İnsanların ve bilgisayarların arasındaki etkileşim biçiminde çarpıcı bir dönüşüm yaşanıyor.
Bu çarpıcı dönüşüm, gelecekte çalışma biçimimizi önemli ölçüde etkileyecek. İleride iş yerlerinde bilgisayarların insanlardan bir şeyler öğrendiğine, bunun sonucunda da tekrar eden monoton görevleri üstlenişine tanık olabiliriz. Bilgisayarın şekillendirdiği arayüzlerden insanların şekillendirdiği arayüzlere geçiş, bireylerin bilgisayar sistemleri ile “doğal” ve “insancıl” bir şekilde iletişim kurmasına ve işbirliği yapmasına olanak tanıyacak.
Stanley Kubrick imzalı 1968 yapımı film “2001: Bir Uzay Macerası”, her an her yerde olabilen HAL isimli bir makinenin “çalışma arkadaşı” veya “mürettebat üyesi” gibi roller üstlenebildiği, ses tanıma özelliklerine sahip olduğu, doğal dilleri işleyebildiği, duygusal davranışları yorumlayabildiği, otomatik akıl yürütebildiği ve daha fazlasını gerçekleştirebildiği bir geleceği öngörürken yanılmamıştı.
Citrix’e göre, bu durumun iş yerlerinde hemen gerçekleşmesi mümkün olmamakla birlikte İnsan Bilgisayar Etkileşimi (HCI), bilgisayar ve makine arasında eşit şartlara dayalı bir ilişki potansiyeliyle bu yöne doğru ilerliyor. Pek çoğumuz makinelerle Siri ve Alexa gibi ses asistanlarının ürettiği basit komutlar üzerinden her gün diyalog kurmaya halihazırda alışmış durumdayız. Dijital ses asistanı pazarı çok büyük bir yükseliş yaşıyor; 2019 yılında 3,25 milyar olan ses asistanı sayısının 2023 yılına kadar 8 milyara kadar ulaşacağı öngörülüyor. Akıllı telefonlar ve ses asistanlarıyla büyüyen bir neslin iş yaşamına atılmasına tanık olduğumuz bir dönemdeyiz. Bu nesil, sıkıcı bazı işleri bilgisayarlardan isteyebilme olanağının sunulmasını bekliyor.