Türkiye’de üretim yönetiminde dijitalleşme pazarını inşa eden 21 yıllık teknoloji şirketi Doruk, yaklaşık olarak Türkiye’deki toplam girişimlerin yüzde 99’unu ve istihdamın yüzde 54’ünü oluşturan KOBİ’lerin çağ atlamaları, küresel pazarlarda daha rekabetçi olabilmeleri ve sürdürülebilir büyüyebilmeleri için tek yolun üretim ve yönetim sistemlerini dijitalleştirmek olduğunu vurguluyor.
Dünya Ekonomik Forumu’na göre dijital dönüşümün sosyal ve ekonomik açıdan yaratacağı değerin 10 yıllık dönemde 100 trilyon dolar, dijitalleşmenin diğer sektörlerle birlikte toplam net ekonomik faydasının ise 30 trilyon dolar olacağı tahmin ediliyor. Ek olarak dijitalleşme ile mevcut işlerin teorik olarak yüzde 50’sinin otomasyon teknolojileriyle gerçekleştirilebileceği öngörülüyor.
Üretimde büyük bir hızın ve yüksek verimliliğin kapılarının aralandığı bu dönemde dijital dönüşüm büyük sanayicilerin gündeminde olan önemli bir projeyken KOBİ’ler için hala bazı noktalarda belirsizliğini sürdürüyor. Doruk, Türk sanayisi içinde önemli bir rol oynayan KOBİ’lerin teknoloji ve dönüşüm çağının gerisinde kalmamaları için dijitalleşmelerinin kaçınılmaz olduğuna dikkat çekiyor.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Dijital Türkiye Yol Haritası Raporu’na göre KOBİ’lerin Türkiye’deki toplam girişimlerin yüzde 99,1’ini ve istihdamın yüzde 54,5’ini oluşturduğuna ayrıca katma değerin yüzde 53,5’ini, yatırımların yüzde 55’ini ve ihracatın yüzde 55,1’ini karşıladığına dikkat çeken Doruk Yönetim Kurulu Üyesi Aylin Tülay Özden, Türkiye ekonomisinin itici gücü olan KOBİ’lerin hali hazırda üretim tarafındaki verimlilik oranlarının yüzde 35 seviyelerinde olduğunu söyleyerek içinde bulunduğumuz teknoloji çağında ayakta kalabilmeleri için verimlilik oranlarını acilen yükseltmeleri gerektiğini vurguladı.
Dijitalleşmeyen KOBİ’ler Güç Kaybı Yaşayacak
Dijital dönüşümün önümüzdeki dönemde hemen hemen tüm sektörlerde gerçekleşeceğini ancak özellikle üretim hatlarında yaratacağı katma değerin etkisiyle bazı sektörlerde daha da öncelikli olacağını belirten Özden, “Özellikle üretim kapasiteleri, müşteri istekleri ve dünya pazarındaki rekabet güçleri göz önünde bulundurulduğunda tüketici elektroniği, otomotiv, makine imalat, sağlık ve lojistik gibi sektörlerde dijitalleşmenin dönüştürücü etkisinin oldukça yüksek olacağını tahmin ediyoruz” dedi. Özden, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın açıklamış olduğu Dijital Türkiye Yol Haritası Raporu’na göre, dijital dönüşüm faaliyetleri ile birlikte önümüzdeki 10 yıl içinde katma değerin 143 milyar dolardan 293 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. Bu 150 milyar dolarlık katma değer artışının yarısından fazlasının ise kimya, ilaç, motorlu kara taşıtları, makine ve teçhizat, yarı iletkenler ve elektronik ile gıda ve içecek ürünleri sektörlerinden geleceği tahmin ediliyor. İhracatın 135 milyar dolardan 338 milyar dolara ulaşacağı, ihracatta yüksek teknolojili sektörlerin payının yüzde 3 seviyesinden yüzde 15 seviyesine çıkacağı, üretim sanayisinde toplam istihdamın ise 4,4 milyon kişiden 8,3 milyon kişiye yükseleceği öngörülüyor. Dolayısıyla artık iş dünyasının dili, sistemleri ve iş yapış şekilleri büyük bir değişime uğruyor ve bu değişim KOBİ’ler için de kaçınılmaz bir boyut kazanmış durumda. Bu dönemde üretim sanayisinin dijital dönüşüm yolculuğunun başladığını söylemek mümkün olmakla birlikte daha yolun başında olduklarını da gözlemliyoruz. Böyle bir dünyada dijital dönüşüme yatırım yapmamak işletmelere her açıdan güç kaybı yaşatıyor ve bu kayıp önümüzdeki birkaç yıl içinde çok daha hızlı bir şekilde olumsuz etkilerini sanayicilere hissettirecek.”