Küresel iş dünyasında halen kuruluşların üçte biri en az bir iş biriminde düzenli olarak yapay zekayı kullanıyor. Aynı zamanda her 5 kişiden 2’si, son gelişmeler ışığında teknolojiye olan yatırımlarını artıracaklarını söylüyor.
Uluslararası işe alım şirketi Michael Page’in 2024 Yetenek Trendleri raporunun iş yerinde yapay zeka kullanımı ile ilgili verileri dikkat çekiyor. Türkiye dahil 37 ülkede 50.000 katılımcının görüşlerinden derlenen bu rapora göre, yapay zekâ iş dünyasının geleceğini dönüştürürken, çalışanlar hem yeni fırsatlar hem de belirsizliklerle karşı karşıya kalıyor.
Michael Page Türkiye Genel Müdürü Fatih Cömert, “İş yapma şeklimizde devrim yaratan ve kariyer planlarımızı yeniden şekillendiren, yeni yapay zekâ araçlarının keşfiyle iş dünyası sarsıcı bir değişimden geçiyor. Bu dönüşüm, çalışanları etkili yeni araçlarla güçlendirirken şirketleri üretkenliği artırmak için bu değişiklikleri benimsemeye teşvik ediyor. Aynı zamanda firmaların, kişisel verileri korumak ve fikri mülkiyet haklarına saygı göstermek gibi etik ve yasal sınırlamalara dikkat etmesini gerektiriyor.” diyor ve Yetenek Trendleri Raporunda iş yerinde yapay zeka kullanımının Türkiye’deki sonuçlarını şöyle özetliyor.
“Araştırmada elde edilen bulgulara göre, Türkiye’de yapay zekânın iş gücü üzerindeki etkisi giderek daha belirgin hale geliyor; çalışanların üçte ikisi yapay zekânın uzun vadeli kariyer planlarını önemli ölçüde şekillendireceğine inanıyor ve bu oran Avrupa ortalamasından oldukça yüksek. Bu görüş, yapay zekâ kaynaklı dönüşümlerin yaşanma potansiyelinin en belirgin olduğu özellikle, finansal hizmetler, perakende ve FMCG (Hızlı Tüketim Ürünleri) gibi sektörlerde güçlü şekilde kendini gösteriyor. Ancak Türkiye’deki herkes uygulamalı yapay zekâ deneyimi konusunda aynı fikirde değil. Türkiye’de çalışanların yalnızca dörtte biri yapay zekâyı mevcut görevlerinde kullandıklarını söylüyor; bu durum, yapay zekânın potansiyelini kabul edenlerle günlük bazda onu işinde kullanan çalışanlar arasında büyük bir uçurum olduğu anlamına geliyor. Yapay zekânın kariyer beklentileri üzerindeki etkisi ise demografik özelliklere göre değişiklik gösteriyor. Türkiye’deki daha genç çalışanların, özellikle de 20’li yaştakilerin, yapay zekânın uzun vadede kariyer planlarını önemli ölçüde etkileyeceğine inanma olasılıkları daha yüksek. Bu kuşak bazlı ayrım, Türkiye’de iş gücünde yer alan herkesin yapay zekâ destekli bir geleceğe hazır olmasını sağlamak için hedefe yönelik eğitimlere ve yetenek geliştirme programlarına olan ihtiyacın altını çiziyor.” (Yapay zekânın uzun vadeli kariyer planlarını etkileyeceğine inananların yüzdesi 20’li yaşlar yüzde 79, 30’lu yaşlar yüzde 69, 40’lı yaşlar yüzde 65, 50’li yaşlar yüzde 59)”
Bu araştırmanın, Türkiye’de kuruluşların yapay zekayı günlük operasyonlarına entegre etmeye başladığına ilişkin ip uçları verdiğini vurgulayan Cömert, işverenlere şu önerilerde bulunuyor:
Yapay zekâ deneyimi konusundaki uçurumu kapatın: Yapay zekâ hakkında bilgi sahibi olmak ile onu fiilen kullanmak arasında büyük bir fark gözlemleniyor. Her seviyedeki ve departmandaki çalışanların yapay zekâyı uygulamalı olarak deneyimlemelerine yardımcı olmak için hedefe yönelik eğitim ve yetenek geliştirme programları sunun.
İnsan unsurunun gerekliliğini vurgulayın: Yapay zekâ iş yerini dönüştürürken, insana özgü becerilerin ve uzmanlığın kattığı benzersiz değerleri de unutmayın. Teknoloji anlayışının yanı sıra işbirliğine, empatiye ve eleştirel düşünceye değer veren bir iş yeri kültürünü teşvik edin.
Yapay Zeka Entegrasyonunda başarı, onu kullanan kişilere bağlıdır: Personelinizi yapay zekanın faydaları ve etik kullanımı konusunda düzenli olarak bilgilendirmeye ve eğitmeye devam edin.
Şirket olarak, yapay zekanın faydalarını ilk elden deneyimleyip, ekip olarak yeteneklerini daha fazla geliştirerek, müşteriler ve adaylarla daha güçlü ilişkiler kurmaya odaklandıklarını ifade eden Cömert;
“Yapay zekadan başarılı bir şekilde yararlanmak için, ondan en fazla verim sağlayabilecek alanlara odaklanmak önemlidir. Yapay Zekayı işinize entegre ederken, yaptığınız her şeyin merkezinde insanın kalmasına öncelik vermek işte verimi arttırıyor ” diyor.