Çevresel sürdürülebilirliğe ve net sıfır karbon etkisine ulaşmak için çalışmak, geçtiğimiz yıllarda iş dünyasının önemli zorunluluklarından biri haline geldi. Bu, en çok da teknoloji sektöründeki bizler için geçerli. Teknolojinin herkesin hayatını daha iyi hale getirdiği şüphe götürmemekle birlikte, çevresel etkilerini de fark etmemiz ve azaltmak için kararlı olmamız gerekiyor. Ne de olsa bilişim sektörü bir ülke olsaydı, dünyada en fazla sera gazı yayan beşinci ülke olurdu. Teknoloji şirketlerinin görevi inovasyonu teşvik ederken, bir yandan da bunu sürdürülebilir bir yaklaşımla vurgulamaktır.
Yazar: Intel EMEA IOT ve AI Satış Direktörü Ediz Altun
Verileri gezegenimizin dijital ilerlemesini sağlayan can damarı olarak kabul edersek, veri merkezini de onun atan kalbi olarak düşünülebiliriz. Veriler katlanarak artarken, onları işleme (ve barındırma) ihtiyacı da artıyor. İşletmeler yapay zekâ, bulut ve analitik gibi veri yoğun teknolojilerden yararlanmaya devam edecek, yani veri merkezlerinin önemindeki artış yavaşlama belirtisi göstermiyor. Bu tesisler dünya çapında elektriğin yüzde 2’sini tükettiğinden (2030’a kadar bu oranın yüzde 8’e çıkacağı tahmin ediliyor). Dolayısıyla veri merkezlerindeki sürdürülebilirlik giderek daha önemli bir hale geliyor.
Bu bağlamda, net sıfır geleceğe ulaşmak için üç alanda çaba göstermeye devam etmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Bunları aşağıda özetledik:
1) Tasarım ilkelerini yeniden tanımlamak
Intel olarak 2040 yılına kadar küresel faaliyetlerimizde net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşacağımızı kısa bir süre önce taahhüt etmiştik – bu taahhüdümüz, daha sorumlu, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir dünyaya ulaşmak için çıtayı yükseltmeye yönelik 2030 hedeflerimize dayanıyor. Bu hedeflere ulaşmamızı sağlamak için veri merkezine odaklanıyoruz.
Bu, herhangi bir veri merkezinin yapımını başlatan tasarım ilkelerini yeniden tanımlamakla başlıyor. Soğutucu olarak havanın kullanımı bunlardan en önemlisini teşkil ediyor, zira ekonomik ve çevresel açıdan giderek daha fazla sürdürülemez hale geliyor. Sıvı soğutmaya geçiş bize bu konuda yardımcı olacak gibi görünüyor:
Daldırmalı sıvı soğutmada, tüm dahili sunucu bileşenleri bir sıvıya batırılır. Bileşenler ve akışkan bir kaba alınır, kap kapatılır ve ardından bileşenlerden gelen ısı soğutucuya aktarılır. Bu işlem diğer yaklaşımlara göre çok daha az enerji gerektirir. Sıvı hale geldiğinde, ısıyı gerçekten yakalayabilirsiniz ki bu da onu sıcak hava olarak dışarı atmak zorunda kalmayacağınız anlamına gelir.
Kısa bir süre önce endüstrinin ilk açık fikri mülkiyetli (açık FM) daldırmalı sıvı soğutma çözümü ve referans tasarımını da tanıtmıştık. Müşterilerimizin bu avantajlardan hemen faydalanabilmeleri için çalışmaya başladık bile. Birlikte çalıştığımız bir veri merkezi tesisi bu şekilde tasarlandı. Şu anda ısıyı daldırmalı sıvı soğutma yoluyla yakalıyor ve meyve ve sebze yetiştirmek için kapalı çiftlik binalarına aktarıyor.
2) Bilgi işlem kaynaklarını yaymak
Sanal anahtarlama, güvenlik ve depolama gibi hizmetler, hayli fazla CPU döngüsü tüketebilir ve bu durum, veri merkezlerinin aşırı yüklenmesine ve aşırı ısınmasına neden olabilir. Dolayısıyla bilgisayar kaynaklarını yaymak için çalışmamız hayati önem taşıyor.
Son yıllarda, müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın veri merkezi verimliliğini artırmalarına ve CPU’yu devre dışı bırakarak güç tüketimini dağıtmalarına yardımcı olmak için bir veri merkezi altyapı işlem birimi (IPU) geliştirmek için çalıştık. En son IPU’muz, geleneksel olarak CPU üzerinde çalıştırılan ağ kontrolü, depolama yönetimi ve güvenlik gibi işlevleri boşaltmak için tasarlandı. Önümüzdeki yıl bu ilerlemeye yardımcı olmak için yeni ayrık grafik işlem birimlerini (GPU’lar) piyasaya sürmeyi de planlıyoruz.
Şirketlerin atabileceği bir başka adımsa, uç cihazlara daha düşük gecikme süresiyle daha hızlı içerik iletimi sağlamaya yardımcı olan uç nokta veri merkezlerine (bir ağın ucuna yakın konumlandırılmış daha küçük tesisler) doğru ilerlemektir. Uç bilgi işlem, iletilmesi gereken veri miktarını ve verilerin işlenmek için kat edeceği mesafeyi azaltarak enerji tüketimini azaltır.
3) Açık ve entegre bir ekosistem belirlemek
Veri merkezlerinin inşa edilme ve işletilme biçimini temelden değiştirmek için her şeyden önce açık ve entegre bir ekosisteme ulaşmak için çalışmalıyız. Kritik küresel çevre sorunlarını ele almak için, teknoloji endüstrisi genelinde işbirliğine dayalı bir yaklaşım benimsenmeliyiz.
İşte bu yüzden endüstri genelinde uygulanmasını basitleştirmek ve hızlandırmak için yeni daldırmalı sıvı soğutma çözümümüzü ve referans tasarımımızı açık FM haline getirdik. Intel Tayvan ortaklığında ve aşamalı bir yaklaşımla Tayvan ekosisteminin genelinde tamamlanacak olan ilk çözüm ve tasarım kavram kanıtlamanın küresel olarak ölçeklendirilmesi planlanıyor.
Veri merkezlerinin önündeki yol
Teknolojiye olan bağımlılığımız azalma belirtisi göstermediği için, veri merkezleri dünyadaki en önemli bilgi işleme ünitelerinden biri olmaya devam edecek. Bununla birlikte veriye olan iştahımız doyumsuz hale gelirken, veri merkezlerinin karbon ayak izlerini azaltmaya odaklanmamız da kritik önem taşıyor. Gerçekten sürdürülebilir olan değişimi sağlamak için, enerji arzı ve tüketimine ek olarak veri merkezi binası tasarımındaki ilerlemeleri de işbirlikleri yaparak keşfetmeliyiz.
Geleceğin veri merkezlerini oluşturmak, yalnızca çevresel etkiyi iyileştirmek için gereken verimli güç kullanımını sağlamakla kalmayacak, daha da fazla inovasyon ile sonuçlanacak olan yeni teknolojik yaklaşımlara ve ilerlemelere de hayat verecek.