anlık olarak takip edilebilmesini sağladı.”
BT Politikalarında Merkezden Yerele Dağılım Artıyor
Mediçeler’in aktardığına göre bu durum fiziksel donanımlara olan yatırımları azaltırken, yazılım tabanlı çözümlere yönelik ilgi ve yatırımların artmasına sebep olmuş. Enerji harcayan, yer kaplayan donanımların yerini daha avantajlı yazılım tabanlı çözümlerin almasıyla birlikte kurumsal BT anlayışı da etraflıca planlanması ve yönetilmesi gereken bir politika halini almış.
VMware bu konuya dair kapsamlı bir araştırma yapmış. Sekiz ülkede BT alanında 1.200 karar alıcı ve iş kolu yöneticilerinin görüşlerine yer veren araştırmaya göre şirket liderlerinin neredeyse üçte ikisi (yüzde 61) teknoloji yönetiminin bilgi teknolojileri biriminden diğer departmanlara kaydırıldığına inanıyor. Araştırma, EMEA bölgesindeki kurumlarda iş kollarının teknoloji önderliğindeki inovasyonun kontrolünü aldığını ortaya koyuyor.
“2016, bu alandaki trendlere ışık tutan bir yıl oldu” diyor Mediçeler. “Araştırmamızda ortaya çıkan en önemli sonuç, BT’de yetki dağılımının merkezden yerele doğru kaydırılmasının somut iş faydaları yarattığı yönünde. Bununla birlikte bu yaklaşım başta güvenlik olmak üzere birçok kaygıyı da beraberinde getiriyor.”
Araştırmanın sonuçlarına biraz daha yakından bakıldığında bu tespiti net olarak görmek mümkün. Örneğin BT yetki dağılımında merkezden yerele kaymanın getirdiği faydalar arasında yeni ürün ve hizmetlerin piyasaya daha hızlı sunulma becerisi (yüzde 59), kurumda inovasyon için daha fazla özgürlük sağlanması (yüzde 58) ve pazar koşullarına karşı daha hızlı çözüm üretebilme becerisi (yüzde 56) gibi unsurlar öne çıkıyor. Teknolojinin BT departmanlarından daha geniş kitlelerce sahiplenilmesinin çalışan mutluluğunu artırması (yüzde 55) ve daha iyi yeteneklerin kuruma çekilmesine yardımcı olması (yüzde 54) diğer göze çarpan rakamlar.
Diğer yandan yöneticiler teknoloji yönetimindeki yetki dağılımının BT hizmeti harcamalarında yinelemelere neden olduğuna inanırken (yüzde 55), BT konusunda sınırları net olarak çizilmiş bir sahiplenme ve sorumluluk eksikliği de bir endişe olarak görülüyor (yüzde 53). Güvenli olmayan çözümlerin satın alınma ihtimali bir diğer endişe kaynağı olarak öne çıkıyor (yüzde 49).
Merkezin teknoloji yönetim yetkilerini dağıtmaya odaklanan bu yaklaşımın BT ekiplerinin isteklerine aykırı olduğu da görülüyor. Yüzde 59’luk çoğunluk, BT politikasının daha merkezi olmasını istiyor. Yine BT liderleri, ağ güvenliği ve uyumluluk (yüzde 56), depolama (yüzde 34) ve özel bulut tabanlı servisler (yüzde 33) gibi kilit öneme sahip işlevlerin kendi kontrollerinde kalmasından yana.
Bulutun Yükselişi BT’yi Demokratikleştirdi
Mediçeler, bu değişimi yönetmenin şirketlerin günümüzde karşılaştığı organizasyonel zorlukların başında geldiğini ifade ediyor. “Bulutun yükselişi, BT’yi demokratikleştirdi” diyor Mediçeler. “Dijital dönüşüm, kurumların iş yapış şekillerinin yanı sıra hizmet sunma yaklaşımlarını da kökten değiştirdi. Artık geleneksel alışveriş anlayışında olduğu gibi tüketicilerle kurumlar ‘hizmeti al, parayı ver’ ekseninde değil, çok daha karmaşık düzlemlerde bir araya geliyorlar. Artık istediği an, istediği yerde iletişim kurma, hizmet ve ürün araştırma ve bu ürün ve hizmetleri satın alma kudretine sahip bir tüketici ile karşı karşıyayız. Artık, bir satın alma kararı, bir mağaza ya da ofise gelmeden çok daha önce veriliyor. Almayı düşündüğümüz ürün ya da hizmet hakkındaki tüm bilgilere, daha o ürüne doğrudan dokunmadan erişebiliyor, o ürünü kullanmış olan başka tüketicilerin yorumlarını görebiliyoruz.”
“2016 zor yıldı, büyümeyi hazmettiğimiz bir yıl oldu. Önümüzdeki yıl için ciddi bir altyapı oluşturduk. 2017 yılından daha ümitliyiz.”
Mediçeler’e göre tüketiciyi yüksek hız ve geniş seçeneklerle donatan bu dönüşüme kurumların cevap vermesinin tek yolu “çevik” olmak. “Bunun için kurumların BT altyapılarını, ihtiyaçlarına en uygun şekilde dizayn etmeleri ve yönetmeleri gerekiyor” diyor Mediçeler:
“İçinde bulunduğumuz ‘Yazılım Tabanlı Gelecek’ yaklaşımı içerisinde işletmeler, kendilerine sunulan yazılım odaklı teknolojilerle hitap ettikleri kitleleri etkileyip, onları satışa yönlendirebiliyor. İşletmeler, aynı konseptle müşterilerinin sorunlarını da kolayca çözebiliyor. Gelecekte ağır işleyen ve değişime açık olmayan donanımlar yerine, iş süreçlerinin merkezine yerleşen yenilikçi sistemler hayatımızın ve iş dünyasının odağında olacak. Yazılım Tanımlı Gelecek yaklaşımı bunu kolay ve uygun maliyetli hale getiriyor. Hiper bütünleşik altyapı olarak tanımladığımız bu yaklaşımda sunucu, depolama, ağ yapısı, yönetim yazılımları, yedekleme ve uygulamalar tek ve merkezi bir noktadan kurulup yönetilebiliyor. VMware olarak sunduğumuz Cross-Cloud mimarisiyle bu yaklaşımın çıtasını bir hayli yükselttik. Yazılım tanımlı veri merkezinin temelinde yer alan hiper bütünleşik altyapıların, 2017’de daha da merkezi bir konumda yer alacağını düşünüyoruz.”
Kral Öldü, Yaşasın Yeni Kral!
Mediçeler, önümüzdeki yıllarda buluta dayalı güvenliğin ilgi çekici bir başlığa dönüşeceğini düşünüyor. Hatta “Uygulamanın Krallığı” diye bir kavram atıyor ortaya. “Uygulamanın krallığı, hibrit bulut çağında uygulamaların ve verilerin en çok korunması gereken unsurlar olmasından yola çıkan bir kavram” diyen Mediçeler, şöyle devam ediyor:
“Güvenlik ekipleri önceleri, veri merkezi altyapısını korumaya odaklanıyorlardı. 2017’de uygulamaların, güvenlik ekiplerinin odağındaki yeni birimler olacağını düşünüyoruz. Bugüne kadar gerek genel gerekse özel bulut hakkındaki güvenlik tartışmaları, bulut ortamının nasıl güvence altına alınacağına ilişkindi. 2017 yılında, geleneksel veri merkezleri dünyasında mümkün olmayan bir yaklaşımın devreye alınarak güvenlikte buluta başvurulduğunu göreceğiz.”