Hızlı bir artışla gelişen dijital dünya beraberinde birçok sektörü de değişime sürüklüyor. Sağlık sektörü de değişim gösteren sektörlerin başında yer alıyor. Siber suçlular, hastaların kişisel sağlık verileri, tedavi geçmişi ve hassas verilerini hedef alarak sağlık kurumlarını da hedef alıyor. Sağlık kuruluşlarının sınırlı siber güvenlik bütçeleri ve karmaşık BT altyapıları, onları saldırılara karşı savunmasız bırakıyor. Bu durum hem hasta mahremiyetini hem de kurumların finansal güvenliğini tehdit etmesiyle beraber itibarı da büyük bir risk altına sokuyor.
Sağlık sektörü, en çok ihtiyaç duyulan sektörlerin başında geldiğinden özellikle son iki yıldır siber suçluların güvenlik açıkları arayarak sistemlerine sızdıkları kurumların başında yer alıyor. Yetersiz güvenlik kaynaklarıyla internet üzerinden alınan sağlık randevuları, hastane sistemlerindeki düzensizlik gibi başlıca unsurlar siber saldırganlar için kolay ve 1 numaralı hedef haline geliyor. Sektör, tüm sağlık sistemini engelleyen fidye yazılımları, kimlik avı gibi aldatıcı teknikler ve hassas verilerin ihlalleri gibi tehditlerle karşı karşıya kalıyor. MSP’ler ve sağlık merkezlerinin bu risklerden korunması için uyumlu olmaları ve proaktif davranışlar sergilemesi gerekiyor. Bu strateji, siber saldırı durumunda uç nokta koruması ve hasar kontrolü elde etmelerini sağlıyor. Risklerin yüksek olduğu sağlık sektöründe, siber güvenliğe proaktif bir yaklaşım benimsemenin pazarlık konusu olmadığı ve en iyi uygulamaları uygulayarak, sağlık kuruluşlarının hasta verilerini koruyabileceğini, düzenlemelere uyumu sağlayabileceğini ve nihayetinde sağladıkları hizmetlere olan güveni koruyabileceklerini ifade den eden WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, sağlık sektöründe siber güvenliği güçlendirmek için atılabilecek adımları paylaşıyor.
1. Çalışan eğitimi ve farkındalığını geliştirin: Sağlık kuruluşları, tüm çalışanlar için devam eden siber güvenlik eğitimine öncelik vermelidir. Düzenli atölyeler ve seminerler, personelin kimlik avı saldırılarını, sosyal mühendislik taktiklerini ve diğer siber tehditleri tanımasına yardımcı olabilir. Bilgili bir iş gücü, olası ihlallere karşı ilk savunma hattıdır.
2. Güçlü erişim kontrolleri uygulayın: Hassas bilgilere erişimi yalnızca işlevlerini yerine getirmek için ihtiyaç duyan kişilerle sınırlayın. Rol tabanlı erişim kontrolleri (RBAC), personelin yalnızca rolleriyle ilgili verilere erişebilmesini sağlamaya yardımcı olur. Erişim izinlerini düzenli olarak gözden geçirmek ve güncellemek riskleri azaltmaya yardımcı olabilir.
3. Veri şifrelemeye özen gösterin: Hassas hasta verilerinin hem aktarım sırasında hem de bekleme sırasında şifrelenmesi kritik öneme sahiptir. Bu, veriler yetkisiz bir şekilde ele geçirilse veya erişilse bile yetkisiz kullanıcılar tarafından okunamaz durumda kalmasını sağlar.
4. Hem donanım hem de yazılım olmak üzere tüm cihazlarınızı güncel tutun: Güncel olmayan bilgisayarların yanı sıra en son güncellemeleri yüklenmemiş işletim sistemleri ve antivirüslerin kullanımı, bilgisayar korsanlarının veri tabanına saldırmak için istismar edebileceği büyük bir siber güvenlik ihlalini temsil eder. Bulutta gelişmiş cihazlar ve yönetilen hizmet sağlayıcıları kullanmak, sağlık merkezlerini bu tür tehditlere karşı daha dayanıklı hale getirecektir. Sağlık merkezlerinin, olası gelişmiş tehditlere (EDR) karşı güçlü bir önleme, tespit ve yanıt katmanı içeren gelişmiş bir çözüm dağıtmaları gerekir. Uç noktada tam korumadan yoksunlarsa, diğer tüm girişimler yetersiz kalabilir.
5. Tıbbi cihazları güvenli hale getirin: Bağlantılı tıbbi cihazların kullanımının artmasıyla birlikte, güvenliklerinin sağlanması çok önemlidir. Bu cihazların güvenlik özelliklerini düzenli olarak değerlendirin ve güncelleyin ve riski azaltmak için bunları ana ağdan ayırın.
6. Düzenli veri yedeklemeleri yapın: Kritik verilerin sık sık yedeklenmesi, fidye yazılımı saldırılarına ve diğer veri kaybı olaylarına karşı koruma sağlayabilir. Yedeklerin güvenli bir şekilde saklandığından ve geri yükleme süreçlerinin düzenli olarak test edildiğinden emin olun.
7. Çok faktörlü kimlik doğrulamayı (MFA) kullanın: MFA, hassas sistemlere erişim izni vermeden önce birden fazla doğrulama biçimini zorunlu kılarak ekstra bir güvenlik katmanı ekler. Bu, yetkisiz erişim riskini önemli ölçüde azaltabilir.
8. Tedarikçi risk yönetimini takip edin: Hassas verilere erişimi olan üçüncü taraf satıcıların siber güvenlik uygulamalarını değerlendirin. Sıkı güvenlik standartlarına uyduklarından ve güvenlik önlemleriyle ilgili düzenli iletişim sürdürdüklerinden emin olun.
9. Hastaları siber güvenliğe dahil edin: Hastaları kişisel bilgilerini koruma konusunda eğitin, hassas verileri paylaşırken güvenli iletişim kanallarını kullanmanın önemini vurgulayın. Onları sağlık bilgileri konusunda dikkatli olmaya teşvik edin.