SD-WAN, mantıksal olarak WAN bağlanırlığı için bundan sonraki adımı temsil ediyor. Citrix’e göre; SD-WAN, taş devrinden kalma WAN ekipmanından kurtulmak için bir yol sunuyor ve çevik, yazılıma dayalı bir gelecekte iş başarısına giden yolda öncülük ediyor.
Kuruluşlar evrimsel bir sıçrayışın ortasında bulunuyor: BT sistemlerini buluta taşıyorlar. Bu, birinci sınıf ağ bağlanırlığını kuruluşlar ve son kullanıcılar için ‘mutlaka sahip olunması gereken’ bir özellik haline getiriyor. Ancak yine de günümüzün geniş alan ağı (WAN) ekipmanının büyük kısmı hâlâ 1990’lı yılların sonlarına, bir başka deyişle kurumsal ağların ‘taş devrine’ dayanıyor.
Modern kuruluşlar, hizmet olarak sunulan yazılımlardan bulut tabanlı akıllı çalışma alanlarına kadar her geçen gün artan farklı kullanım amaçları için bulutu kullanıyor. Yine de maliyet, yasal düzenlemeler ya da gecikme süresi gibi çeşitli nedenlerle bazı kaynaklar şirket içinde ya veri merkezinde ya da uç noktada kalıyor ve bu da bir hibrit bulut mimarisinin oluşmasına yol açıyor. Bu durum, özellikle çalışanların şirket merkezi, bölgesel ofisler, üretim tesisleri veya ev ofisler gibi pek çok farklı lokasyondan çalışması nedeniyle geniş alan ağını kritik bir bileşen haline getiriyor. Buna ek olarak, çok sayıda kullanıcı seyahat ediyor, kurumsal kaynaklara havalimanlarından, tren istasyonlarından, otel odalarından, restoranlardan, müşteri tesislerinden ya da hareket halindeyken erişiyor.
Citrix’e göre, günümüzün gerçek zamanlı dijital ekonomisinde, çalışanların hem şirket içindeki hem de bulut üzerindeki tüm kurumsal kaynaklara herhangi bir lokasyondan, herhangi bir zamanda erişebilmesi gerekiyor. Teknolojide gelinen son noktayı yansıtan bir senaryoda, akıllı çalışma alanları çalışanlara güvenli bir biçimde şifrelenmiş bir bağlantı üzerinden tek oturum açma (SSO) aracılığıyla bireysel çalışma ortamları sağlıyor, uygulamalarına ve dosyalarına tanıdıkları, tüketici tarzında bir arabirim aracılığıyla kolayca erişme imkânı ve ayrıca makine öğrenimine dayalı performans optimizasyonları ve güvenlik sunuyor. Aynı zamanda, dağınık durumdaki ekiplerin uzun mesafeler üzerinden gerçek zamanlı olarak iş birliği yapmasına olanak sağlayarak özellikle Çin veya Hindistan gibi çok büyük yüzölçümlerinde veya çok sayıda ülkede ve farklı saat dilimlerinde faaliyet gösteren kuruluşlar için çok büyük bir iş avantajı sunuyor.
Bu, ağ için çıtayı çok yükseğe taşıyor: Şirket içindeki ve bulut üzerindeki uygulamalara, verilere ve çalışma alanlarına esnek erişim, hızlı, güvenilir ve güvenli ağ bağlanırlığı gerektiriyor. Çoğu kuruluş buluta doğru çok büyük adımlar atmış olsa da WAN maalesef geride kalıyor. Bu zorluğun mantıklı ve hatta zorunlu çözümü, geleneksel WAN ekipmanının modern bir yazılım tanımlı WAN (SD-WAN) ile değiştirilmesinde yatıyor. SD-WAN, kurumsal intranet, İnternet, wi-fi ya da cep telefonu bağlantıları olmaları fark etmeksizin tüm mevcut ağ bağlantılarından sanal bir katman oluşturuyor. Kurumsal tesisler, bulut eşgörünümleri ve uç noktaları arasında güvenli VPN tünellerinden oluşan bir sanal ağ kuruyor ve bant genişliğini bağlantılar çapında akıllıca birleştirerek kritik trafiğe öncelik veriyor.
Analistlere göre; SD-WAN pazarının dört kat büyümesi bekleniyor. 2018 yılında 1,0 milyar dolar iken 2023 yılında 4,1 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Citrix SD-WAN gibi SD-WAN çözümleri, bu noktada bulut çağı için tasarlandı. Aksaklık durumunda, dinamik çoklu bulut ortamlarında bile etkilenen trafiği otomatik olarak yeniden yönlendiriyorlar. Aynı zamanda, Citrix Analytics’in makine öğrenimi algoritmaları, performans ya da güvenlik sorunlarına işaret eden alışılmadık ağ davranışlarına ilişkin olarak BT ekiplerine eyleme dönüştürülebilir içgörüler sağlıyor. SD-WAN, hem çok sayıda tesisi kapsayan kurumsal altyapılar hem de Microsoft Azure, Amazon AWS ve Google Cloud üzerindeki yerel bulut devreye alımları için uygun. Bu esneklikle, günümüzde iş başarısının bağımlı olduğu hibrit ve çoklu bulut senaryoları için güvenilir bir temel yaratıyor.