Türkiye’nin de içinde bulunduğu 23 ülkede yapılan araştırma sonuçları, yedi etkenin değişimi yönlendirmekte gerekli olduğunu vurguluyor.
Oracle ve WHU – Otto Beisheim İşletme Fakültesi tarafından yapılan yeni bir araştırma, doğru teknolojinin yedi temel etken ile birlikte uygulamaya konulması halinde işletme verimliliğinin üçte iki oranında arttığını gösteriyor. Bu araştırmaya göre birçok kuruluş doğru teknolojilere yatırım yapıyor ancak gereken kültür, beceri ve davranışlara sahip olmamaları nedeniyle de bu yatırımlarından tam anlamıyla faydalanamıyor. Çalışma ayrıca teknolojinin bu belirlenen yedi etken olmadan hayata geçirilmesi halinde işletme verimliliğinin sadece beşte bir oranında arttığını da ortaya koyuyor.
Bu yedi temel etken şunlar. veri odaklı karar verme, esneklik ve değişimi benimseme, girişimcilik kültürü, ortak dijital vizyon, kritik düşünme ve sorgulama, öğrenim kültürü ve açık iletişim ve işbirliği.
Yapılan bu yeni araştırmada 850 İK Yöneticisinin yanı sıra 5.600 çalışana da dijital çağda rekabetçi bir avantaj elde etmek için kuruluşların neler yaptığı soruldu. Alınan cevaplar, işletme verimliliğine erişmenin, değişime ayak uydurabilecek çevik bir kuruluş haline gelme açısından kritik olduğunu ortaya koyarken işletmelerin yüzde 42’si, işletme verimliliğine erişildiğinde kuruluşun performansında genel bir artış görüldüğünü belirtiyor.
“Değişimin temposu, günümüz ikliminde kuruluşlar açısından hiç olmadığı kadar önemli bir hal aldı” diyor WHU – Otto Beisheim İşletme Fakültesi’nin Endüstriyel Organizasyon ve Mikroekonomi Bölümü’nden Wilhelm Frost. “Uyum yetkinliği ve çeviklik, rekabette ön plana çıkmak ve pazarda lider ürünler sunmak istiyorlarsa kuruluşlar için oldukça önemli. Uyum gösterebiliyor olmak müşteriler için daha iyi bir destek anlamına geliyor ve müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamak için de uyum gösterebilmek gerekiyor. Bu özellik ayrıca şirketleri daha da ileriye taşımak için gerekli becerilere sahip çalışanları cezbetmesi ve elde tutması açısından da önemli bir etken. Değişimin aralıksız temposu için hazır olmayan şirketlerse günümüzün dijital pazar yerinde geçerli beceriler için rekabet edemeyeceklerdir.”
Araştırma, dünyanın dört bir yanındaki işletme liderlerinin üçte birinin halihazırda yetenekleri cezbedecek veya bu yetenekler için rekabet edecek bir şekilde çalışmadıkları kanaatinde olduğunu göstermiştir. Bu oran, Hindistan, Brezilya ve Çin gibi ülkelerdeki işletme liderlerinde ise yarıya kadar çıkmaktadır. Öte yandan dünyanın dört bir yanındaki çalışanların dörtte biri, işlerini makinelere kaptırmaktan endişe duyuyor.
“Bu çalışma, İK bölümlerinin ortaya çıkıp işgücünü teknolojiyi hayata geçirmenin sağlayacağı verimlilik faydalarına olanak sağlayacak şekilde dönüştürmesi önündeki fırsatları ortaya koyuyor” diyor Oracle HCM Uygulama Yazılımlarından sorumlu Strateji Müdürü Joachim Skura. “Birçok kuruluş teknolojiyi uygulamaya koyuyor ama bu teknolojiyi işlerine doğru bir şekilde entegre etmiyor. Çalışanlar hala makinelerin kendilerine karşı olduğundan korkuyor ama aslında organizasyonel büyüme bu ikisinin birlikte çalışmasıyla elde edilebiliyor. Hangi teknolojiyi hayata geçirirseniz geçirin hem bir kültürel değişime hem de çalışanların makineler ve teknoloji ile birlikte çalışabilecek becerilere sahip olması gerekiyor. Her tür teknolojinin gerçek faydalarından yararlanmak ve uyum gösterebilen bir işletme halini almak için hayata geçirilmesi gereken yedi etkeni bu dijital beceriler oluşturuyor.”