Perakende sektörü ve tüketiciler, önemli bir dijital dönüşümden geçiyor. Bu sürekli dönüşüm kapsamında yürütülen inovasyon çalışmalarının amacı, yeni teknolojilerle en iyi müşteri deneyimini sunmak ve tedarik zincirinden sipariş sürecinin tamamlanmasına kadar karmaşık müşteri ve çalışan süreçlerini çok kanallı platformlarda yönetmek. 2018 yılı sonunda pazar büyüklüğü 1 trilyon Türk lirasına ulaşan Türk perakende sektörü, bir yenilenme ve yeniden yapılanma süreci yaşıyor. Ayrıca, Türkiye’deki firmalar rekabetçi konumlarını koruyabilmek için en yeni inovasyonlara yönelmeyi hedefliyorlar.
Dassault Systèmes bu alanda yaptırdığı bir anketle perakende sektörünün geleceğine dair önemli bulgulara ışık tutuyor. Dassault Systèmes’in anketi, tüketicilerin, 2030 yılında perakende teknolojilerinin, hayatlarında nasıl bir yer tutacağına dair öngörülerini ortaya koyuyor. CITE Research, Dassault Systèmes adına ABD’de 1.000 yetişkinin katılımıyla online bir anket gerçekleştirdi. 19-29 Kasım 2018 tarihleri arasında yanıtlanan ankette, kullanıcıların ev, seyahat, sağlık ve perakende alanlarındaki tüketici deneyimi öngörüleri araştırılıyor.
Dijital çağda, pratik mobil ödemeli alışverişin kolaylaşmasını bekleyen tüketiciler, üç boyutlu yazıcılarla anında üretim yapabilecekler. Ürünler neredeyse anında ellerine geçecek ve alışverişte kişisel bir deneyim yaşayacaklar. Ankete göre, teslimat seçeneklerinin, mobil ödemenin, mağaza içi dijital teknolojilerin ve kişiselleştirmenin 2030 yılında standart hale geleceği öngörülüyor. Perakende teknolojilerindeki gelişmelerin başlıca avantajları pratiklik, erişilebilirlik ve kişiselleştirme olacak.
Kasiyersiz Mağaza Öngörüsü Erkeklerde Daha Yüksek
Tüketicilerin çoğu, 2030 yılında her saatte her ürünün teslim edilebileceğini (yüzde 84), mobil ödeme seçeneklerinin (yüzde 84) ve mağaza içi dijital teknoloji kullanılacağını (yüzde 81), bunlara ek olarak kişiselleştirilmiş ürünler ve kasiyersiz otomatik mağazaların ortaya çıkacağını (yüzde 80) öngörüyor. Alışverişin artık sadece sanal ortamda yapılacağı konusunda ise şüpheler var. (yüzde 45’i buna ihtimal vermiyor). Buna ihtimal vermeyenlerin oranı 55 yaş ve üstü katılımcılarda yüzde 57.
Erkekler arasında kasiyersiz otomatik mağazaların olacağını (yüzde 79) ve yüz tanıma ya da footprint payment (yüzde 75) teknolojilerinin kullanılacağını düşünenlerin oranı daha fazla. Erkekler için otomasyon daha önemli (yüzde 45). Kadınların ise yüzde 33’üne göre, otomasyon ilk üç sırada. Öte yandan, kadınlar erişilebilirliğe erkeklerden daha fazla önem verirken (yüzde 71) erişilebilirlik, erkeklerin yüzde 62’sinin önem verdiği ilk üç konudan biri).
Sosyal sorumluluk, genç katılımcılar için çok daha önemli. 18-24 yaşındakilerin yüzde 49’u, 25-34 yaşındakilerin yüzde 47’si, 35-44 yaşındakilerin ise yüzde 43’ü sosyal sorumluluğa önem veriyor. Gençler sosyal sorumluluğun en önemli üç avantajdan biri olduğunu belirtirken bu oran, 45-54 yaş grubunda sadece yüzde 21, 55 yaş ve üstü katılımcılarda ise yüzde 28.
En Büyük Değişim Ev Aletlerinde Bekleniyor
Katılımcıların açık arayla en fazla değişimi öngördüğü ürünler ise ev aletleri. Onu kişisel aksesuarlar takip ediyor. Özellikle ileri yaştaki katılımcılar (45 yaş ve üstü) ev aletlerini ilk sıraya koyma eğiliminde (45-54 yaşındakilerin yüzde 74’ü, 55 yaş ve üzeri katılımcıların yüzde 75’i).
Yine ev aletlerini ilk sırada belirten 18-24 yaş grubunun, diğer kategorileri de birinci sıraya koymaları daha büyük yaş grubundakilere göre çok daha yüksek bir olasılık. Bu da diğer kategorilerde daha büyük yaş gruplarından daha fazla değişim öngördükleri şeklinde yorumlanabilir.