Odak noktası endüstriyel nesnelerin interneti (IIoT) olan Bren İleri Teknoloji, sanayi sektörüne enerji, bakım ve zaman tasarrufu sağlayan yerli donanım ve yazılım çözümleri sunan genç bir şirket. Tüm geleneksel sanayi altyapısını önce Türkiye’de sonra globalde tamamen dijitalleştirme ve endüstri 4.0 çağına entegre etme hedefiyle yola çıkan Bren, kurduğu sistemlerle müşterilerine minimum yüzde 5 ila 15 arasında değişebilen tasarruf sağlıyor.
Türkiye de endüstri 4.0’ın sunduğu fırsatlar sadece start-up şirketlerinin değil köklü teknoloji ve sanayi şirketlerinin de odaklandığı alanların başında geliyor. Bu alanda yatırım yapmaya hazırlanan endüstri şirketleri güvenli yerli partnerler ile çalışmayı tercih ediyor. Bunun arayışında olmaları aslında buna oldukça hazır olduklarını gösterir nitelikte… Bren İleri Teknoloji Enerji AŞ, 2018 yılından bu yana bilgisayar destekli mühendislik, gömülü sistem tasarımları ve imalat gibi konuların yanı sıra kendi bünyesinde ürettiği özgün ürün teknolojileriyle müşterilerine enerji, bakım ve zaman tasarrufu sağlayan yerli teknolojiler sunan genç bir şirket. Tüm geleneksel sanayi altyapısını önce Türkiye’de sonra globalde tamamen dijitalleştirme ve endüstri 4.0 çağına entegre etme hedefiyle yola çıkan Bren, yeni ürünlerle bunu en güvenilir, en hızlı, uygun maliyette, yenilikçi ve özgün teknolojilerle yapıyor.
Odak noktası endüstriyel nesnelerin interneti (IIoT) sektörü olan Bren, dünya genelinde yıllık birleşik büyüme oranının yüzde 30’dan daha fazla olduğu ve 2025 yılında 100 milyar dolardan daha fazla değere sahip olacak bu pazarın içerisinde yer alıyor. 2020 yılında yüksek büyüme potansiyeli olan teknoloji girişimlerine yatırım yapan Alesta Yatırım’dan 5 milyon TL değerleme üzerinden yatırım almıştı.
Ülkelerin destek ve teşvikler kapsamında çok daha öncelik verdiği alanların başında giyilebilir teknolojiler, akıllı sensörler, yapay zeka tabanlı platformların geldiğini anlatan Bren İleri Teknoloji Enerji AŞ CEO’su Çınar Laloğlu, Türkiye’de de bu alanla ilgili devlet teşvikleri ve yatırımların çok hızlı bir şekilde uyum sağlanması için sürece dahil edildiğini belirtiyor ve ekliyor:
“Ülkemizde bu alandaki girişimlerin de yatırım fonlarının radarında olduğunu görüyoruz. Uluslararası rakiplerimiz elbette bulunuyor ve Amerika’daki teknolojisi en yakın rakibimiz, aldıkları 30-40 milyon dolarlık yatırımlarla son iki yılda oldukça büyüdüler. Bren’in en temel farkı ise, kullanıcıya sağladığı fayda-maliyet oranı, farklı alanlara uygulanabilirlik ve hızlı entegrasyondur. Derin teknolojiyle sunduğumuz donanım ve SaaS modeliyle odaklı bir alanda, geniş bir sektöre ve ölçeklenebilir bir pazara entegre olmayı başardık. Bu, her ay daha da büyümemizi sağlıyor.”
“Yeni yatırım turuyla ciromuzu 12 kat artırmayı hedefliyoruz”
Saşgın süresince endüstriyel IoT ile prosesleri uzaktan izleme ve süreçlerinin optimize etme ihtiyacının daha da arttığına dikkat çeken Çınar Laloğlu, yatırımcıların erken aşamada girişimlere bu süreçlerde dahil olarak uzun vadede ciddi kazançlar elde edebildiğinin altını çiziyor. Laloğlu, “2021 yılı ikinci çeyreğine doğru yeni bir yatırım turuna çıkmayı planlıyoruz. Kısa sürede ekibimiz 3 kat büyüdü ve müşteri sayımız 5 kat arttı. Yeni yatırım turuyla ciromuzu 2020 yılına göre 12 kat arttırmayı hedefliyoruz. Yeni lansmanını yapacağımız 3 ürünle 2021 yılını çok daha verimli ve yoğun geçireceğiz. Türkiye’nin ilk 500 arasında yer alan ilgili sektörlerdeki firmaların en önemli problemlerini çözebilen bir girişim ile bu yola çıkmak bizim hedeflerimizi daha da büyüttü. Globalde son 3 yılda ABB, Fluke, Siemens, Emerson gibi firmaların sektördeki geleneksel problemleri farklı yaklaşımlarla çözüm sunan start-upları bünyelerine katarak daha da büyüdüklerini görüyoruz. Global odaklı bir firmayız. Polonya yurt dışı ofisimizle Avrupa pazarına açıldık, bu yıl içerisinde Amerika’da kuracağımız yeni firmamızla pazarda daha geniş alanda büyümeyi hedefliyoruz. Sadece üretiminde buhar enerjisini kullanan şirketler için Dünyada 20 milyar dolarlık bir pazar öngörülüyor. Donanım girişimi olarak müşterinin kendisinin kolayca montaj yapabileceği, prosesi durdurmadan entegre edilebilen ürünler üretiyoruz. Global ölçekte yaygın olan SaaS gelir modeli gibi daha az maliyetlerle operasyonları yönetmemizi sağlayacak hizmetler geliştiriyoruz.”
Buhar teknolojisinin yüksek sıcaklık ve basınç altında çalışma gereksinimi, sektörlerdeki üretim maliyetlerini ve risklerini doğrudan etkileyen temel faktör. Bren’in bu sektörlerde odaklandığı müşteri kazanımı ise enerji, bakım ve zaman tasarrufu oluyor. Üretimde buhar teknolojisini kullanan firmalar gibi, doğalgaz ve kömür yakıt tüketimlerinin çok fazla olduğu petrol-gaz, demir-çelik, ilaç, kimya, gıda, ambalaj, tekstil gibi birçok sektöre önemli kazançlar sağlayan ürünler geliştirdiklerini anlatan Çınar Laloğlu, önleyici ve kestirimci bakım, süreç ve performans takibi yapabilen ürünlerle müşteri deneyimine sundukları yenilikçi ve derin teknolojilerle dijitalleşmeye daha kolay, hızlı ve uyumlu geçiş sağladıklarını söylüyor.
Laloğlu, “Kritik mekanik ekipmanlar içeren proseslerde işletmelerin en büyük problemleri, fark edilemeyen buhar kaçakları ve bu kaçaklardan oluşan enerji ve ekipman maliyetleridir. Biz dijitalleşmenin verdiği avantajları uçtan uça çözümlerle müşteriye sunarak doğalgaz ve kömür maliyetlerinin aylık yüzde 15’e kadar azalmasını sağlıyoruz. 2 yıl garanti ile sunduğumuz ürün ve hizmetin yatırım geri dönüş süresi 3 ila 6 ay arasında değişiyor. Yerli üretim olmamız müşterilerimize avantaj sağlıyor.”
Yatırım geri dönüş süresi kısa olan yerli ürünler üretiyor
“Firmaların üretim kapasitesi her gün daha da artıyor, ancak dijitalleşmeyle üretim süresince çevreye verdiğimiz zararları minimuma indirebilir, prosesleri daha verimli hale getirebiliriz” diyen Çınar Laloğlu, fayda-maliyet oranında yüksek, buhar kaçakları ve ekipman arızalarını sürekli izleme ile tespit ederek yatırım geri dönüş süresi kısa olan yerli ürünler ürettiklerinin altını çiziyor.
Geliştirdikleri teknolojilerle karbon salınımını ve ekipman kaynaklı arıza risklerini önemli ölçüde azaltabildiklerini söyleyen Çınar Laloğlu, geliştirdikleri ürün ve teknolojiler hakkında şu bilgileri veriyor: “Gerçek zamanlı verileri sistem performans takibi, enerji kazanım, kayıp miktarları ve arıza durumlarının tespit edilmesinde kullanıyoruz. Yapay zeka entegreli yazılım teknolojimizle ekipmanların arızalanmadan bilgilendirme yapan veri analizi ile de ekipman ömrünü uzatmanın yanında risklerini de yüksek oranda azaltıyor. Endüstri 4.0 ve yapay zeka olanaklarını verimli ve sorunsuz bir üretim için kullanıyoruz. Biz uçtan uca çözüm sağlayarak tek bir yazılımla her yerden erişebilecekleri arızaları ve kayıpları öğrenebilecekleri online izleme hizmeti sağlıyoruz. Ürünlerimizde bataryasız sensör teknolojisini geliştirerek kendi enerjisini üretebilen bir yapı kazandırdık. Nanojeneratör teknolojilerini kullanarak sıcaklık, titreşim, gürültü gibi farklı enerji kaynaklarını elektrik enerjisine çeviriyoruz ve sensörlerin veri atması için sürdürülebilir bir enerji kaynağı sağlıyoruz. Müşterilerimiz, kullandıkları akıllı sensörlerde herhangi bir batarya değişim maliyeti veya enerji kablosu gereksinimi olmadan, enerji kesintileri yaşamadan sürekli veri alabiliyorlar.”
Esnek hibrit nanojeneratör teknolojisiyle Türkiye’de bir ilke imza atacak
Dijitalleşmenin ve sürekli sistem performans takibi yapmanın anormal durumların tespitinde önemli rol oynadığını fark eden müşterilerin diğer kullanım alanlarına geçişlerini de hızlandırdığına dikkat çeken Çınar Laloğlu, geliştirdikleri yeni teknolojiler hakkında şu bilgileri paylaşıyor: “Biz nanojeneratör teknolojileriyle yola çıkarak ürünümüzü pivot ettik. Bu kapsamda mekanik, elektronik ve yazılım ekiplerinin multidisipliner çalışması sonucu Bren STM (Steam Technology Monitoring) ortaya çıktı. Bu teknolojileri kendi enerjisini üretebilen, batarya değişim ihtiyaçlarını ortadan kaldırarak daha özgün ve yenilikçi hale getirdik. Müşteri deneyimlerinde bu konuda oldukça güzel geri dönüşler alıyoruz. Endüstriyel nesnelerin internetini, düşük güçte üretim teknolojilerine entegre ederek kendi enerjisini üretebilen akıllı sensörler ve birleştirilmiş yapay zeka uygulamalarını artıracağız. Bu kapsamda uluslararası patentli teknolojimiz olan esnek hibrit nanojeneratör teknolojisini 2022 yılında daha farklı bir uygulama alanıyla ilk Türkiye’de uygulayarak yenilikçi bir çözüm getireceğiz.”