Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) tarafından derlenen bilgilere göre Türkiye’de 2017 yılında bilişim pazarı büyüklüğünün 116,9 milyar TL olduğu ve yüzde 18,2’lik bir büyüme kaydettiği belirtildi.
Yazılım hizmeti danışmanlığı şirketlerinden Ereteam CEO’su Kutlay Şimşek, bilişim sektörünün ulaştığı bu rakamların dijital ekonomi hedefi için henüz yeterli olmadığını söyledi. Şimşek, 2030 yılına dek robotların ve yapay zekanın dünya genelinde 800 milyon kişinin elinden işini alacağı öngörüsünü hatırlatarak, ‘’Dijital ekonomi hedefi için gençlerimizi yeni çağın mesleklerine yönlendirmemiz ulusal çıkarlarımız için bir zorunluluktur’’ ifadelerini kullandı.
Dördüncü sanayi devriminin hayatımıza girmesiyle birlikte dijitalleşen yeni dünyada yazılım ve kodlama alanları da büyüme trendlerini hızlı bir şekilde sürdürüyor. Giderek büyüyen sektör gelecekte birçok kişiyi işsiz bırakacağı gibi geleceğin mesleklerini gündeme getiriyor. 2017 yılı verilerine göre dünyada 5 trilyon dolar hacme ulaşan bilişim sektörünün ana kollarından biri olan yazılımın küresel pazar büyüklüğü 3,5 trilyon dolar düzeyinde bulunuyor.
Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) tarafından yapılan araştırmaya göre ise Türkiye’de bu rakam 2017 yılında 116,9 milyar TL olarak gerçekleşti.
Türkiye’nin ilk yazılım hizmeti danışmanlığı şirketlerinden biri olan Ereteam’in CEO’su Kutlay Şimşek, TÜBİSAD tarafından yapılan araştırma sonuçlarını değerlendirerek, rakamlara bakıldığında Türkiye’nin yazılım ve bilişim alt yapısı bakımından diğer ülkelerin gerisinde kaldığını söyledi. Katma değeri yüksek kalemler arasında gelişme gösteren yazılım sektörünün henüz hedeflenen seviyelerde olmadığını dile getiren Şimşek, “Gençlerimizi, gelecekte yok olması beklenen meslekler yerine, geleceğin dünyasını inşa edecek alanlara yönlendirmemiz ülkemizin geleceği açısından kritik önem taşıyor. Ülkemizin hızlı bir büyüme yakalayabilmesi için dijital ekonomiye önem vermesi ve bunun ülke stratejisi haline dönüşmesi ulusal bir sorumluluktur” dedi.
“Gençleri geleceğin dünyasına yönlendirmeliyiz’’
“Beklenen gelecek geldi. Artık yeni bir çağ başlıyor. Gençlerimizi bugüne değil, geleceğin dünyasına hazırladığımızı unutmamalıyız.” diyen Şimşek, 19. yüzyılda yaşanan endüstri devriminin ardından 21. yüzyıla damgasını vuran bilgi ve iletişim çağının, teknoloji ve bilim alanında son yıllarda yaşanan muazzam ilerlemelerin etkisi ile yeni bir çağa kapı araladığını belirterek, “Sürücüsüz olarak hizmet verebilen otonom otomobilleri, otobüsleri, TIR’ları görmeye başladık. Karada, havada ve denizde otonom hareket edebilen dronları, robotları duyuyor hatta çevremizde görmeye başlıyoruz. Yapay zeka ve makine öğrenmesi alanlarında gerçekleşen ilerlemeler birçok sektörün iş yapma şeklini dönüştürmeye başladı. Önümüzdeki 2 yıl içinde, 47 milyar nesnenin internete bağlanacağı, IoT devriminin gerçekleşeceği öngörülüyor. Öte yandan kripto para birimlerinin teknolojisini oluşturan blok zinciri (blockchain) teknolojisi tapu kayıtlarından, kamu kurumlarının iş yapma şekline, noter hizmetlerine kadar çok sayıda iş alanında dönüşümü tetikliyor. 2030 yılına dek robotların ve yapay zekanın dünya genelinde 800 milyon kişinin elinden işini alacağı tahmin ediliyor. Lise ve üniversite eğitimimizi gözden geçirmemiz, ülkemizin en değerli insan kaynağı gençlerimizi, gelecekte yok olması beklenen meslekler yerine, geleceğin dünyasını inşa edecek alanlara yönlendirmemiz ülkemizin geleceği açısından kritik önem taşıyor.” değerlendirmesini yaptı.
‘’Eğitim alt yapısı şimdiden kurulmalı’’
Kutlay Şimşek, “Bilişim ve teknoloji alanlarında yaşanacak ilerlemeler yeni mesleklerin ortaya çıkmasına sebep olacak. Ülkemizin bu alandaki kalifiye personel ihtiyacı her yıl katlanarak artarken, gelişen ve gelişmekte olan ülkelerin de aynı şekilde kalifiye çalışan açıkları büyüyecek. Dolayısı ile yetişmiş iş gücümüzün yurt dışına gitmesi riski ile de karşı karşıyayız. Genç nüfusumuzu işsizliğin kucağına atacak mesleklere yönelmek yerine geleceğin en geçerli meslekleri arasında yer alacak bilişim ve teknoloji alanlarına yönlendirmemiz ulusal çıkarlarımız için bir zorunluluk. Yeni dönemde kodlama ve robotik eğitimi en geç lise döneminde başlamalı. Hükümetin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Yüksek Öğrenim Kurumu’nun ve ailelerin yaklaşan yeniçağı ciddiye almaları ve planlarını buna göre yapmaları gerekiyor. Hükümetin ve ilgili kurumların gerekli adımları atmaması halinde, çok değil bundan 5 yıl sonra yazılım şirketleri yüksek ücretlerle dahi çalıştırabilecek iş gücü bulmakta sıkıntı çekecekler. Bunu bir ülke stratejisi haline dönüştürmeliyiz. İnsan kaynağımızı gerçek manada yazılım hizmeti ihracatı unsuru olarak kullanabiliriz. İyi yazılımlar geliştiriyoruz ama bunu daha geniş bir alana yaymalıyız. Bunu başarabilirsek, Türkiye dijital endüstride ekonomik açıdan önemli bir pay alacak. Özellikle bunun ülkemize şu süreçte çok büyük katkısı olacaktır. Önümüzde Hindistan gibi yazılım sektörüyle hızla büyüyen bir örnek var. Türkiye Bilişim Fonu’nu kurmalıyız ve bu fon, şirketlerin desteklenmesi ve yeni pazarlara açılmalarında devreye girmeli. Bilişim Üniversiteleri kurmalıyız. Örnekleri dünyada çok var. En önemli unsur teknoloji stratejisi belirlemek ve dünyanın yaşayacağı iş gücü açığını fırsata çevirebilmek” diye konuştu.