Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) tarafından hazırlanan “Türkiye’nin Dijitalleşme Endeksi Raporu”na göre Türkiye’nin dijitalleşme notu 2019’da 5 üzerinden 2,94 iken 2020’de 3,06’ya yükseldi. Türkiye, endeksin tüm bileşenleri itibariyle geçen seneye kıyasla bir iyileşme göstermiş olsa da uluslararası kıyaslamada dijitalleşmede “ortalama” kategorisinde yer aldı. Raporun değerlendirildiği toplantıda Türkiye’nin önüne açılan yeni fırsatlardan yararlanabilmesi için dijital dönüşüm konusunda hızla mesafe alması gerektiğine dikkat çekildi.
Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) Türkiye ekonomisi ve toplumunun dijitalleşme durumunu inceleyen “Türkiye’nin Dijitalleşme Endeksi Raporu”nu bilişim sektörünün temsilcileri ve Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır’ın da katıldığı bir toplantıda kamuoyuyla paylaştı. Özel sektör ve kamu temsilcilerinin görüşleri, iş dünyası mensupları tarafından doldurulan anketler ve 139 ülkeden alınan verilerin analiz edilmesiyle oluşturulan rapor, dönüşüm, ekosistem, yeterlilik, kullanım olmak üzere dört ana bileşen ve 10 farklı boyutta Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi’ni ortaya koyuyor.
Türkiye’nin dijital dönüşüm notu
Her sene tekrarlanacak olan bu endeks çalışması, Türkiye ekonomisinin ve toplumun dijital dönüşümün hangi noktasında olduğunu, Türkiye’nin dijital dönüşüm performansını, performansı olumsuz etkileyen faktörleri ve performansı yükseltmek için yapılması gerekenleri ortaya koyuyor.
Raporda, Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2019’da 2,94, 2020’de ise 3,06 olarak hesaplanıyor. 1 ile 5 arasında bir puanlamanın yapıldığı değerlendirmede Türkiye’nin notu “ortalama” olarak tanımlanıyor. 2019’dan 2020’ye bir iyileşmenin olduğuna dikkat çeken TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı K. Erman Karaca, “Bilgi ve İletişim Teknolojileri alanında yaşanan gelişmelerin, ekonomik ve sosyal hayatın tüm alanlarında önemli dönüşümlere yol açtığını hepimiz gözlemliyoruz. Bunun belki de en çarpıcı göstergesi, tüm dünyayla birlikte yaşadığımız COVID-19 salgını süreci oldu. Salgınla mücadelede ve eğitimden ekonomiye hayatın olağan akışının devam ettirilmesinde bilgi ve iletişim teknolojileri çok önemli roller oynadı. Türkiye’nin bilgi ve iletişim teknolojileri açısından durumuna baktığımızda, birçok ülkenin ilerisinde olsa d, en önde giden ülkelerle arasında epey mesafe olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin bu ortalama performansını biraz da ayrıntıda incelersek, ülke içinde yeni teknolojilerden yararlanma kapasitesinin bölgelere, sektörlere ve firma tiplerine göre büyük farklılıklar gösterdiğini görüyoruz” diye konuştu.
“Türkiye’nin ciddi bir teknolojik hamle paketine ihtiyacı var”
Karaca “Ekonomik ve toplumsal hayatın normale dönmesinde en büyük etken teknoloji olacak. Salgın sonrası ekonomik düzen teknolojinin kullanımına eskisinden çok daha bağlı olacak. Salgının ekonomimizde yaratmış olduğu tahribatın telafisinde para ve maliye politikaları kadar teknoloji politikaları da önemli olacak. Bugünlerde Türkiye’nin ciddi bir teknolojik hamle paketi açıklaması ile;
İlk etki olarak, finansal piyasalara çok olumlu bir mesaj verilmiş olacak. Bu yolla yatırımcı güveninin oluşmasında önemli bir hamle yapılmış olacak.
İkinci olarak, böyle bir paket, salgında zor duruma düşmüş olan KOBİ’lerimizin ve esnafımızın yaralarını sarmakta önemli olacak.
Üçüncü olarak, teknoloji hamlesi, ülkemizi salgın sonrasında hızla ayağa kaldıracak; hem ekonomik hem toplumsal hayatın normale dönmesini hızlandıracak.
Dördüncü olarak, dijital donanım ve yazılım altyapısının güçlendirilmesi hem ekonomik hem de sağlık sistemini güçlendirerek, salgının yeniden başlaması gibi istenmeyen durumlar karşısında bünyemizi kuvvetlendirecek.
Salgının yol açtığı zararın atlatılmasında bilgi ve iletişim teknolojileri anahtar rolü oynayacağına göre, bu alandaki performans açığımızı en kısa sürede kapatma gayretinde olmamız gerektiği aşikâr. Açıkladığımız bu endeksin, Türkiye’nin dijitalleşme performansına önemli katkıları olmasını diliyorum.” dedi.
Toplantının Panel kısmında konuşma yapan TÜBİSAD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali Akarca, “Türkiye’de bireylerin günde ortalama üç saatlerini internet ve sosyal medyada geçirdikleri bir ‘bireysel dijital tüketim’ toplumunda yaşıyoruz. Bireyselde de bilgi teknolojilerini cihaz veya sosyal medya kullanımının dışına taşıyarak; iş modellerinde, girişimcilik ekosisteminde dijital teknolojilerin getirdiği yenilikleri hayata geçiren, ekonomide katma değer yaratan, ‘bireysel dijital üreticilere’ geçiş̧ sürecini desteklemeliyiz” dedi. Akarca ayrıca ülke nüfusunun yüzde 66’sının e-Devlet Kapısı’nda sunulan 5 bin 180 hizmeti kullandığına ve 2023 de bu yüzdenin 80’e ulaşmasının hedeflendiğini belirterek “Bu, gelecek üç̧ yıl içinde neredeyse erişkin olan tüm bireylerin dijital hizmetleri kullanacağını gösteriyor. Sosyal güvenlik hizmet dökümünden, dava dosyası, vergi borcu, tapu bilgileri sorgulamaya kadar gündelik hayatımızı kolaylaştıran birçok dijital hizmete e-Devlet’ten ulaşabiliyoruz. Bu da bizlere gösteriyor ki kamu kurumlarımızda birçok başarılı ve dünyaya örnek olacak uygulama hayata geçiyor. Ülkemizin özellikle e-Devlet hizmetlerinde kat ettiği ilerleme ve teknoloji kullanımındaki kabiliyeti dünya standartlarındadır. Ülkemizde kamu kurumlarının dijital dönüşümü takdire değerdir. Özel kurumlar başta olmak üzere dijitalleşmede kamuyu yakalamamız gerekiyor” dedi.
Panelde söz alan TÜBİSAD Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Urçar da “Türkiye ekonomisi için asıl kritik olan geleneksel ve başarılı şirketlerin dijital dönüşümü başarabilmeleridir. Ana omurga dönüşemezse, dijital bir ekonomi olabilmemiz ve global rekabette hak ettiğimiz noktaya gelebilmemiz olanaksız. Madalyonun öbür yüzünde de startup ekosistemi var. Büyük bir hızla dijital doğanların sayısını artırmalı ve başarılı olma şanslarını artıracak iklimi oluşturmalıyız. Adım adım başarılı global girişimler doğuracak bir teknoloji ekosistemini oluşturmak, ülke olarak en stratejik hedeflerimizden biri olmalıdır. Son olarak da tüm bu dijital dönüşüm hamlesini bir teknoloji inisiyatifi olarak görme yanlışlığına düşmemeliyiz. Bu stratejik dönüşümün odağında insan var. Dijital okuryazarlık ve yetkinlik artışı, en önemli hedeflerimizden biri olmalı, eğitim ve öğretim politikalarımızı buna göre güncellemeliyiz” dedi.
Raporu hazırlayan ve sunan Namık Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit İzmen salgın sonrası dünyada Türkiye’nin önüne açılan yeni fırsatlardan yararlanabilmesi için dijital dönüşüm konusunda hızla mesafe alması gerektiğine dikkat çekti. İzmen, Türkiye’nin Dijital Dönüşümü için raporda öne çıkan kısıtlar ve çözüm önerileri hakkında aşağıdaki açıklamalarda bulundu:
Bilgi ve İletişim Teknolojilerine Yönelik Vizyon İhtiyacı: Firmaların yüzde 48’i, hem kamuda hem de özel sektördeki vizyon eksikliğini en önemli 5 kısıttan biri olarak görmektedir. Devletin bu konuda farkındalığın olması yeterli değil. Tüm toplum olarak bu sürece hazır olmak gerekiyor.
Öneriler:
– Dijital dönüşümün gerekliliğinin en üst düzeyde sahiplenilmesi ve dijitalleşme politikalarının sadece kamu değil tüm ülke için tasarlanması
– Düzenlemelerin uluslararası standartlara uyumlu olması
– Düzenlemelerin sektörel farklılıklar dikkate alınarak oluşturulması
– Kamu kurum ve kuruluşlarının projelerinde bir bütünlük içerisinde hareket etmesi
– İnternete erişim konusunda mümkün olduğunca özgürlükçü bir yaklaşım benimsenmesi
Girişimci Ekosisteminin Geliştirilmesi: Sektörün yüzde 33’ü girişimci ekosistemin gelişkin olmayışını dijitalleşmenin önündeki önemli kısıtlardan biri olarak görmektedir.
Öneriler:
– Rekabet ortamının, özellikle kamu alımlarında, iyileştirilmesi
– Firmaların kurumsallaşmalarının desteklenmesi
– Teşvik sisteminin aktif olarak kullanılması ve vergi indirimi ve muafiyeti ile sektörün desteklenmesi
– Teknoloji ve Ar-Ge desteklerinin tasarımında odaklanmış bir Ar-Ge politikası izlenmesi
– Yüksek teknolojili ürün ve hizmet geliştirme konusunda başarı olasılıkları yüksek projelerin desteklenmesi
– Düzenlemelerde ve vergi oranlarında uluslararası eğilimlerin dikkate alınması
Altyapının İyileştirilmesi: Fiber altyapının gelişmesi tüm ekonomiyi dönüştürecektir.
Öneriler:
– Devletin ortak altyapı konusunda kolaylaştırıcı ve hızlandırıcı bir rol oynaması
– Farklı bakanlıklara bağlı kamu kurumlarının altyapı imkanlarının optimize edilmesi
– Veri saklama ve işleme maliyetlerinin düşürülmesi için firmaların platformlar aracılığıyla hareket etmesinin sağlanması
– Altyapının geliştirilebilmesi için rekabet ortamının iyileştirmesi
Nitelikli İşgücü Kaynağının Geliştirilmesi: Firmaların yüzde 73’ü nitelikli işgücü eksikliğini en önemli beş kısıttan biri olarak görmektedir.
Öneriler:
– Dijital okuryazarlığı artırmaya yönelik çalışmaların yapılması
– Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın dijital yetkinliklerin geliştirilmesi, üniversite-sanayi işbirliği, Ar-Ge ve TÜBİTAK destekleri çerçevesinde yürüttüğü faaliyetler önem kazanmaktadır
– Eğitim ve insan kaynağı iyileştirmelerinin sadece Türkiye’nin değil bölgenin de ihtiyaçları göz önünde bulundurularak yapılması
– Lise ve üniversitelerde müfredatın sektörün ihtiyaçları dikkate alınarak değiştirilmesi, güncellenmesi ve yeni programların açılması
– BİT alanında kadın istihdamının teşvik edilmesi
– Dijital yetkinlikleri yüksek kişilerin ülkede kalmasını sağlayacak ve yurtdışından insan kaynağını çekecek ücret ve göç politikalarının geliştirilmesi
Ekonomik ve Toplumsal Dönüşümün Sağlanması: Son yıllarda yaşanan ekonomik zorluklar, özellikle TL’nin değerindeki düşüş teknoloji yatırımları üzerinde olumsuz etki yaratmıştır. Salgının firmalar üzerinde yarattığı finansman baskısı, teknoloji yatırımlarının istense de ertelenmesine neden olabilecektir.
Öneriler:
– Farklı sektörlerin ihtiyaçları ve öncelikleri farklı olsa da öncelikli olarak makro çerçevenin iyileşmesi ve rekabet ortamının sağlanması
– Yerli tedarikçileri güçlendirmek ve dijital dönüşümü hızla yapmak seçenekleri arasında her iki alanda da eş zamanlı hareket etme ihtiyacı
– Veri ölçeğinin büyütülmesi ve ağ etkisinden yararlanmak için şirketleri bir araya getiren modellerin geliştirilmesi
– Dijital dönüşüm ile tüketim kalıpları, alışkanlıkları ve biçimleri değişmektedir. Dijital ürünlere talep için dijital okur yazarlığın yaygınlaştırılması
– Tüm toplumu kucaklayacak kapsamlı bir eğitim ve farkındalık seferberliği başlatılması
– Bu seferberlikte Sivil Toplum Örgütlerine de önemli görevler düşmektedir.
KOBi’lerde Dijital Dönüşüm Süreçlerinin Desteklenmesi: Dijital dönüşümün olumlu etkileri kadar tahripkâr etkilerinin de en yoğun hissedileceği kesim KOBİ’lerdir.
Öneriler:
– Dijital dönüşümün gereklilikleri ve süreçleri konusunda KOBİ’lerin bilgilendirilmesi
– Geleneksel iş yapış biçimlerinin değiştirilmesi için KOBİ’lere dijitalleşme için destek verilmesi
– KOBİ’lerin ölçek ekonomisinden yararlanabilmesi için KOBİ’leri bir araya getirecek iş modellerinin geliştirilmesi ve teşvik edilmesi
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.