Türkiye ekonomisinin büyümesinde stratejik öneme sahip bilgi teknolojileri, iletişim ve elektronik sektörlerinin güçlü ortak sesini temsil etmek üzere TBV, TÜBİSAD ve TESİD’in birlikteliği ile 2011 yılında kurulan “Dijital Türkiye Platformu” (DTP), AB Türkiye Delegasyonu ve üyesi oldukları “Digital Europe” ile “COVID- 19 Döneminde Bilişim Teknolojileri ve Dijital Becerilerin Rolü – AB ve Türkiye Vizyonu” konulu bir çevrim içi etkinlik düzenledi.
Etkinlikte Dijital Türkiye Platformu ve TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı, AB Türkiye Delegasyon Başkanı Büyükelçi Christian Berger, Digital Europe Genel Direktörü Cecilia Bonefeld Dahl, TÜBİSAD Başkanı Erman Karaca, TESİD Yönetim Kurulu Başkanı C. Müjdat Altay söz aldılar.
22 Haziran 2020 tarihinde gerçekleştirilen toplantıyı yöneten Dijital Türkiye Platformu ve TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı, konuşmasında, son yıllarda sıkça sözünü ettiği ve teknolojik gelişmelerin yol açmasını beklediği büyük kırılmanın gözle bile görülemeyecek kadar küçük bir virüs tarafından gerçekleştiğini ve kişisel ve toplumsal hayatlarımızı, iş dünyasını bir anda etkisi altına aldığını belirtti. Tüm yerleşik düşünce sistemlerini, kurumları, metotları önemli ölçüde değiştirecek bu kırılmanın dünya üzerinde hiç kimse için “konfor alanı” diye tanımlanacak bir alan olmadığını düşündürdüğünü ifade etti. Günümüzün teknolojik imkanlarının sağladığı gelişme sayesinde sağlık, eğitim, iletişim, tedarik zinciri gibi önemli sorunların dijital yöntemlerle önemli ölçüde sürdürülebilmesinin bu dönem elimizdeki en önemli değer olduğunu söyledi.
AB Türkiye Delegasyon Başkanı Büyükelçi Christian Berger, “COVID-19 krizi tüm dünya vatandaşları ve iş dünyası için iletişim ve birlikte çalışmanın önemini gözler önüne sermiştir. Üye ve aday ülkelerimiz ile yatırım alanlarımız konusunda çalışmalarımıza ağırlık vererek dijital servisler ve inovasyonlardan tüm Avrupa ülkelerinin faydalanmasına ağırlık vereceğiz.” dedi.
Digital Europe Genel Direktörü Cecilia Bonefeld Dahl ise konuşmasında Avrupa genelinde etkilenmenin boyutlarından bahsetti ve dijital dönüşümün, bu krizin ortaya çıkardığı en önemli gerçek olduğunu söyledi. Yatırımların özellikle bu alana yönelmesinin, bağlanabilirliğin 5G ile güçlenmesinin, Nesnelerin İnterneti ile sağlanacak enerji tasarrufunun, dijital yeteneklerin tüm toplum ve iş dünyasında gelişmesinin, ekonomilerin belkemiği olan KOBİ’lerin finansal olarak ve vergi sistemi ile desteklenmesinin önemine dikkat çekti. Dijital Türkiye Platformu ile olan ilişkileri dolayısıyla bilgi sahibi oldukları Türkiye BİT sektörünün yeteneklerinin bu yolda önemli rol alabileceğini belirtti.
TÜBİSAD Başkanı Erman Karaca ise Türkiye BİT sektörünün mevcut durumu hakkında bilgi aktarırken Türkiye’nin bilgi ve iletişim teknolojileri açısından durumuna bakıldığında birçok ülkenin ilerisinde olsa da en önde giden ülkelerle arasında epey mesafe olduğunu belirtti. “Türkiye’nin bu ortalama performansını biraz ayrıntılı incelersek, ülke içinde yeni teknolojilerden yararlanma kapasitesinin bölgelere, sektörlere ve firma tiplerine göre büyük farklılıklar gösterdiğini görüyoruz. Ekonomik ve toplumsal hayatın normale dönmesinde en büyük etken teknoloji olacak. Salgın sonrası ekonomik düzen teknolojinin kullanımına eskisinden çok daha bağlı olacak. Salgının ekonomimizde yaratmış olduğu etkinin giderilmesinde para ve maliye politikaları kadar teknoloji politikaları da önemli olacak. Bugünlerde Türkiye’nin ciddi bir teknolojik hamle paketi açıklamasına ihtiyacı var. Salgının yol açtığı zararın atlatılmasında bilgi ve iletişim teknolojileri anahtar rolü oynayacağına göre bu alandaki performans açığımızı en kısa sürede kapatma gayretinde olmamız gerektiği aşikâr.” diyerek görüşlerini bildirdi.
Etkinlikte Türkiye’nin elektronik ve bilgili iletişim teknolojileri (BİT) alanında bölgenin lojistik, üretim, Ar-Ge üssü olabileceğine dikkat çeken TESİD Yönetim Kurulu Başkanı C. Müjdat Altay, şunları kaydetti: “Bugün özellikle ülkemizde dijitalleşme alanında yürürlükte olan politika ve stratejiler, gerçekten de elverişli ve rekabetçi bir yatırım ortamı sunuyor. Türkiye’nin yarısı 32 yaşının altında olan 31 milyon çalışan nüfusu var. Gelişmiş bir Ar-Ge ekosistemimiz ve teşvik programımız var. 200’ü aşkın üniversitemizde mühendislik her zaman en tercih edilen disiplin. Dolayısıyla dijitalizasyon için çok iyi bir kaynağımız var. Elektronik ve BİT alanında yazılım, donanım ve teknik servislerde güçlü bir yeteneğe sahibiz. 1240 Ar-Ge merkezi, 370 tasarım merkezi ve 85 teknoloji geliştirme bölgemiz faal olarak çalışıyor. Diğer taraftan EUREKA ve H2020 programlarında AB ile başarılı iş birliğimiz var. 181 EUREKA ve Horizon 2020 projesinde Türkiye’den 1300’ü aşkın katılımcı teknoloji geliştiriyor. Bu iş birliğinden tüm tarafların memnun olduğunu ve sahip oldukları yetkinlik ve inovasyon gücünü en iyi şekilde değerlendirdiklerini biliyorum. Araştırmalar COVID-19 salgınının sebep olduğu ciddi küresel sağlık sorunlarından sonra en ciddi etkilenmenin lojistik alanında olduğunu gösteriyor. Digital Europe’un bir çalışmasında tedarik zincirinin yüzde 74 seviyesinde olumsuz etkilendiğini belirtiliyor. Bu alanda atılacak ciddi adımlar, alınacak tedbirler olacak. Türkiye hem konumu hem de diğer yetkinlikleri ile ‘yeni normal’de bölgenin lojistik, üretim ve Ar-Ge merkezi olmak üzere istekli. Bu alanda gayretli çalışmalarını sürdürüyor. Bu noktadan hareketle AB ile dijital teknolojiler üzerindeki iş birliğimizi geliştirerek tüm paydaşlar için çok daha iyi sonuçlara ulaşabileceğimize inanıyorum.”