Dassault Systèmes, işinde yaşadığımız çağda artık “nesnelerin interneti”nin ötesine geçtiğimizi ve yeni eğilimin “deneyimlerin interneti” olduğunu ifade eden yeni bakış açısını duyurdu. Özetle diyor ki:
“Her ne kadar sahip olduğumuz nesneler kulakları (kayıt cihazları), gözleri (kameraları), sesleri (hoparlörleri) ve hatta bazılarının dokunma hissi olsa da, bu silikon sinir sistemi tüm bu bilgileri aynı anda çok daha fazla beyne gönderiyor. Sonuç olarak kişiye özgü deneyimi keyifli olmaktan çıkarıp kullanışsız hale getiren şirket platformları, şehir platformları, kamu platformları ve bireysel platformlar ortaya çıkıyor. Oysa ki tek cihazlı, tek amaçlı ve kapalı sistemlerde çalışan uygulamalar (hem ticari hem de tüketiciye yönelik) yaşamlarımızı zenginleştirmez. Bazıları reklam amaçlı bile olabilirler.”
Asıl güçlüğün bu beyinler arasında ‘bağlantı’ kurmak olduğunu ifade eden Dassault Systèmes, üreticiler, haberleşme sağlayıcılar ve kullanıcıların ‘şeylerini’ tek bir basit görsel ortamda görmesine, analiz etmesine, tablo haline getirmesine, programlamasına ve optimum hale getirmesine izin veren deneyimlerin interneti için güçlü çözümler geliştirdiğini açıklamış. Bu çözümler, şirketlerin anlamlı ve kişiselleştirilmiş deneyimler sunabilmek için müşteriye özel davranışları izlemesine ve anlamasına olanak tanıyormuş.
Devam ediyorlar:
“Bugün hale geliştirilmekte olan nesnelerin interneti, vaat ettiklerini her zaman yerine getirmeyen akıllı şeylerin internetidir. Şirketler müşterilerin deneyim taleplerini karşılamayan ‘şeyler’ ürettiklerinde, nesnelerin interneti tökezlemeye ve düşmeye mahkum olacaktır. Diğer yandan ‘deneyimsel düşünce’ yaklaşımını benimseyen şirketler, insanların yaşamlarını gerçek anlamda zenginleştirebilir. Ve deneyimlerin internetinin avantajlarından faydalanırlar.”
Dassault Systèmes Türkiye Ülke Müdürü Elif Gürdal‘ın yazdığı makalenin tam metnini aşağıda bulabilirsiniz.
Yepyeni bir eğilimle karşı karşıyayız: “Internet of Experience” yani deneyimlerin interneti
Bağlanabilirlik ve nesnelerin İnternetinin yeni iş süreçleri sunduğu bir çağda Dassault Systèmes, bir adım daha ileri giderek cazip ve bağlantılı deneyimler sunmak istiyor.
Dassault Systèmes, işinde yaşadığımız çağda artık “nesnelerin interneti”nin de ötesine geçtiğimizi yeni eğilimin ise “deneyimlerin interneti” olduğunu düşünüyor. Çünkü her sektörün, deneyim çağını tanımlayan ‘cazip deneyimler sunan’ tanımından, insanların yaşamını zenginleştiren ‘cazip ve bağlantılı deneyimler sunan’ tanımına doğru hızla dönüştüğüne inanıyor.
Her ne kadar sahip olduğumuz nesneler veya ‘şeylerin’ kulakları (kayıt cihazları), gözleri (kameralar), sesleri (hoparlörler) ve hatta bazılarının dokunma hissi olsa da bu silikon sinir sistemi tüm bu bilgileri tek bir beyne değil çok daha fazla beyne gönderiyor: sonuç olarak benim deneyimimi keyifli olmaktan çıkarıp kullanışsız hale getiren şirket platformları, şehir platformları, kamu platformları ve bireysel platformlar ortaya çıkıyor. Oysa ki tek cihazlı, tek amaçlı ve kapalı sistemlerde çalışan uygulamalar (hem ticari hem de tüketiciye yönelik) yaşamlarımızı zenginleştirmez. Bazıları reklam amaçlı bile olabilirler.
Deneyimlerin interneti için güçlü çözümler
Asıl güçlük, bu beyinler arasında ‘bağlantı’ kurmaktır. İşte bu yüzden Dassault Systèmes, üreticiler, haberleşme sağlayıcılar ve kullanıcıların ‘şeylerini’ tek bir basit görsel ortamda görmesine, analiz etmesine, tablo haline getirmesine, programlamasına ve optimum hale getirmesine izin veren deneyimlerin interneti için güçlü çözümler geliştiriyor. Çözümler, şirketlerin anlamlı ve kişiselleştirilmiş deneyimler sunabilmek için müşteriye özel davranışları izlemesine ve anlamasına olanak tanıyor.
Deneyimsel düşünceyi benimseyen şirketler kazanacak
Bugün hale geliştirilmekte olan nesnelerin interneti, vaat ettiklerini her zaman yerine getirmeyen akıllı şeylerin internetidir. Şirketler müşterilerin deneyim taleplerini karşılamayan ‘şeyler’ ürettiklerinde, nesnelerin interneti tökezlemeye ve düşmeye mahkum olacaktır. Diğer yandan ‘deneyimsel düşünce’ yaklaşımını benimseyen şirketler, insanların yaşamlarını gerçek anlamda zenginleştirebilir. Ve deneyimlerin internetinin avantajlarından faydalanırlar.
Yüksek teknoloji sektöründe müşteriler, Yüksek Teknolojili 3C Deneyimleri adını verdiğimiz ‘Bağlantılı’, ‘Bağlamsal’ ve ‘Sürekli’ deneyimler sağlamak için Dassault Systèmes ile çalışıyor;
- Bağlantılı: şirketlerin ürünlerine sensörler, aktüatörler ve ağ bağlantısını dahil etmeleri için yaygın bir uygulama haline gelmiştir ve bağlantılı ürünler, doğa ve yaşam potansiyelini serbest bırakmıştır.
- Bağlamsal: bu sürekli bağlanabilirliğin sonucunda ürün, kendi davranışını, gösterdiği içeriği ve sunduğu hizmetleri dinamik olarak uyarlayabilmekte ve bireyselleştirilmiş ve üst düzeyde özeleştirilmiş bir deneyim vaadini gerçekleştirmektedir.
- Sürekli: şirketler, eskimeyen keyifli deneyimler sunma sözünü tutmak amacıyla sadakat ve geri dönüşü artırmak için müşterileriyle kesintisiz temaslarını sürdürmek ister.
Deneyimlerin interneti, ürünlerin kendi ortamlarından ve kullanımlarından öğrendikleri ve buna göre uyarlandıkları eskimeyen bir deneyimi sürekli olarak zenginleştiriyor ve geliştiriyor. İster büyük endüstriyel ekipman ister küçük akıllı tıbbi cihazlar olsun akıllı nesnelerin basit ve sorunsuz bir şekilde bağlanmasını sağlıyor. Bu; sunulan hizmetlerin değerlerinin içinde sürekli olarak arttığı gerçek bir ekosistem geliştirmeyi olanaklı hale getiriyor. Dahası deneyimlerin interneti, insanların ürünlere ve nesnelere sahip olduğu bir ekonominin, bu ürün ve nesnelerin ihtiyaçlar temelinde talep üzerine kullanıldığı bir ekonomiye hızlı bir şekilde evrilmesini sağlıyor. Yeni katma değerli hizmetlerin geliştirilmesinin yanı sıra şirketler ve markaların ayak izlerini büyüterek yeni müşterilere ve pazarlara ulaşabilmelerine ve güçlü bir ürün kullanım izlenebilirliği sağlamalarına yardımcı oluyor. Şirketler yeni içerik, hizmetler ve yeni nesil ürünleri sürekli olarak öğrenebilir, uyarlayabilir, zenginleştirebilir ve geliştirebilir. Bu, gerçek zamanlı kullanımdan gelen büyük bir veri setinden edinilen zekadan faydalanılarak sağlanır.
Müşterileri ve iş ortaklarıyla birlikte çalışan Dassault Systèmes’in 3DEXPERIENCE platformu ‘dijital/sanal’ dünya ve ‘fiziksel/gerçek’ dünyayı tam anlamıyla birleştiriyor. Model tabanlı sistem mühendisliği becerilerinin gücünden faydalanarak sürekli deneyim değeri oluşturmaya olanak sağlıyor.
Bağlanabilirlik yoluyla bir ev cihazına sahip olma deneyimini değiştirmeyi hedefleyen Miele, bu hususta dikkate değer bir örnek. KogniHome projesinin bir parçası olarak Miele, üniversiteler ve diğer şirketlerle birlikte çalışarak akıllı uygulamaların mutfakta nasıl daha faydalı olabileceği konusuna eğilmekte Hedef, müşteriler için daha üst düzeyde bir konfor ve doğallık sağlamaya yardımcı olan bir ekosistem oluşturmak.
Dassault Systèmes’in eşsizliği, sanal olarak zenginleştirilmiş deneyimler ve gerçekçiliği artırılmış tasarımlar sağlamasındadır. Bir yandan ürün kullanımı bağlamında 3D verilere ve malzeme listelerine erişim olanağı sağlarken diğer yandan gerçek kullanımdan edinilen kavrayışları temel alan daha iyi ürün tasarımlarına olanak tanıyoruz. Tek bir platformu paylaşan şirketler buluşlar yapabilir (‘deneyimlerin internetine hazır’ tasarımları sanal olarak değerlendirme), operasyonlarını yürütebilir (dijital olarak zenginleştirilmiş operasyonlar), öğrenebilir (gerçek zamanlı deneyim optimizasyonu) ve geliştirebilirler (hassas veri açısından zenginleştirilmiş simülasyon).