KPMG’nin “2024 Küresel Metal ve Madencilik Sektörüne Bakış” raporuna göre sektördeki yöneticilerin neredeyse yarısı fırsatlardan yararlanmak için en önemli teknolojinin yapay zekâ ve makine öğrenimi olduğunu söyledi. Bunu yüzde 41 ile veri analitiği, yüzde 39 ile karbonsuzlaştırma teknolojileri, yüzde 32 ile bulut teknolojileri takip etti. Öte yandan katılımcıların yüzde 36’sı “faaliyetleriniz için hangi tür politikalar (veya düzenlemeler) en fazla risk arz etmektedir?” sorusuna “iş sağlığı ve güvenliği” yanıtını verdi. Katılımcıların sadece yüzde 28’i “AB Karbon Sınır Düzenlemesi Mekanizması gibi çevreyle ilgili ticaret kuralları” en fazla risk unsuru olarak gösterdi.
Günümüzde karbonsuzlaşma, metal ve madencilik şirketleri için operasyonel kusursuzluğun temelini oluşturuyor. KPMG, sektörün sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlama potansiyelini ve bu yolda karşılaşılan zorlukları kapsamlı bir şekilde ele almak amacıyla 450’den fazla üst düzey yöneticinin görüşleri ve sektörün önde gelen uzmanlarıyla yapılan röportajlara dayanarak, “2024 Küresel Metal ve Madencilik Sektörüne Bakış” raporunu hazırladı. Etkili karbonsuzlaşmanın iş verimliliği ve kârlılık üzerinde devrim niteliğinde etkiler yaratabileceğini gösteren rapor, karbonsuzlaşmanın sadece çevresel faydalar sağlamakla kalmayıp aynı zamanda operasyonel dönüşüm ve gelişim için de vazgeçilmez bir yatırım olduğunu ortaya koyuyor.
Raporda yer alan ankete katılanların yüzde 61’i şirketlerinin büyüme beklentileri konusunda iki yıl öncesine kıyasla kendinden daha emin olduklarını belirtiyor. Üçte ikisi, bu artan güvenin, kısmen şirketlerinin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma konusundaki iyimserliğinin artmasından kaynaklandığını ifade ediyor. Dolayısıyla karbonsuzlaşma, özellikle operasyonel dönüşüm projeleri ve sosyal işletme lisansı taahhütleri ile birleştirildiğinde önemli bir iş fırsatı sunuyor.
“Önümüzdeki beş yıl içinde şirketiniz için en büyük iş fırsatı olarak neleri görüyorsunuz?” sorusuna verilen “faaliyetlerimizin karbon ayakizini, teknoloji yatırımları yoluyla dönüştürme” ve “faaliyetlerimizin maliyet verimliliğini, teknoloji yatırımları yoluyla dönüştürme” yanıtları yüzde 47 ile ilk sırada yer aldı. Bunu yüzde 42 ile “yeni işletme modelleri geliştirme” ve yüzde 38 ile “yeni müşterilere ve piyasalara erişme” yanıtları takip etti.
“Sektörün emisyonlarını düşürmek için acilen harekete geçmesi gerekiyor”
Rapor sonuçlarını değerlendiren KPMG Türkiye Metal & Maden Sektör Lideri ve Şirket Ortağı Burak Yıldırım, “Karbonsuzlaştırma alanındaki dönüşüm, şirketlere daha fazla dayanıklılık, çeviklik ve sürdürülebilir bir ekonomik yapı sunma potansiyeli taşıyor. Bu yılki raporumuzda, şirketlerin bu değişimler karşısında nasıl bir yol izlediğine dair derinlemesine içgörüler sunuyor. Karbonsuzlaştırma hedeflerine ulaşmaya çalışırken aynı zamanda faaliyetlerinin maliyet etkinliğini artırmaya gayret eden bu şirketlerin önümüzdeki beş yıl için belirledikleri önceliklerini inceledik. Raporumuzda görüşlerini aldığımız yöneticiler ve uzmanlar etkili karbonsuzlaşmanın iş verimliliği ve kârlılık üzerinde önemli etkiler yaratabileceğini ifade etse de kaydedilen ilerlemelere rağmen, sektörün sera gazı emisyonları hala yüksek seviyelerde seyrediyor ve acilen harekete geçilmesi gerekiyor. COP28 ve COP29 Birleşmiş Milletler İklim Konferansı’nda vurgulandığı gibi, iklim eylemindeki yavaş ilerleme küresel hedefleri tehlikeye atıyor. Metal ve madencilik şirketleri, tedarik zincirindeki artan zorluklara rağmen düşük karbonlu süreçlerin geliştirilmesini hızlandırmalı. Raporumuz, yöneticilere ve paydaşlara bu zorlukların üstesinden gelebilmeleri için değerli sektör içgörüleri ve başarılı uygulamalar sunuyor.” dedi.
En etki yol karbonsuzlaşmayı kurumsal stratejilerinin bir parçası yapmak
Ankete katılan yöneticilerin yüzde 57’si karbonsuzlaşma hedeflerine ulaşmanın en etkili yolunun, bu hedefleri genel kurumsal stratejilerinin bir parçası haline getirmek olduğunu belirtiyor. Ancak, rapora göre önlerinde birçok zorluk bulunuyor. Metal ve madencilik sektörü yöneticilerinin, dalgalanan emtia fiyatları ve sürekli değişen talep koşulları arasında yeni üretim süreçlerini finanse etmek için milyarlarca dolar kaynak sağlamaları gerekiyor. Ayrıca, karbon dönüşümünü hayata geçirmek için gerekli kritik becerileri iş gücü piyasasında bulup işe kazandırmalarının da önemli bir öncelik olacağı öngörülüyor.
Kurumlar için yapay zekâ en önemli teknoloji olarak görülüyor
Yöneticilerin yüzde 55’i ise net sıfır emisyona ulaşmanın en etkili yolunun, çelik üretiminde karbon salınımını azaltan yeni teknolojilere yatırım yapmak olduğunu ifade ediyor. Kurumlar için yapay zekâ en önemli teknoloji olarak görülüyor. Yöneticilerin yüzde 43’ü, yapay zekânın şirketlerinin en büyük stratejik sorunlarından bazılarını çözmesine yardımcı olmak ve daha taktiksel amaçlar için kullanılacağını söylüyor. Ayrıca katılımcıların yüzde 45’i “fırsatlarınızdan yararlanmak için en önemli teknoloji türleri hangileri?” sorusuna yapay zekâ ve makine öğrenme teknolojileri şeklinde yanıt verdi. Bunu sırasıyla yüzde 41 ile veri analitiği, yüzde 39 ile karbonsuzlaştırma teknolojileri, yüzde 32 ile bulut teknolojileri, yüzde 30 ile 5G, yüzde 25 ile robotik proses otomasyonu, yüzde 24 ile jeoloji ve cevher kütle tespiti teknolojisi takip etti.
Teknolojilerin hayata geçirilmesinde en büyük engel beceri eksiklikleri
Buna karşın katılımcıların yüzde 47’si en yeni teknolojilerin hayata geçirilmesinde karşılaşılan en büyük engelin beceri eksiklikleri olduğunu belirtiyor. Sektördeki yöneticiler, hızlı değişen piyasa koşulları nedeniyle tedarik zincirindeki sorunları çözebilmek için bu alanda uzman kişileri işe almak zorunda. Ayrıca, emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar, mevcut duruma yeni bir karmaşıklık da katıyor.
Girdi fiyatlarındaki dalgalanma, madencilik şirketleri için daha önemli bir faktör
Katılımcıların yüzde 66’sı işletme risklerindeki artışın çıktı fiyatlarını daha dalgalı hale getirdiğini belirtiyor. Girdi fiyatlarındaki dalgalanma, madencilik şirketleri (yüzde 59) için metal şirketlerine (yüzde 46) kıyasla daha önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Ayrıca “faaliyetleriniz için hangi tür politikalar (veya düzenlemeler) en fazla risk arz etmektedir?” sorusuna katılımcıların yüzde 36’sı “iş sağlığı ve güvenliği” yanıtını verdi. Bunu yüzde 33 ile “iş kanunları ve iş gücü düzenlemeleri” takip etti. Katılımcıların sadece yüzde 28’i en fazla risk olarak “AB Karbon Sınır Düzenlemesi Mekanizması gibi çevreyle ilgili ticaret kuralları” görüyor.